https://www.kayserihakimiyet2000.com/files/uploads/user/58a3db58796ee4fbe42b1bcea1a888ff-f71ebf0273bdb4ba5b5b.jpeg
Süleyman Kocabaş

“DİL DEVRİMİ” İLE GELEN ‘DİLİMİZİN DEVRİLMESİ” HAKKINDA YABANCI İLİM ADAMLARININ GÖRÜŞLERİ  II

24-07-2023 11:44 2785 kez okundu.

“DİL DEVRİMİ” İLE GELEN ‘DİLİMİZİN DEVRİLMESİ” HAKKINDA YABANCI İLİM ADAMLARININ GÖRÜŞLERİ  II

Süleyman KOCABAŞ-kocabassuleyman@gmail.com

  İNGİLİZ TÜRKOLOOG H. C. HONY’UN GÖRÜŞLERİ                                              

  Yazımızın birinci bölümünde, İngiliz Türkolog, Prof.  G, L. Lewis’in görüşlerinden bahsetmiştik. Bu ikinci bölümde ise yine bir İngiliz Türkolog H.C. Hony’un görüşlerinden bahsedeceğiz.         

 İngiliz Türkolog H.C. Hony, İngilizce  Türkçe   Sözlük’ün  yazarıdır.  Türkçenin “Dil Devrimi” ile gelen içinde yüzdüğü büyük buhranı  1947’ de yayınlanan  “Iras” adlı  eserinde dile getirmiş, bu buhranı onun yazdıklarından anlatmaya yönelik olarak  Prof. Dr. Osman Turan, adı geçen  kitaptan    “Türk Dil Buhranına Toplu Bir Bakış” başlıklı yazısında alıntılar yapmıştır.

 “Iras” kitabından, dil uzmanlarımızdan Nejat Muallimoğlu (“Türkçe Bilen Aranıyor” kitabında) ve İsmail Habip Sevük de (“Dil Davası” kitabında) bahsetmişler ve aşağıda   Osman Turan’ın yaptığımız  alıntılar doğrultusunda bular da adı geçen kitaptan bahsetmişlerdir.  

“ Türkiye’de okullarda ders kitaplarında okutulan dille, ana –babaların konuştuğu dil birbirinden  farklı hale gelmiştir.”

      “Türk  çocuğunun tahsil için  gittiği yere resmi makamlar ‘okul’,  ana babalar ve umumiyetle millet  ‘mektep’ der.  Onun okuduğu kitaplarda öyle kelimeler vardır ki,  bunları konuşma dilinde kimse kullanmaz; ana ve baba da anlamaz (Osmanlı döneminde olduğu gibi yeniden iki dilli hale gelmek).   Halbuki bu zamana kadar Avrupalılaşmak yolunda başlayan dil ıslahı, kültür ve edebiyat mensupları tarafından  normal bir yolda yapılmıştı (Osmanlının son  döneminde 1840 – 1910 zaman dilinde yaşanan  dilde sadeleştirme hareketi. Atatürk de Nutuk’unu bu 1927’de bu dille yazmıştı).  Dil, tabii ve yaşayan bir varlıktır.  Onun üzerinde yapılacak ameliyatların  küçük çapta olmaları bile, dilin sıhhatini tehlikeye koyar.”

    “Reformcular, dillerindeki  yabancı kelimeleri atmak ve  yerlerine uydurukça kelimeleri  koymak garabetine düşmüşlerdir.”       

        “Türkiye’de dil hareketi, hemen hemen tamamıyla politikacılardan müteşekkil ve neşriyatı  abesiyattan (boş şeyler)        ibaret olan Dil Kurumu tarafından yapılmıştır.  Teşekkül tarzı İngilizceye benzeyen  Türkçenin maruz kaldığı vaziyeti  anlamak isteyen bir İngiliz’in, yalnız eski Anglo –Sakson  kelimelerini bırakarak diğer bütün yabancı  kelimeleri atmayı ve yerlerine Anglo – Sakson esasına dayanan  yeni uydurmaları koymak garabetine düşer.” 

  “Bunlar yabancıdır diye atılan Arapça  kelimelerin yerine ya gülünç kelimeler uydurulmuş ya da  Fransızca  yabancı kelimeler alınmıştır.”

       “Mesela, harp, muharebe ve mücadele gibi üç ayrış mefhum sadece  bir ’savaş’ kelimesiyle  ifade edilmek istenerek  bu üç kelime atılmış,  diğer taraftan, birçok gülünç kelimeler konulmuş, bir kısım kelimelere zoraki ve yanlış manalar verilmiş;  buna mukabil, ecnebi,  Fransızca kelimeler Türkçeye sokulmuştur.

     Türkçeye mal olmuş Arap ve Acem kelimelerini atarak onların  yerine  ‘rötar’, ‘rekolte’ gibi garplı kelimelerin  alınması, bunlar,  ocaktaki tavanın içinden  kurutulmak isterken  ateşin içine düşman ekmekten  başka bir şey değildir.”

“Türk dili hakikaten büyük bir tehlike içindedir.

      “Ben bu zengin ve güzel sesli  dil için, hakiki bir tehlikenin mevcut olduğuna kâfi derecede işaret ettiğimi sanıyorum.  Zira şüphesiz ki, Türkçenin güzelliklerinden biri de,  aslında kötü telaffuz edilen Arapça kelimelerin  Türklerin maharetiyle gelişmiş olmasıdır. Bu değiştirme, birbirine az çok tenakuzlu (çelişkili) olan  esas  âmil (etken) gözükmektedir.”

“Türklerin dillerini  değiştirmede üç amaç vardır: Maziden gelen her şeyi söküp atmak, Avrupa’ya yaranmak,  derin düşünceden mahrum kaynaklanan faydasız milliyetçilik.

      “1-Mazi ile alakayı (ilişkiyi) tamamen kesmek, Osmanlı İmparatorluğundan kalan her şeyi söküp atmak arzusu.

      2-Avrupa milletleri camiası arasında  telakki edilme arzusu.

     3-Muhakemeden (derin düşünceden)  mahrum ve abes (faydasız) milliyetçilik.”

“Türkiye Cumhuriyeti bürokrasisi ve bir kısım yazarları da Osmanlı bürokrasisi  ve yazarları gibi iki dilli toplum oluşturdular.”

      “Bugün kötürüm ve uydurma  dil  konuşmada değil, sadece resmi çevrelerde  ve ikinci derecede  gazeteciler tarafından kullanılmaktadır.” 

“Türkiye’de asıl tehlike uydurukça  dilin okullarda okutulmasıdır. Bu İngiltere’de olsa idi yapanlar ölümle cezalandırılırlardı.”

      “Fakat bu dil (uydurukça dil) mekteplerde okutulmakta ki,  asıl tehlike buradadır.  Böyle bir teşebbüs İngiltere’de vuku bulsa idi, mutlaka gülünç bir hale sokularak  ölüme mahkum edilirdi.  Türkler ise,  diğer herhangi bir yabancı milletten ziyade İngilizlerin anlayışına  yakın bir homoraya  (benzeri yapılanma ) sahiptir.  O halde İngiltere’de vuku bulsa maruz kalması gereken bir takibata niye maruz kalmadılar?”

“Türkiye’de profesörler ve öğretmenler, ülkenin menfaatlerini  kendi menfaatlerine  feda ettiler. Korku cumhuriyeti onları hakikati seçmekten alıkoydu.”

      “Türkiye’de profesör ve öğretmenler, hep devlet memuru olduklarından  ve orada henüz bizim anladığımız manada  bir hürriyet bulunmadığından, (Tek Parti dönemi  1923 – 1945 zaman dilimini kastediyor)  birisi bu  harekete (uydurukça   dile) muhalefet eder ve gülünç bir duruma sokmaya çalışırsa, mevkiini kaybeder veya hiç olmazsa mürteci (gerici)  olarak anılır. (1) O halde, biz,  Türklerin  diline ‘hayırlı olsun’ diyelim. “

“Türkiye’de dilin tahrip ve kötürüm edilmesini dünyada yalnızca Rusya destekliyor. Tehlikenin büyüklüğünü anlayan Türk aydınları, büyük bir ıstırap içinde yaşıyorlar.”

      “Rusya’dan başka hiçbir yabancı memlekette  beğenilmeyen,  tutmayan ve desteklenmeyen, dil hareketi karşısında  sırf ilmi ve insani  endişelerle duyulan bu tepkiye  milli menfaat ve hisleri  ilave ettiğimiz zaman, meselenin büyük tehlike arz ettiğini anlayan Türk fikir ve düşünce adamlarının  ne kadar mustarip (sıkıntılı ve üzgün) olmaları ve ne yapmaları gerektiği daha iyi anlaşılır.” (2)

“Aşağılık duygusu yanında her şeylerini Frenklere beğendirmek maksadıyla hareket eden Türkler, hâlâ  gaflet uykusundan uyanamadılar.”

    “Aşağılık duygusuyla, her şeyi Frenk’e (kıta kara Avrupası) beğendirmek  ve bu maksatla Türkçeyi de  Fransızcaya benzetmek isteyen bu insanların, Avrupalı ilim çevreleri  karşısında hissiz kalmaları,  gafletten uyanmamaları da  anlaşılır bir şey değildir.”

“Uydurmacıların bir dil (Irkçılık, Türkçülük adına)  hastalığı da Orta Asya kabile diline dönmek hastalığıdır.”

     “Biz de, beşinci asırdaki Hengist ve Horsa’nın kullandığı dile dönersek, bugünkü İngilizcenin hali nice olur? Böyle boş hevese kapılarak, bir millet,  kendi mazisini inkara kalkarsa, hepimiz, toptan kabile hayatına döneriz.”

      “Dil Devrimi” ile gelen “Dilimizin  Devrilmesi” ne, bizim ilim adamlarımız  ve yazarlarımızın ağlanmasından daha çok, aklı selim ve sağduyu sahibi yabancı ilim adamlarının “ağlaması” nı dile getiren bu dizi yazımızın  üçüncü bölümünde Lewis ve Hony’den sonra diğer yabancı ilim adamlarının görüşlerine yer vereceğiz.

              DİP NOTLAR:

        1- Kendisi  üniversitede profesör  olması sebebiyle, edebiyatçı ve dil uzmanlarımızdan Necmettin Hacıeminoğlu da neredeyse  bütün profesörlerin  “tepkisizliği” nden hep yakınır;  dilin tahribi karşısında bunların “devasa suskunluğu” nu şöyle dile getirir:  “Dil meselesi  bahis konusu olduğu zaman  bazı kimseler  ilmi de, doğruyu da, hakikati de unutmaktadırlar… İlim geleneğinin esası, gerçek ilim adamı olmaktır. Bizde ise, tam tersine, ilim adamlığı, birtakım akademik unvanları takmaktan  ibarettir. İlim zihniyeti, hakikate saygı, cesaret ve şahsiyet daima ikinci plandadır… İmkanları kendi menfaatine kullanan ‘istismarcılar’ da tükenmeyecektir. Dil meselesinde cinayetler böyle işlenmektedir…” (Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu, Türkçenin  Karanlık Günleri, Ankara, 1974,  s. 56 – 57)

       2-Komünist Rusya’nın, Türkiye’de uydurukça dil icadına destek vermesinin amacı, , Azerbaycan ve Orta Asya Türkleri  ile Anadolu Türkleri arasındaki dil birliğini bozmak, bu yolla da Doğu ve Batı Türk dünyasının kendisine karşı tehlikeli olarak gördüğü birliğini engellemektir. 23 Temmuz 2023   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                                                                                          

DİĞER YAZILARI GÜNÜMÜZÜN SULTAN VAHDETTİNLERİ, DAMAT FERİTLERİ, ALİ KEMALLERİ KİMLERDİR?   31 MART 2024 MAHALLİ SEÇİMLERİNDE  OYUMU KİMİ VERECEĞIM? SİYONİST İSRAİL'İN ARAP SOYKIRIMI İSTİKLAL VE İSTİKBALİMİZ TEHLİKEDEDİR KENDİ İTİRAFLARIYLA SİYONİST İSRAİL’İN  “ KOLONİYAL  JANDARMA –POLİS DEVLETİ” OLARAK DOĞUŞU İSTİKLAL VE İSTİKBALİMİZ TEHLİKEDEDİR! SİYONİZM’İN SİYASALLAŞMASI VE ADRESİNİ BULMASIYLA GELEN “KOLONİYAL  JANDARMA - POLİS DEVLETİ KURMAK” İTİRAFLARI KENDİ İTİRAFLARIYLA SİYONİST İSRAİL’İN  “ KOLONİYAL  JANDARMA –POLİS DEVLETİ” OLARAK DOĞUŞU CUMHURİYETİN 100’ÜNCÜ YIL ANALİZLERİ  VE ELEŞTİRİLERİ CUMHURİYETİN 100’ÜNCÜ YILDÖNÜMÜNDE TÜRKÇE “HARF  DEVRİMİ”NDEN SONRA  GELEN “DİL DEVRİMİ”  “ DOĞU İSLAM MEDENİYETİNDEN  KOPMAK” VE “SEKÜLER –LAİK BATI MEDENİYETİNE GİRMEK” “DİL DEVRİMİ” İLE GELEN “DİLİMİZİN DEVRİLMESİ”   HAKKINDA YABANCI İLİM ADAMLARININ GÖRÜŞLERİ YABANCI  İLİM ADAMLARI –TÜRKOLOGLARIN “DİL DEVRİMİ” İLE GELEN ‘DİLİMİZİN DEVRİLMESİ” GÖRÜŞLER...1 YABANCI İLİM ADAMLARI ERMENİ  TAŞNAKSUTYUN PARTİSİ İLE İTTİHAT VE TERAKKİ PARTİSİNİN SULTAN ABDÜLHAMİT’İ DEVİRMEK İÇİN İTTİFAKI VE GÜNÜMÜZDE TARİHİN TEKERRÜRÜ ERMENİ  TAŞNAKSUTYUN PARTİSİ İLE İTTİHAT VE TERAKKİ PARTİSİ.... “ABDÜLHAMİT VE ERDOĞAN GİTSİN DE KİM GELİRSE GELSİN” İN TARİHSEL ÇÖZÜMLENMESİ 6 ŞUBAT 2023  7.7 +7.6 ÇİFTE BÜYÜK  DEPREMİ DİLE İHANET MİLLETE İHANET DEMEKTİR... CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN   VE  SİYASİ PARTİLER GENEL BAŞKANLARINA  İKİNCİ     AÇIK MEKTUBUM KOCABAŞÇA KÖŞESİ-7 KOCABAŞÇA KÖŞESİ-6 KOCABAŞÇA KÖŞESİ-5 KOCABAŞCA KÖŞESI-OKULU-3 CUMHURBAŞKANI VE MUHALEFET LİDERLERİNE AÇIK MEKTUBUM KOCABAŞCA KÖŞESI - OKULU KOCABAŞÇA VATAN VE MİLLETİMİZİ KUŞATAN TEHLİKELER VE OYUMU KİME VERECEĞİM? GERÇEKLER VE BİR DUA.. KUR’AN YAKMA HAÇLI SALDIRISI VE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER BUNLAR SÖZLERİNİ TUTMAZLAR SES BAYRAĞIMIZ TÜRKÇEMİZİN ÖNEMİ SES BAYRAĞIMIZ YENİ BİR CEPHE DAHA Ml AÇlYORLAR? BİR ENTELEKTÜEL NASIL OLMALI? TÜRKÇENİN  KATLİ İNGİLİZCE GRAMER KAİDELERİNİN TÜRKÇENİN GRAMER KAİDELERİNİ İŞGALİ BÜYÜK BİR “MȂNEVİ BUHRAN”A DOĞRU MU SÜRÜKLENİYORUZ? ENVER  PAŞA  VE İTTİHATÇI LİDERLERİN KAÇIŞLARI  VE ENVER PAŞA TARİHİNİN SONU