“Okumuyorum ama yazıyorum.” cümlesi, son zamanların modası oldu çıktı.
Ne garip…
Oran orantıya vurduğunuzda, şöyle basit bir hesap yaptığınızda yazan insan sayısı, okuyan insan sayısından çok.
“Okumuyorum ama yazıyorum.” cümlesi, benim nazarımda “Ehliyetim yok ama araba kullanıyorum.” cümlesiyle eşdeğerdir.
Yahu, okumadan yazmak, öğrenmeden öğretmek, anlamadan anlatmak olur mu?
Temeli olmayan bina hiç ayakta durur mu?
Neymiş efendim, “Okumuyorum ama yazıyorum çünkü okuduğum yazarlara benzemek istemiyor, özgünlüğümü korumayı tercih ediyorum.”
Her yazan, önce benzer; sonra benzetilir, ardından kendi olur; kendini bulur, kendi tonunu oluşturur.
Tıpkı açık denizlerde okyanuslarda gemilere pusulanın yön vermesi gibi, okudukları da yazan insana yön verir, rehber olur.
Bu iş, yani yazarlık; gelişim, hem de sürekli gelişim ister.
Durağanlığı ya da aynı şeyleri yapıp yerinde saymayı ise reddeder.
Hiç şüphesiz bu sarmala düşmemenin yolu ise okumak, düşünmek ve okuyup düşündüklerini yorumlayıp neticelendirmekten geçer.
Okumak, yazmanın kardeşi; ilk basamağıdır.
“Hamdım, piştim, yandım” evrelerinin ilki…
Daha ilk basamağı çıkmadan ikinci, üçüncü basamağa göz dikmek; yuvarlanmak demek değil mi?
Aceleyle hızlı çıkan, aynı şekilde hızlıca iner; bir anda parlayan balon misali, anında söner yazmak esasında okumaktan geçer.
Bu yazıya Hayatın Engelsiz Tarafı www.hayattan.net adresi üzerinden 'de ulaşabilirsiniz
Mustafa Cengiz
DÖRT DÖRTLÜK OLMAK İÇİN DÖRT YEMEK Mİ GEREKİYOR?
Mustafa Cengiz CENK MEYDANI
ATATÜRK VE 10 KASIM…
KADİR DAYIOĞLU
AHMEDİ’Mİ GÖRDÜNÜZ MÜ?
Mustafa Mete ÖZPINAR
SULTAN ALPARSLAN’IN IŞIK TUTAN SÖZLERİ
Mustafa Temizer
NASIL MEŞHUR OLDUK?!...
Mustafa Göçer
DÖNÜŞTÜREREK BAŞLAMALI VE BAŞARMALIYIZ
Ali Rıza Navruz
SIZI-2
Faruk Ergan
KAYPAKSINIZ VE OYNAKSINIZ
Mustafa Acar
AVARA KASNAK
AHMET KARAASLAN
EŞEĞE MERTEBE VERİLMEZ…