20 Şubat 2013 yılında vefat eden Babamla yaşadığımız bir olayı bu günle ilişkilendirmek istiyorum. Yıl 1999 babamla eve giderken Alpaslan Mahallesinde inşaat halinde ki bir apartmanın önünde durdum. Hayırdır ne oldu dedi, arabadan indik inşaattaki görevliye daire bakacağız dedim, bize rehberlik eden görevliyle ikinci kattaki daireleri gezdik, bilgi aldık ve babamla arabaya binmek üzereyken, nasıl beğendin mi baba dedim. Gönülsüz bir şekilde, yüzünü ekşiterek güzelmiş dedi. Buradan iki adet daire almak istiyorum birinde annemle sen oturacaksın, birinde ben oturacağım dedim, inşaata bakarak bu apartmanı tüm bana versen yine gelmem ama istiyorsan bir tane ev al sen otur dedi. Senin olmadığın yerde bende oturmam dedim ve arabaya bindik bir müddet sessizlikten sonra bana bakarak anlatmaya başladı.
Bak oğlum, bu söylediğin para seninse seni tebrik etmek lazım, fakat şirketin parasını kendi paran sanıp gereksiz ve zamansız yatırımla fevri davranış sergilersen sıkıntıya düşersin, piyasa ve ticaret çok acımasız, yanında kimseyi bulamazsın dedi. Baba para bizim dedim ama ayaklarım yere bastı, gözümde şimşek çaktı ve kendime, babanı dinle dedim. O günlerdeki ev alma projemiz süresiz askıya alındı. Bu olaydan çok kısa bir süre sonra Ülkemizde Ekonomik kriz yaşandı ve azımsanmayacak derecede fazla arkadaşım büyük zorluklar yaşarken ve bir kısmı mülk satarak borç öderken, biz ev almak için ayırdığımız para ile sorunsuz bir şekilde şirkete olan borçlarımızı ödedik. Babamın tahmini doğru çıktı, ben baba sözü dinlemekle çok mutlu oldum, babam beni ikna ettiği için çok mutlu oldu. Demek ki para şirketinmiş, bizim değilmiş.
Sağlıkta, Enerjide, Sanayide ve yaşamın birçok alanında dışa bağımlı bir Ülke, iç borcumuz ve dış borcumuz rekor seviyede yükselmişken, sınırlarımızda tüm komşularımızla sorun yaşanıyorken, Yunanistan bizi sürekli tahrik eder hale gelmişken, Rusya ve Ukrayna Savaşı son sürat devam ediyorken, Kamu ve Özel Sektördeki gereksiz harcanan paraların bizim olmadığını düşünüyorum. Devlet yöneticileri bizim olmayan Dövizi sorumsuz ve sorunsuz bir şekilde harcama yaparsa, insanlarda şatafatlı düğünler yaparak, cenazede acılarını unutup sofralar kurarak, gösterişli mobilya alarak ve gücünün üzerinde harcama yaparak, savurganlık yapmaya devederler ve kendilerinin olmayan paraları harcarlar. İsraf ederek ve savurganlık yaparak yaşamanın sonunun ne olacağı, nereye varacağı malumunuz olduğu üzere dikkat çekiyorum.
“Kendine lüzumlu olmayan şeyleri satın alırsan, çok geçmeden muhtaç olduğun lüzumlu şeyleri satarsın.” Benjamin Franklin