KAYBEDİŞ SENARYOSU

Satırlara başlarken öncelikle söylemek istediğim konu bu satırları yazanın da toplumun bir parçası olarak kendisini de eleştirdiği konuya dahil etmesidir. Burada iğneyi kendisine batırması da söz konusu. Toplumun etkilendiği konularda yazan kişi de etkilenir. O kişi etkileşim zincirinin dışında değildir. Yalnız bir düşünce insanının gözlemlediği, fark ettiği, anladığı konuları dahil olduğu toplumla da paylaşmak ister. Yazar kusursuz insan değildir, eksileri ve eksiği de vardır, yanlışı da vardır. Ama bir de yazarın derdi de vardır ki bu dert parçası olduğu milletin derdi dir. 

Ben olma derdinden biz olma derdine düşerken, bizden olanın derdine düşerken de bazı oyun ya da tuzakları fark etmek önemlidir. Bu oyun ve tuzak yine sınırlarımızda olduğu gibi sınırlarımızı da aşıyor. Burada bir ego, kibir, her türlü maddiyata dengeleri aşacak şekilde bağlılık, ilgisizlik, sorumsuzluk olgularının herhangi bir toplumda yükselişe geçmesinde bir sistemin varlığından bahsetmek isterim. Buna da ek olarak söylemek isterim ki bir toplumda birçok yönden olumsuz durumlar yaygınlaşıyorsa orada bir sistem söz konusu. Bir de o sistemi yönetenler ve yaşatanlar söz konusu.

Bu sistemi kuranlar ve uygulamaya geçirenler öncelikle istişare yapar, konularda anlaşır, sonra bir senaryo yazar, senaryonun başrol oyuncularını seçer ve oyunu başlatır. Bir oyun içinde oyunu yöneten, oyunu oynayan, oyuna getiren ve oyuna gelenler olduğu gibi oyunu fark eden ve oyunu bozma konusunda başarılı olsa da olmasa da girişimde bulunanlar da vardır. 

Aslında kaybediş senaryosunun ilk oyuncusunun herkesin içinde var olan kötücül (eksi) duygular ya da hormonlar olduğunu düşünenlerdenim. İlk oyun ve ilk savaş kendi içimizdedir belki de. Artı ve eksileri kutupların mücadelesinde galip olan insana hükmedendir belki de. Galip gelen unsur güç kazanır kişiye hükmetmek için. Kaybeden unsur da kazanmak için fırsat kollar. 

Kaybediş senaryosu derken çevremize bir bakalım bir kazanma uğruna neleri kaybediyoruz. Mesela bazı insanlar para kazanmak uğruna onur, şeref, namus, güven, karakter, kişilikten taviz vererek taviz verdiğini kaybediyor. Mal varlığı ve parası çok oluyor, lüks, şatafat, görkem içinde yaşarken bir sistem sonucunda bütün kişisel eksilerine rağmen itibar ve saygı görüyor. Burada sözüm meclisten dışarı derken herkes için geçerli olmadığını tekrar ederim. Burada birçok yönden taviz veren insanın itibar ve saygı görmesinideki sistem Materyalist sistem. 

Bu küçük bir örnek iken bir insanın maddi kazanç elde etmesi sırasında fiyatı düşük bir ürünü ya da uzun süreli kullanılmayan bir ürünü pahalıya satmasında kaybettiği ise güven oluyor. Maddeyi kazanırken manevi bir değer kaybediyor. İnsanları aldatarak, kandırarak, kullanarak kazanç sağlayan birçok olumlu değeri kaybediyor. İnsan merkezli olmayan, maksimum kâr uğruna her olgunun mübah olduğu bir sistemde değer kaybeden birçok manevi değer de oluyor. Burada da bir kâr zarar söz konusu. Özgürlük adı taşıyan bir kapıdan içeriye girdiğimizde birçok konuda madde bağımlılığı ve birçok manevi değeri kaybederken sağlığımızı da kaybediyoruz. Ayrıca burada bir tuzak kuruluyor ve başka kayıplarımız da oluyor. Bir sistemi kuranlar bir yol çiziyor ama o yol birçok insanın kaybetmesine sebep oluyor. 

Katkı maddeli ve GDO'LU besinler ile sağlık kaybediliyor. Sosyal medya, telefon, televizyon gibi ekranların karşısında birçok duygu kaybedildiği gibi verimli bir zaman kaybediliyor. Ayrıca bununla bir eş, bir çocuk ve bir aile de kaybedildiği görülüyor. Dünyanın insana sunduğu toprak, su, her türlü maden, petrol gibi unsurlara haksız ve adaletsiz olarak sahip olma çabasıyla kitleler hayatını kaybediyor. Mal varlığı için ana, baba, kardeş, aile kaybedildiği gibi daha ilerisi de canlar kaybediliyor. Birçok insanın birçok olumsuz, duygu, düşünce, davranışlarıyla hatır, gönül, vefa, samimiyet, güven, bağlılık kaybediliyor. Ayrılıkçılık, maddecilik, bencillik, düzen bozan düşünceler ile barış, kardeşlik, anlayış, empati, huzur, düzen, denge, sağlık ve hayat kaybediliyor. Dünyaya yayılan birden fazla konuda uygulanan sistem ve düşüncelerle İnsan ve insanlık kaybediyor.