https://www.kayserihakimiyet2000.com/files/uploads/user/08797c9a781ba4e5246b9bed47ebf0fd-d063763159b2396b15df.jpg
Ahmet Sıvacı

YALAKALAR, TAKLACILAR, YALANCILAR…!

23-04-2024 11:42 293 kez okundu.

Komünizm, ana vatanında, Gorbaçov ile başlayan yıkılma süresine girdiğinde, bizdeki putperestleri sükut-u hayale
uğradılar ve hemen kendilerine tutunacak bir dal buldular..
Kendilerinin uydurduğu, yakıştırdığı, NUTUK” a sokmak isteyip beceremedikleri Kemalizm.
Güya Atatürkçülük
Akla, hayale gelmeyen taklacılık, Gazi Mustafa Kemal’in asla söylemediği, söylemeyeceği uyduruk sözler.
“ Asker olmasaydım, şoför olurdum.”
12 Eylül cuntasının lideri, Doğu Bölgemizde, adını vermek istemediğim bir şehre gittiğinde, ziyaret ettiği
bir cemiyette görmüş.
Gel de gülme.
“ İstikbal göklerdedir. “ Sabiha Gökçen bile nerede söylendiğini bilmediğini söylüyor kızına.
Edebiyatımızda öyle tuhaf yakıştırmalar var ki eminim Gazi mezarından kalkıp gelse bunlara bir ton dayak atardı.
Hem de kızılcık sopası ile.
“ …Ne örümcek, ne yosun / Ne mucize, ne füsun / Kabe Arabın olsun/ Çankaya bize yeter!”
Kemalettin Kamu. İstiklal Marşı Yarışmasına böyle bir şiirle katılmış arkadaş.
“ Peygamber, tanrısına duymadı bu hasreti / Vermedi bu kudreti tanrı, peygamberine”
Vasfi Mahir Kocatürk’ün iki dizesi. Hani olur da bu kadar edepsizlik olur mu dedirtecek türden.
“Dağların ardında sönüşü gibi,/Millete can veren, vatan yaratan; /Tanrının göklere dönüşü gibi /Her zaman ırkıma
büyük Baş Atam, /Tanrılaş gönlümde, tanrılaş Atam!”
Yusuf Ziya Ortaç… Gazi’ye Allahlık yakıştıran bu gazeteciye ne demeli?
O kadar edepsiz ki yalakalıkta sınır tanımıyor, hızını alamıyor ve yapıştırıyor arkasından.                                                                                                                                                                                                                                                              Olur ya! Birileri görür, okur da üç- beş, az- çok dünyalık elde eder.
“Topladı avucunda yıldırımı, şimşeği / Yoktan var ediyordu tanrı gibi her şeyi”
Türk Şiirinin en güzel şiirlerini yazan, ünlü “ Han Duvarları” nın şairi Faruk Nafiz Çamlıbel, geri durur mu?
Yalakalıksa işte en kral yalakalık, Taklacılıksa benden iyi taklacı olur mu?
“…Ey ilâhın yüce davetlisi, göklerden eğil /Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun!”
Az geldi bu. Daha da yağdanlık olmak gerek.
“…Tanrı, peygamber diye nedir, kimdir bilmeden / Taptığımız ne varsa, hepsi ondan şekil aldı.”
Yorum sizin bu son derece tehlikeli dizelere.
“ Türk'e bir hayır gelmez, Arap Felsefesinden / Gazi bize bir din ver, Türkün öz nefesinden “
Fazıl Hüsnü Dağlarca bunları söyleyen.
Gazi’den istediği ne tür bir din yorumuna girmek istemiyorum. Umarım düşündüğüm gibi değil.
Şimdi aşağıdaki ifadelere bakın ve tiksinin, günaha girmemek için “Estağfur” çekin.
“ Ey dertli saray! Kâbe mi oldun bize artık? /Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harâbe, /Bir gün olacaktır anıtın
Türklüğe Kâbe. /Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun, /Türk ırkının, en son, ulu peygamberi oldun. /Tutsak seni
lâyık, yüce Tanrıyla müsâvi, / Toprak olamaz kalp doğabilmişse semâvî¦ /Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen
ses, /İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez !
Edip Ayel’e ait bu, Gazi’nın ruhunu sızlatacak dizeler. Gelin de kusmayın.
Hele bir Behçet Kemal Çağlar var ki, adam yağdanlık olmada sınır tanımamış.“ Türk’ün Amentüsü” şiirinde resmen
Gazi için ezan yazmış.
“ Atatürk ekber! /Atatürk ekber! /Ancak O var Atatürk! /Evliya odur,/ peygamber odur… “
Gazi Mustafa Kemal’in doğumundan, ölümüne kadar olan hayatını, 2003 yılında “ Çoban Yıldızı” adını verdiğim
tiyatro eserimde anlatmış ve farklı liselerde, şehirlerde, 2. HİBM. K. Lığında sahnelenmişti.
Örneğin 2006 yılında Bodrum Lisesi.
Ata, bu çıkar sağlamak yapılan samimiyetsizlikleri, sanki önceden bilmiş de bakın nasıl söylemiş:
“… Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır ”
Değişen yok. Ahlaksızlık sürüyor.
Sıkıyorsa oyunu maskesiz oynayın.