Benden senden demeden, inancına, kimliğine ve statüsüne bakmadan, haksızlık karşısında yalpa yapmadan her zaman en sert eleştirilerimi ortaya koydum. Hele ki söz konusu Kamu hakkı ise, görevi savsaklama varsa, birden fazla yerlerden ücret almak varsa, Devletin Malı Deniz anlayışı ile yetişmişse ve şaşalı yaşamayı itibardan sayıyorsa sıfır toleransla bakarım.
Uzun zamandır içime sindiremediğim, Deniz Baykal’ın Milletvekilliğini yazılarımın bazılarında eleştirip, Meclisin çalışmalarına katılmadan 4 yıldan fazla zamandır maaş almasını, gayri ahlaki bir durum olarak değerlendiriyor ve şiddetle kınıyorum. Tüm bu yaşanan olumsuzlukları görmeyen veya görmek istemeyen kızı Aslı Baykal, gidişattan memnun olmadığı için CHP den istifa ettiğin duyurmuş. Acilen ve derhal Babası Deniz Baykal’ın da Milletvekilliğinden istifa ederek, Devletten ne kadar maaş aldıysa faizi ile birlikte Hazineye aktarmasını tavsiye ederim. Partinin gidişatından memnun olmayan Hanımefendinin bu konuda da hassasiyet göstermesi, talancı diğer gruplardan olmadığını belki anlatabilir. Deniz Baykal’ın aday gösterilmesi ayrıca bir muamma olarak Siyasi Tarihimizin tozlu sayfalarında saklanacaktır. Sıklıkla kullandığım bir terim vardır, İnsanlar kendisine yakışanı yaparmış ve de su akar yolunu bulurmuş.
Mecliste 580 Milletvekili görev yapıyor, bunlardan 125 seçilmiş insan, beni temsil etmek için oyumu alan, Adaletten ve doğruluktan ayrılmayacağına namusu üzere yemin eden, hiçbir konuda fikri olmayan ve görüş belirtemeyen, Meclis kürsüsüne çıkmayan 125 seçilmiş. Genel Başkanlarınıza bağlılığınızı anlıyoruz, onlar istemeden veya onay vermeden, kendi hür iradenizle karar veremeyeceğinizi de biliyoruz ama bari bir el sallayın, yaşıyoruz merak etmeyin deyiverin hacı abi. Sesi hiç çıkmayan 125 Milletvekilinin Partilere dağılımı şu şekilde. Vekillerden 103’ü AKP’li, geriye kalan 22 vekil şöyle dağılıyor, CHP 6, HDP 5, MHP 6, İYİ Parti 3. Ve bu vekiller meclis kürsüsüne çıkıp hiç bir şekilde konuşmamışlar. Çok utangaçlar anlaşılan.
Kamu hakkına tekrar dönecek olursak Mecliste bir Yasama dönemi hiç konuşmayan ve katkı sağlamayan Milletvekilleri, hem Kamu hakkını hem de seçmenin yani, Milletini hakkını yemiş olmuyorlar mı? Önüne gelen her konuya eleştiri getiren çokbilmişler, dürüst olmaktan ve adaletten bahseden Ekonomistler, neden suskun kalıyorsunuz, size de mi sakın konuşma diyorlar? İnsan gibi yaşamayı beceremeyen, saygı ve nezaketten yoksun, rantiyeci, rüşvetçi, doğayı ve diğer canlıları yok eden, dini, dili, ırkı ve siyasi düşüncesi ne olursa olsun zerre kadar tolerans göremez benden. Saygımda kusur etmem ama doğru bildiğimi söylemekten de geri duramam.
“Atatürk’ün ilkelerine, Cumhuriyetin kazanımlarına, laikliğe, bilime ve özgürlüğe sahip çıkanlara selam olsun”. Faruk Ergan