https://www.kayserihakimiyet2000.com/files/uploads/user/0a29bf4f680b986ce337d275535fb433-87c9e5e6e2266d287d86.jpg
Yüksel Kalkan

BİR GÖNÜL İNSANI YUSUF DOĞDU

30-08-2022 11:46 20528 kez okundu.

     Yusuf Doğdu İncesu İlçesi Sarıkürklü köyü'nden emekli eğitimci. Mahlası BERBATİ olan Şair yazar Kaysader başkanlığını yapmış birisi. Kayserinin Âşık Seyran isi Abdürrahim Karakoç’u olarak bilir, şiirlerini hayranlıkla dinlerim. Yusuf Doğdu  şairler arasında her insanı sever, ama bazı özel arkadaşları var öğleden sonra vaktinin geçirdiği edebiyat sohbeti yaptığı, Köksal Akçalı, Mustafa Acar, Abdullah Ayata, Vedat Çalık da gönül insanlarıdır.
   Berbati mahlası ile atışmalar yapan, şiirleriyle gönülleri ısıtan. Çılgın ama iyi anlamda, sevdikleri için zaman ayıran, harika bir mizah anlayışı ve açık sözlü birisi.  Şiirlerini dinlerken ‘şiir kervanına’ binip Anadolu’nun acısına derdine ortak olup diyar- diyar, Yaylasını, ormanı, denizi tabiatın dört mevsimi yaşayıp şiir biter kervandan inersiniz. Böyle bir gönül insanı.
    
     Dernek çalışmalarında her zaman görev alan, Çıngı Kültür Sanat Edebiyat Dergisi yayın hayatına başlamasıyla yazıları ve şiirleriyle destek vermekte. Edebiyat dergisinin abonelere yetişmesi için büyük gayret göstermekte.
  Çok iyi facebook kullanan ve facebookta şiirlerini yayınlayan Yusuf Doğdu'nun bakın kısa bir şiiri 
ÖYLE GİT
Mademki beni,
Bırakıp gideceksin.
Seni nasıl sevdiğimi,
Bil de öyle git;
Sen de hiç yok mu vefa
Yalvarıyorum Allah'a.
Yanımda yüz yıl daha,
Kal da öyle git... Yalnızlığın acısını nasıl da anlatmış.

     Asabi, Berbati ile atışmaları var. Berbati Yusuf Doğdu; Emekli eğitimci şair yazar Asabi mahlası olan Köksal Akçalı ile hicivli atışmaları Çıngı edebiyat dergisi ve sanal âlemde çok meşhurlar. Atışma şiirlerinde okuyuculara kısa bir örnek vermek istiyorum.

ZOR GÜNLER KAPIDA

Daha bunlar güzel günler evladım
Hele yağmur yaş olsun da öyle gör
Seni candan bezdirecek her adım
Boran, tipi...kış olsun da öyle gör

Ekmeğine katık yapıp cefayı
'Gık' dedikçe çalacaklar sopayı
Acıktıkça yiyeceksin kafayı
Sabır sana aş olsun da öyle gör

Elde varken hep yüzüne gülenler
Hatır sayıp kıymetini bilenler
Seninle ağlayıp senle gülenler
Dolu kesen boş olsun da öyle gör

Perdesi düşerse eğer iffetin
Ayrılır o zaman kemikten etin
Sevgi ikiz kardeşidir nefretin
Yârin kalbi taş olsun da öyle gör

Olacaksın bulgurundan unundan
Faydası yok solusan da burnundan
'Kıç vergisi' alacaklar donundan
Külhanbeyi baş olsun da öyle gör.
ASABİ (KÖKSAL AKÇALI)

ASABİ’nin “ZOR GÜNLER KAPIDA ”şiirine cevap…

ÖYLE GÖR
Haklısın bu günler güzel ASABİ
Haram helal fit olsunda öyle gör
"Söz gümüşse, sükût altın" demişler,
Ağzımızda dut olsunda öyle gör!

Az da olsa ümidimiz var daha
Belki akşamadır, belki sabaha,
Çok şükür gözümüz görüyor daha!
Renklerimiz mat olsunda öyle gör!

Çaren bitip oturarak sorutup,
Ekmeği, Bulguru, eti unutup,
Bal diye sunulan zehiri yutup,
Dizlerimiz çot olsunda öyle gör!

Azık edip sevdalara cefayı
Az da olsa sürüyoruz sefayı
Çok şükür yemedik daha kafayı,
Akıl fikir kıt olsunda öyle gör!

ASABİ sözünü sakınacaksın,
BERBATİ’ye her gün yakınacaksın,
Emildikçe kanın ıkınacaksın
Tüm yavşaklar bit olsunda öyle gör!

BOZ EŞŞEK
Babam İncesu’dan bir kürük aldı.
Aylardan Mayıs’tı mevsim bahardı.
Büyüdü üç yılda bir eşek oldu,
Neler çektim boz eşeğin elinden!

Laftan anlamazdı, çok arsız idi,
Doğruluğu bilmez, hem hırsız idi,
Daha kürük iken ayarsız idi.
Neler çektim boz eşeğin elinden!

Ürkerdi hep, köprülerden geçmezdi. 
Pınardan, yalaktan suyu içmezdi.
Nodullardım, deh deh derdim kaçmazdı.
Neler çektim boz eşeğin elinden!

Üstüne binerken tekme atardı,
Yük yüklerken hemen yere yatardı
Benim bir derdime bin dert katardı,
Neler çektim boz eşeğin elinden!

Çalışmazdı tersineydi işleri,
Isırırdı, kazma idi dişleri.
Dil bilmezdi, anlamazdı çüşleri,
Neler çektim boz eşeğin elinden!

B.k kokular, hep burnunu dikerdi.
Dikenleri ta kökünden sökerdi.
Zikkeyi, zinciri kırar dökerdi.
Neler çektim boz eşeğin elinden!

Samanın içinden arpa seçerdi,
Tüm otları tırpan gibi biçerdi,
Gemini çıkarsam koyar kaçardı,
Neler çektim boz eşeğin elinden!

Parçalardı kuskununu kolanı,
Eskitirdi sırtındaki palanı,
Açgözlüydü çok severdi talanı,
Neler çektim boz eşeğin elinden.

Çelebi’de* nallatmazdı ayağı. 
Sap yüklerken dayatmazdı dayağı,
Soyu belli eşşoğleşşek soyağı,
Neler çektim boz eşeğin elinden!

En sonunda bıktım bozdum oyunu.
Gazloğlu’na** sattım, gördü boyunu.
İnşallah sürünür, köt(ü)olur sonu.
Neler çektim boz eşeğin elinden.

Türkmen soyundan, Türk milliyetçisi vatan bayrak sevgisiyle büyüyen Yusuf Doğdu her zaman şiirlerinde vatan bayrak temaları işler.  Ay yıldızlı Türk Bayrağı ile ilgili şiirinden son iki dörtlüğünü birlikte bakalım.  
  “Oğul-1)                                                             
           Bayrak inmez dedik bir kez,
           Sanma ki o basit bir bez,                                                                      Yan bakanın başını ez, 
          Ne hainler çıkar oğul.

Gitmese de sözüm hoşa,
Gel öğüt al koşa koşa,
Denmemiştir, bil ki boşa,
“Balık baştan kokar” oğul.

      Benim bildiğim kadarıyla Yoğunburç Cuma şiir akşamlarında Ramazana Mektuplar şiirleriyle tanınan eğitimci Yusuf Doğdu'yu (Berbati) anlatmak zor. Yüzlerce sayfa yazmak gerekir yani bir hikaye kitabı ile ancak bu güzel insan anlatılır. Bu gibi insanlar yüzyılda bir gelir, kıymetini yaşarken bilmek lazım. Sözü uzatmadan cinaslı bir şiiriyle bitirelim.                                                                              Sevgili kardeşimiz Yusuf Doğu’ya başarılar dilerim kalemin daim olsun inşallah huzur dolu günler.
ANLAMIYOR 
Daha önce havlamazdı,
Bugünler de itler azdı,
Benimkisi bir ikazdı,
“Oşt! “diyorum anlamıyor.

Sanki davar veya sığır,
Kulakları hepten sağır,
Hiç tınmıyor, bağır çağır,
“Hişt!” diyorum anlamıyor.

Şu Ermeni’nin dölüne:
“Bakmıyorsun hiç keline,
Tarak almışsın eline,”
“Puşt!” diyorum anlamıyor.

Kanar yaram içten içe
Vatan verilir mi piçe 
Hepisini sayıp hiçe 
“Kişt! “diyorum anlamıyor
07.08.2022
YÜKSEL KALKAN ( Gazeteci- Yazar)

DİĞER YAZILARI