14:49 - BOTU KURTARMAK İSTERKEN KENDİSİ BOĞULDU
11:54 - GÜVENLİK KAMERASINI GÖRE GÖRE SİLAHI BÖYLE ÇALDI
12:30 - 11 YAŞINDAKİ ÇOCUĞU VE BABASINI ÖLDÜREN ÇOBANA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET CEZASI
10:49 - FETÖ’DEN GÖZALTINA ALINAN 13 KİŞİ ADLİYEYE ÇIKARILDI
12:55 - FETÖ OPERASYONUNDA GÖZALTINA ALINAN 26 KİŞİDEN 13’Ü ADLİYEYE SEVK EDİLDİ
12:48 - FETÖ’NÜN KADIN YAPILANMASINA OPERASYON: 9 GÖZALTI
12:08 - FETÖ’DEN GÖZALTINA ALINAN 26 İHRAÇ POLİS SAĞLIK KONTROLÜNDEN GEÇTİ
11:00 - DGAP’TAN MUSTAFA YALÇIN’A TAM DESTEK
Bir zamanlar zengin ve fakir iki komşu vardı.
Zengin olanın bir atı, fakir olanında bir ineği vardı.
Günlerden bir gün fakir olan şahsın ineği bir buzağı yavruladı, ancak zengin olan şahıs doğan buzağının kendi atına ait olduğunu ifade eder (Yani doğan buzağıyı benim atım doğurdu der.)
Fakir olan şahıs böyle bir olayla ilk defa karşılaştığı için hayretler içinde kalır.
At sahibine kardeşim hiç at buzağı yavruladığı duyulmuş mudur der.
Nihayet iki komşu bu meseleden dolayı mahkemeye başvururlar.
Mahkeme ise kararı bir menfaat uğruna zengine tevdi eder (verir.)
Bu arada hâkim fakire yönelerek görüyor musun buzağı at gibi çevik ve dört ayaklıdır. Gözleri atın gözüne benziyor diye fakire bir takım tehditler savurur.
Fakir meseleyi ikinci bir mahkemeye götürür.
Ancak ikinci mahkemede birinci mahkemede olduğu gibi buzağıyı at sahibine vermek sureti ile hüküm verir.
Nihayet fakir olan şahıs hakkını aramak için birinci, ikinci mahkemelerin kararlarına itiraz ederek davayı bir üst mahkemeye (temiz) başvurarak neticeyi bekleme safhasına girer.
Üst mahkeme hâkimi bu tür konularda daha titiz olduğu için meseleyi uzunca mütalaa ettikten sonra, önce davalılar olan fakir ve zengini karşısına dikerek, derin, derin her ikisini de dikkatlice süzdükten sonra şu sözde bulundu:
Beni bu konuda bugün mazur görün, çünkü ben bugün özürlüyüm. Der.
Orada salonda ayakta duran hâkime “Hâkim bey herhangi bir ihtiyacın falan mı var, eğer varsa ben telafi edeyim” diye söz ister.
Bunun üzerine hâkim benden kan geliyor (yani ben hayız) görüyorum deyince, zengin olan kişi yine söze karışarak nasıl olur hiç erkek hayız görür mü deyince, hâkim zengine yönelerek benim hayız görmemi kabul etmiyorsun da, nasıl atın buzağı yavrulamasını kabul ediyorsun diyerek mahkemeyi fakirin lehine sonuçlandırmak sureti ile mahkemeye konu olan buzağıyı fakire vererek gerçek hak yerini bulmuş olur.
Bu şekilde zengin, malına, servetine güvenerek gururlanan ve mahkeme önceki mahkemeler gibi lehine olacağını zan eden kişinin ipleri bu şekilde suya düşmüş olur. Bu tür hâkimlerimize daima muhtacız.
Allah böyle hâkimlerimize yardım eylesin.