YALNIZ KALABALIKLAR

Osman Karakebeli

19-04-2024 10:39

Kalabalıklara yayılan bir hastalık gibi düşünebiliriz bunu. Ülke sınırlarını aşan ve bir merkezden yayılıp çoğunluğun üzerine çöken bir kasvet gibi. Kalabalıkların duygu ve düşüncelerine çizilen bir sınır gibi de düşünebiliriz. Bir düşünce ve duygu istilası sonucunda büyük bir çoğunluk için düşünce ve duyguların karantinaya alınışıyla başladığını da düşünebiliriz bunun kaynağı için. Dayanışmanın ve biz merkezli düşüncenin karşıtı.

Bir kişinin kendini düşünmesi anormal olmayıp ihtiyaç ve sorumluklar için bir gereklilik ancak bir oranı olması gerekmez mi? Varlıkları kapsayan birçok olgunun içinde dengenin varlığına inanırken kendimizi düşünmek konusunda aşırıya kaçmanın, bu konuda dengeleri aşmanın toplum içinde olumsuz ve ağır bir sonucu olduğunu birçok insan biliyor. Birçok insan anlıyor uzatılan elin tutulmamasının ardındaki sebebi. Birlik, beraberlik, yardımlaşma ve dayanışma herkes için bir ihtiyaçken ben diyerek yalnız kalıyor insan kalabalıklar içinde. Bir savaş veya mücadele hâline geliyor toplumsal yaşam herkesin sadece kendini düşündüğü bir dünyada. 
Herkesin bir derdi olmasının ardındaki sebebi düşünürken karşısına çıkan sebepler arasında da bu unsurla karşılaşıyor. İnsanlar arasındaki en yakın bağlar zayıflıyor ve kopuyor birçok insan için bu bağlar. Bağları kopmuş bir toplum hüsrana doğru mu ilerliyor. 
Samimiyetin yerini şüphe alıyor insan ilişkilerinde ben merkezli düşüncenin etkisiyle. Siyah elbiseler giymiş kötü adam algısı oluştuyor birçok kişi için çıkar ya da menfaat kelimesi. Bir insan ölürken, yaralanırken, kan kaybederken ya da canı yanarken sokakta, birçok insanın izlemesinde veya ilgisiz kalmasındaki sebeplerden birisi de bu değil mi? 
Sanırım herkes düşünmüyor, bireyselin içinde toplumsal mı? Yoksa toplumsalın içindeki bireysel bir varlık mı insan diye. Her türlü toplumsal ve siyasal oluşumun içinde bireysel hesaplarla var olmak mı istiyor insan. Aman kelimesiyle başlayan bir cümlenin içinde kendini düşünme içerikli bir ebeveyn yönlendirmesiyle mi şartlanıyor insan. Genel şartların korkutucu etkisiyle mi kuruluyor yoksa bu cümle. Belki de korku yönlendiriyor insanı bir anominin ortasında var olamama korkusu aman kelimesiyle başlayan cümleleri kurduruyor bize. Ya da yaşama tutunamama korkusu da olabilir bu korku. Belki de varlık ve yokluk arasında yenilginin korkusu. 
Samimiyet gömleğinin içinde samimiyetsizlik saklanıyor her türlü iletişim ortamında. Emek hayatında da bir maske değil mi samimiyet, güler yüzlü iletişim içinde rakip algısının iktidar olduğu.
Şartların, engellerin, elemelerin, sınırların ve duvarların kendini gösterdiği bir mekanda, o mekanda var olma çabasının etkisi de belki belki bizi yalnızlığa sürüklüyor. Yalnızlığa sürüklenen insanlar da bir kalabalık oluşturuyor.

DİĞER YAZILARI İNSAN VE YOL 01-01-1970 03:00 UYUMLU OLMA 01-01-1970 03:00 ÜÇ DEĞERLİ UNSUR 01-01-1970 03:00 DENGENİN VARLIĞI 01-01-1970 03:00 DİSİPLİN VE DENETİM 01-01-1970 03:00 TOPLUMUMUZDA KADIN 01-01-1970 03:00 TOPLUM VE YÖNETİMDE CİDDİYET İLE KURALLARA KOŞULSUZ BAĞLILIK  01-01-1970 03:00 SORUMLULUKLAR HİYERARŞİSİ... 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİM, YENİLİK VE GELİŞİM İÇİN ÖNCE EĞİTİM VE BİLİNÇ 01-01-1970 03:00 TÜRK DEĞİŞİM VE YENİLİĞİ 01-01-1970 03:00 DEĞİŞEN DÜZENİN İNSANLARI 01-01-1970 03:00 SORUN DÜNYA DÜZENİ 01-01-1970 03:00 HANGİ DÜNYADA YAŞIYORUZ? 01-01-1970 03:00 NEYE VE KİME GÖRE YlLBAŞl 01-01-1970 03:00 KAN VE ATEŞ 01-01-1970 03:00 DEĞİŞİMİN ESERİ YA DA DEĞİŞİMİN ESİRLERİ... 01-01-1970 03:00 ŞİMDİKİ ZAMANDA 01-01-1970 03:00 BİR GEREKLİLİK OLARAK DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ BİLİNÇ 01-01-1970 03:00 KURAL VE DÜZEN 01-01-1970 03:00 GELECEKTEN BEKLENTİLER 01-01-1970 03:00 İYİLİĞİMİZ İÇİN 01-01-1970 03:00 BEKLENEN GÜN VE BEKLENEN GELECEK 01-01-1970 03:00 YÜZ YlLl DEVİREN CUMHURİYET 01-01-1970 03:00 KAYBEDİLEN İNSANLIK İÇİN ÖMÜR BOYU YAS 01-01-1970 03:00 DÜŞÜNCE YOLCUSU... TANITIM ZAMANI 01-01-1970 03:00