https://www.kayserihakimiyet2000.com/files/uploads/user/a70a6499f486af3fcc04698aa3f2b652-747f8409e2c7054e44ec.jpg
Faruk Ergan

ZİMMET SUÇU

19-04-2024 13:46 687 kez okundu.

Zimmet suçu TCK’nin 202. maddesinde hüküm altına alınmıştır.

Buna göre; “Görevi sebebiyle kendisine tevdi olunan veya muhafaza, denetim veya sorumluluğu altında bulunan para veya para yerine geçen evrak ve senetleri veya diğer malları zimmetine geçiren memura altı yıldan oniki yıla kadar ağır hapis ve meydana gelen zararın bir misli kadar ağır para cezası verilir.

Asıl anlatmak istediğim konu şu; Merkez Bankası’nın geçen yılki bilançosu Resmi Gazetede yayınlandı.

Eski Ekonomi Bakanı Nurettin Nebati döneminde icat edilen Kur Korumalı Mevduatın Millet’e kesilen zarar faturası 818.182.863.710 TL(sekizyüzonsekiz milyar yüzsekseniki milyon sekizyüzaltmışüç bin yediyüzon Türk Lirası) olarak gerçekleşti.

Daha önceki yıllarda sürekli kar eden Merkez Bankasının geliri Hazineye aktarılırken, 2023 yılındaki zararın sebebi bir avuç zengine veya faiz lobilerinin cebine aktarılmıştır.

Bu zararın oluşmasında mevcut İktidarın, ilgili ve yetkili şahıs ve kurumların sorumluluğu yok sayılmamalıdır.

Zimmet suçu işleyen memurun alacağı ceza Kanun ile belirtilmiştir.

Zimmetine küçük bir meblağ para veya diğer malları geçiren memur, 12 yıla kadar hapis cezası alır.

Ve meydana gelen zararın bir misli kadar ağır para cezası alırken, milyarlarla ifade edilen bu görev zararına sebebiyet veren yetkili makamın, kendine göre yüz yılın icadını çıkartarak “gözlerindeki pırıltıyı” gösteren Bakan’ın, tepe yönetiminde bulunan ve imza yetkisine sahip olan yöneticilerin sorumluluğu veya alması gereken ceza olmayacak mı?

İnanıyorum ki kamu kaynaklarını kullanırken kılı kırk yaran, yetimlerin hakkını koruyan, ülkenin ve gençlerin geleceğini kendi torunlarının geleceği kadar özenle düşünen yöneticilerin vicdanı müsterih değildir.

Bilime inanmayan, matematik ve ekonominin kurallarını bilmeyen yöneticilerin uydurmaya çalıştıkları sistemin zarar cezasını halk çekecek ve uygulayanlar o makamlarda oturmaya devam edecekse, herhangi bir müeyyidesi olmayacaksa buna devletin adaleti denir mi?

Hayatın her alanında hakaret ve mağduriyete muhatap olan çoğunluk, sanki hipnoz edilmiş gibi tepki vermiyor.

Tepki derken ben olumsuzluklar karşısında nümayiş yapın, güzellikler karşısında suskun kalın demek istemem.

Yönetici, yazar, çizer, sanatçı vs. yaşamın her alanında payına düşeni almalı diye düşünenlerdenim, terki dünya yapınca methiyeler dizilmesine, muhatap yok olduktan sonra iltifata tabii tutulmasına ve harika birisiydi denilmesine, “riyakarlık yapma” diyenlerdenim.

Teleferik kazası sonucu tutuklanan Belediye Başkanını savunacak halim yok tabii ki, sorumlu makamda bulunanların, tedbir ve can güvenliğini almak gibi zorunlulukları vardır.

Geçmiş yıllara bir göz atarsak, tedbirsizlik sonucu ölümle neticelenen vakalarda sorumlular tutuklansaydı mevcut iktidarın ne siyasetçisi, ne de bürokratı kalmazdı.

Adaletin herkes için adil dağıtılması, varsa eğer suçluya hamilik yapılmaması gerekir ki, Devlet Baba olma özelliğine sahip olsun.

Siyasi etik yasasının çıkartılmak istendiği dönemlerde, Sayın Cumhurbaşkanı, eğer bu yasa çıkarsa İlçe Başkanı bulamayız diye yasanın çıkmasına sıcak bakmamıştı.

Demem o ki, Kepez Belediye Başkanının tutuklanmasına sebep olan teleferik kazası, Tren kazasında, maden kazasında, deprem bölgesinde, iş kazalarında, rüşvet almak ve ihaleye fesat karıştırma olaylarında, orman yangınlarında ve daha nice vakalarda yaşanmalıydı ki, herkes görev, sorumluluk ve haddini bilsin.

“Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz.”  Mustafa Kemal Atatürk

 

 

 

 

DİĞER YAZILARI DOSTU OLMALI İNSANIN GÖREV BİLİNCİ FIRSATÇILIK. KURTULUYORUZ. ÖĞRENMEMEK AYIP! KIYAMADIKLARINIZ. KENDİN OL. TAHRİK ETMEK. SENDE KALSA OLMAZ MI? ÖZGÜRLÜK NEDİR? DÜMDÜZ GİTMEK. SAYGI VE TARAFSIZLIK HAYIR DİYEBİLMEK. YAZMAYI BIRAKMAK OKUL VE CAMİ SORGULAMAK NEDİR? BEN KİMİM? AHIM YERDE KALMAZ. İNSAN OLABİLMEK. ÇAMURLAŞMAK İÇİNE SİNDİRMEK VİCDANLI OLMAK. İÇİM SIKILIYOR. GÖRMEK VE GÖRMEMEK ATEŞLİ SİLAHLAR...! ANLATMAYA ÇALIŞMAK..! TURŞU VE BEN..! TAHAKKÜM ETMEK…! NEDEN PAZARLIK KONUSU..? SAÇMALAMAK..! HADSİZ! LÜZUMSUZ…! FANATİK OLMAK..! İLKİ YAŞAMAK…! İĞRETİ DURMAK..! SENİ TEBRİK ETMEK LAZIM...! GÖZÜ DOYMAZLAR…! YAMIŞMAK…! ŞIMARMAK…! BEN BİLİRİM...! PROGRAM YAPMAK…! ŞOV YAPMAK..! KAFA BULDUM…! MAKAM ZAFİYETİ…! İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE..! SEVSİNLER SENİ..! BENCE OLMALI…! BOZUK SİSTEM..! YİNE OLMAYACAK..! KIZARMAYAN YÜZLER…! İNANANLAR, İNANMAYANLAR? 17 NİSAN NEDİR..? ÖLÇÜLÜ OLMAK! İNSAN SEVGİSİ! SAKIN HA…! BIRAKMAK İSTEMİYORLAR…! KADIN…! ŞAŞIRDIĞIM ŞEYLER DE OLUYOR…! SİZ VARYA SİZ…! BU NEYİN SEVİNCİ…! DÖNEKLER! GÜVEN KAZANMAK..! DİKKAT EDERİM…! GÖSTERMESEN OLMAZ MI…? GÜLÜNÇ DURUMA DÜŞMEK…! ASGARİ ÜCRET! SIRNAŞIK…! HAYRANIM..! MİLLETİN VEKİLLERİ.....! ŞAŞIRMIYORUM…! GÖRMÜYORUM…! ZEKATI BİLE ETMEZLER... DUBAİ…! SEVGİ NASIL OLMALI…? TOLERANS YOK…! AKSİ İDDİA EDİLEMEZ…! ÖZENTİ DUYMAK…! KİTAP FUARI…! KIYMET BİLMEK…! KURALSIZLIK…! TAT ALMAK…! TAHAMMÜL ETMEK…! TAHAMMÜL ETMEK! NEREDEN BİLECEKSİN Kİ…? BABAM VE BEN…! BİZİM ADAYIMIZ…! HİLE VE HURDA…!