Yazımın başlığı “Makam Zafiyeti” ama Türk Sanat
Müziğindeki makamdan hiç anlamam. İnsanlığın
oluşumundan bu güne kadar ki günümüze gelinceye
kadar yönetici makamında oturabilme hırsı ve
arkasından, o koltuktan kalmamak uğruna verilen inanç
ve kişilik zafiyeti, bu kadar olamaz, olmamalı dememe
sebebiyet veriyor.
Demokratik yollarla veya şaibeyle gelmiş olsa bile,
beli bükülüyor, gözü görmüyor ve melekeleri işlevini
yavaşlatmış ama beni buradan uzaklaştırmaya kimsenin
gücü yetmez diyor. Birilerinin omuzlarına basarak
yükselen küçük insanlar, iktidarda var, muhalefette var,
bürokraside var, yerel yönetimlerde var, odalarda var,
derneklerde var, sporda var ve yaşamın her alanında
varlar. Makam zafiyeti içinde kaybolan insanlardan
nemalanan ve çıkar elde eden azınlığın da verdiği
destek sayesinde şatafatlı bir hayat yaşamayı bırakmak
istemiyorlar. Makam zafiyeti içerisinde debelenen
yöneticilerin, çoğunluk halkın isteğine kulak verip,
koltuk hevesinden vazgeçmesi, paradan vazgeçmesi,
şöhretten vazgeçmesi, egolardan vazgeçmesi ve
birilerine teslim olmadan mütevazi bir yaşam
sürdürmesi, aldığı eğitim durumu ve büyüdüğü aile
ortamı ile uyum sağlamaz.
Yaşamının bir bölümünde güzel işler yapan,
ülkesine ve topluma yarar sağlayan fakat ben bu
koltuğa kilitlendim kalkmam diyen yöneticinin, toplum
gözündeki saygınlığı ve uzun süre sevilebilir olması
mümkün değildir. Çünkü makam zafiyeti, farklı
düşünceler içinde olmasına, bu işleri benden daha güzel
yapabilecek gençler var diyebilmesine, bilimsel verilere
inanmasına ve uygulamasına etrafındaki yalakalar ve
kendi egoları izin vermezler.
Gelir seviyesinde ki makas inanılmaz derecede
açıldı. Sistem kendinden olanları ve biat edenleri
servetlere boğarken, halkın büyük çoğunluğunu bu
sisteme hizmet etmeye ve razı olmaya(şükretmeye)
mahkum etti. Gariban halk ise derin cefanın,
yoksulluğun, tasanın, kederin ve yarına güvensizliğin
pençesinde yaşarken, sen de ben bu koltuktan
kalkmam diyorsun. Bu ülkeye Demokrasiyi ya
getireceğim ya da gideceğim diyen Muhalefet Lideri,
gitmekten vazgeçtim diyor ve demokrasilerdeki istifa
hakkını kullanmıyor. Demokrasi, Halkın refah
seviyesidir, demokrasi, adaletin eşit biçimde
uygulanıyor olmasıdır, demokrasi, itibar denilerek
yapılan saraylarda, alınan uçaklarda, makam
araçlarında, ölçüsüce harcamalarda ve görgüsüzce
kurulan yemek masalarının etrafında toplanarak eş dost
ağırlamakta değildir. Sizin “Makam Zafiyetiniz”,
oturduğunuz koltuğa yapışma arzunuz, ben varsam her
şey güzel olacak söylemleriniz ve ben her şeyi bilirim
inancınız demokrasi, adalet, eşitlik ve laik sistemi
mezara götürdü, başınız sağ olsun.