Güzel yurdumuzun ve toplumumuzun geleceği ve iyiliği adına birçok konuda köklü değişim ve yeniliklerin gerekliliğine dair acizane düşüncelerimi belirttiğim son yazı dizimde disiplin ve denetime de yer vermek isterim.
Bunları yazarken de toplumumuz için de yurdumuzdaki her türlü yönetim içinde disiplin ve denetimin varlığını inkâr edemezken bu konuda daha ciddiyetli olunması gerektiğini düşünebiliriz.
Toplum ve yönetimlerde bu konudaki istisnaları saymadan yaşanmışlıklara, tecrübelere ve gözlemlere baktığımızda ayrım yapmadan söylemek gerekirse ben merkezli kişilik yapılarının, yönetim ve toplumun çıkarlarının gözetilmesi gereken yerlerde sadece kendi ya da belirli bir grubun menfaatini ön planda tutanların sayısında artışı farkediyoruz. Dengeleri aşan bir bireyselleşme nin arttığı, etik ve ahlak konusunda ciddiyetsiz kişiliklerin yükselişte olduğu, ilgisizliğin hastalık gibi yayıldığı, dengeleri aşan ve aşırıya kaçan maddecilik ve haz olgularının esiri olan kişiliklerin yaygınlaştığı toplum ve yönetimde olumlu bir gidişatın varlığından bahsedemeyiz. Eğer bu olguların bilincinde olup, insanın doğasını bilip, toplumun ve yurdun iyiliğini düşünüyorsak olması gerekenler arasında disiplin ve denetimin varlığı bir mecburiyet gibi görünüyor. Belirli sınırlar içinde bir yönetim ve toplumun birbirleri ile etkileşim bağını göze alarak düşündüğümüzde bir kişi kendi iyiliğini düşünüyorsa yine dolaylı olarak bağlı olduğu toplum ve yönetimin de iyiliğini düşünmesi bir gereklilik olabilir. İç içe geçmiş ve etkileşimin varlığının mevzu bahis olduğu toplum ve yönetimi bir yap boz oyunu gibi de düşünebiliriz. Ya da bir makine içindeki mekanizma gibi de düşündüğümüzde büyük ve küçük eksiklik ve sorunlardan her bir unsurun etkilendiğini de düşündüğümüzde yine yolumuz kendi iyiliğimiz için toplum ve yönetimin de iyiliğini düşünmeye düşüyor. Burada genelin özeli ve özelinde geneli etkilediğini düşünerek genel ve özel arasında etkileşimin varlığı söz konusu.
Toplumda ve yönetimde bilinç ve sorumluluğunu bilmenin getirisi gibi düşünebiliriz disiplin ve denetimi. Bu durumun sonucunun da toplum ve yönetimde düzen, refah ve fayda olduğunu fark edebiliriz. Bu konuda temel başlangıcın kişinin duygu ve düşüncelerindeki öz disiplin olduğunu belirtirken ikinci unsurun aile ve üçüncü unsurun ise eğitim sisteminden geçtiğini söylerken dikkat edilmesi gereken hususun aşırıya kaçmadan dengenin varlığı ve ciddiyetin varlığı diyebiliriz. İnsanlığın çok gerilerindeki öz geçmişinde toplum için yönetimin varlığı bir ihtiyaç gibi düşünülüp bu konudaki girişimler le "Devlet" olgusu ortaya çıktığı gibi Devlet, Millet, Hak ve Adalet için de disiplin ve denetimin de varlığı olmazsa olmaz gibidir. Toplumumuzun öz geçmişinin çok gerilerine baktığımızda da Ordu, Devlet ve Teşkilatlanma konusunda dünyada öncü konumdayken bu unsurlar içinde de disiplinin çok hassasiyetli bir konumda olduğunu öğrenebiliriz. Öz geçmişimizde bütün dünyanın örnek aldığı ordu sistemini kurduğunu öğrendiğimiz büyük yöneticinin de disiplin konusundada büyük bir örnek olduğunu hatırlatmanın önemli olduğunu savunabiliriz. Bu hafta da disiplin ve denetimin yönetim ve toplumdaki öneminden bahsederken üç kutsal unsur ve kendimiz için de faydalı olmak adına uyum ve denge nin önemine de bir sonraki yazılarımda değinmek isterim.