AĞAÇ DEDE: YARIN SABAH "KAFTANGİYEN" KÖYÜNE GİDİYORUM 20.06.2024 İlk defa bir ADİGE (ÇERKEZ) köyüne gidiyorum. 160 kilometre. Yol uzun aracım fidanla dolu... Ancak orada çok güzel insanlarla var. Bu nedenle yolun uzunluğu sıkıntı değil.
Bu mevsimde ne fidanı diyeceksiniz? KIaftangiyende rakım 1800 ve toprak soğuk. Fidan dikilir... Dikilmeli. Çünkü canım Anadolumuzda dağlarımız çıplak ve tarla kenarları boş...
Haydi hepimiz bir köye gidelim. Burası benim 16. Köyüm.
"BİTKİ ŞEHİRLER" İKLİMİ, GIDA VE SU KRİZLERİNİN ANAHTARIDIR.
...Bitki şehirlerde insanlık toprakla barışacak, çoğunluk temiz üretken olacak, tüketici azalacak, her ev, her tarla, her köy ve her şehir doğal AVM olacak, sera gazı salınımları azalacak, yutaklar çoğalacak, her insan köyünde, kasabasında, şehrinde, ülkesinde doymaya başlayacak ve bu kötü gidiş durdurulacaktır. Durdurulmalıdır.
Bu gidiş durdurulamazsa ve 450ppm düzeyinden sonra (12-15 sene sonra) suyun sıfır derecede donduğu gibi; ya da 100 derecede kaynadığı gibi atmosferimiz 450ppm (0,1ppm) düzeyinde ya da 450 ppm düzeyini geçtikten sonra kırılma noktası yaşayabilir.
Bu olumsuzluklar olmasa dahi (tabii ki olmamasını dilerim) 450ppm düzeyinden sonra hava daha fazla ısınacak, kuraklık daha fazlaca yükselecektir. Bu şartlarda ormanları çoğaltmak ve bitki yetiştirmek bu güne oranla fazlaca zorlaşacaktır.
Dağlara fidan dikilse dahi fidanların sulama olmadan büyüyebilme şansı son derece azalmış olacak, su krizi yükselecek, tarlaların verimliliği azalacak ve gıda sıkıntısı tavan yapacaktır.
Hal böyle olunca ormanlaşma hızı bu günden itibaren kitlesel emek (insanların çoğunluğu) harekete geçirilerek son derece hızlandırılmalı ve süreç içerisinde duyarlılık yükseltilmelidir.
Bunları bu günden başarabilirsek yakın gelecekte iklim krizi, su ve gıda problemleri sorun olmaktan çıkacak ve yaşam güneş doğduğu müddetçe akıp gidecektir. Olması gereken budur.