29 Ekim 1918’de ağır Mondros mütarekesi itilaf devletleri ile Bahriye Nazırı Rauf Orbay tarafından imzalanmış, bu anlaşma gereği Osmanlı orduları terhis edilip, Osmanlı imparatorluğu batılı devletlerce işgal ediliyor. Millî mücadelede düşmana karşı koyan memleketin direnişi için milli güçler ve gönüllülerden oluşan Kuva-i Milliye memleketin her tarafını işgal eden Yunan, Fransız, İngiliz, İtalyan emperyalist ülkelerin Mondros Mütarekesi ile ağır şartların Osmanlı ordusunun dağıtılması ülkenin bittiği anda Türk Milletinin tepkisi ile oluşan bir halk direnişidir. İstanbul un işgalinden sonra Mustafa Kemal Paşa 19 Mart 1920 tarihinde olağanüstü meclisin yetkili olarak Ankara da toplanacağını ilan etti. 21 Nisan 1920 de meclisi açtı.24 Nisan da Mustafa Kemal Paşa TBMM başkanı seçildi. Meclis Başkanlığı 29 Ekim 1923 tarihine Cumhuriyetin kuruluşuna kadar sürdü.
Akabinde 60 gemilik itilaf donanması Çanakkale Boğazı’ndan geçerek 13 Kasım da İstanbul limanına demir atıyor. Dağıtılan yıldırım orduları komutanı Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a çağrılıyor. İstanbul işgal edildiği gün Mustafa Kemal Paşa İstanbul’a geliyor. Düşman donanmalarını limanda görünce yaveri Cevat Abbas’a(geldikleri gibi giderler) diyor. Geldikleri gibide gittiler.
İzmir, Batı Anadolu Yunan işgalinden kurtarılmış fakat İstanbul’un işgali devam etmekteydi. 4-11 Ekim tarihinde itilaf devletleriyle Mudanya’da görüşmelere başlandı. Türk devletini İsmet Paşa temsil etmekteydi. İngiliz donanmasından Mustafa Kemal Paşa huzursuz idi. İngilizlerin İstanbul’u 24 saat içinde terk etmezlerse mektup göndereceğini söylüyor. Bazı çevreler savaşı istemiyordu. (F. Rıfkı Atay Çankaya sayfa329.)
Nurettin paşa kumandasında savaşa hazır her ihtimale karşı ordu hazır vaziyette beklemekteydi.
Mustafa Kemal Paşa İsmet Paşa’ya 06.10.1922 tarihinde verdiği emirde: Trakya saat 6 ya kadar T.B.M.M. hükümetine teslim edilmediğinde 6-7 Ekim’de İstanbul üzerine harekete geçiniz emrini veriyor.
6 Ekim günü müttefik generaller toplanıyor. General Pelle başta olmak üzere Fransızlar Gazi Mustafa Kemal Paşa ile ara buluculuğa girişiliyor, Türk görüşü kabul ediliyordu. 11 Ekim1922 tarihinde İsmet Paşa. Mudanya antlaşmasını Ankara’dan aldığı yetki ile T.B.M.M.adına imzalıyor. (Ş. Süreyya Aydemir. Tek adam cilt 3 sayfa 38)
6 Ekim’de itilaf devletleri İstanbul’u terk etti. Aynı gün Şükrü Naili Paşa ardından Refet Paşa komutasındaki Türk orduları imparatorluk şehrine girdiler. Garip bir rastlantı ki Damat Ferit Paşa Nice’de öldü. (Bernard Levis modern Türkiye’nin doğuşu sayfa 260.)
İstanbul batılı işgalciler tarafından 2.kez işgal edilmişti (1204-1261) ilk Bizans’taki Haçlı işgalidir. 2.si mütareke dönemiydi. Fatih Mehmet’ten sonra bu defa Mustafa Kemal Paşa Türk ordusu şehri yeniden fethedecekti. (İlber Ortaylı Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayfa 239)
İstanbul kurtuluşunun 97. Yılı Türk milletine hayırlı uğurlu olması dileğiyle.
İSTANBULUN İŞGALİ
(13 Kasım 1918)
30 Ekim 1918 Eylül 1920 yılları arası İstanbul’un ve Türk milletinin en acılı elemli günleridir.
30 Ekim 1918 yılında Mondros mütarekesi imzalanmış, müttefiklerimiz yenilmiş Osmanlı Devleti yenilgiyi resmen kabullenmiştir. 1 Kasım 1918’de İttihat Terakkinin ileri gelenleri Enver, Talat, Cemal Paşalar fırkanın ileri gelenleri bir Alman torpidosuyla yurt dışına kaçmışlar.13 Kasım’da başta İngilizler olmak üzere itilaf devletleri İstanbullu işgal edip önemli yerleri kontrol altına almışlardır.
8 Şubat 1919 günü Fransız Mareşal Framehet Ssperay İstiklal caddesinde bir ata binerek büyük bir törenle azınlık milletlerin alkışlarıyla Fransız elçiliğine gitmiş, Süleyman Nazif Beybugünü (KARA BİR GÜN) makalesini kaleme almıştır.
Hükümetin aldığı emir ile tescir dolayısıyla Boğazlıyan’dan Suriye’ye gönderilen Ermenilere ait mahkeme edilen Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey İngilizlerin baskısıyla 10 Nisan 1919’da idam edilmiştir.
Padişah vadettin damat Ferit paşayı sadrazamlar 4 Mart 1919-17 Ekim 1919 arası getirmiş dört defa istifa etmiş olmasına rağmen yeniden hükümet kurmakla görevlendirilmiş.5.kez 17 Ekim 1919 da son kez sadrazam olmuş Millî mücadeleye karşı çıkmış Şeyhülislam Durrizadenin fetvası ve nemrut Mustafa mahkemesi kararı ile başta Mustafa Kemal mili müzedekilerin ölümlerine mahkûm etmiştir.
5.kez sadrazamlıktan istifa eden Damat Ferit’in yerine Ali Rıza Paşa sadrazam olur genel seçimler yapılmış meclis 12 Ocak 1920’deaçılmış (MİSAKİ-MİLLİ) kabul etmesi üzerine 16 Mart1920’de İstanbul ikinci kez işgal edilmiş bu kez yönetime el konulmuş, meclis İngilizlerin baskısı ile 11 Nisan 1920’de kapanmış Kuvayi milliyeciler, Mebuslar, eski İttihatçılar tutuklanarak Malta adasına sürdürülmüşler.
Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal ve arkadaşlarınca başlatılan Millî Mücadele Erzurum Sivas kongrelerinden sonra 23 Nisan 1920’de açılmıştır.
Batı dillerinde cumhuriyetin karşılığı ulusun kendisini yönetmesidir. Türkçe karşılığı Cumhur (Halk- Ahali) halkların kendisini idare etmesidir.
Cumhuriyet idaresinde idare edenler, idare edilen ahali vardır. Dünyada yönetilen idarelerin içinde en iyisi cumhuriyet idaresidir. Cumhuriyet idaresinde kanunlar, mevzuatlar açıkça anlaşılır şekilde izah edilir. Cumhuriyetin temeli demokrasidir. Halkın özgürlükleri halk kavramı gereği güvence altındadır. Cumhuriyete hayat veren damarlardan en önemlisi demokrasidir. Bireylerin, halkın özgürlükleri hukuk yolu güvencesi ile teminat altındadır.
Mustafa Kemal Paşa; devrimlerin en önemlisi Temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıklı uygulamasını yapan hükümet birimi cumhuriyettir.
Cumhuriyet rejimi milletin refah ve bağımsızlığını, yurdun bütünlüğünü, güvenliğini sağlayan en uygun rejimdir. Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve mantıklı uygulamasını yapan hükümet biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyet ahlak ve fazilete dayanan bir yönetimdir. Cumhuriyet fazilettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimcidir. Sosyal bir hukuk devletidir. Laik düşünce laik devlet.
Lozan anlaşması imzalanıp 6 Ekim 1923 tarihinde İstanbul yabancı işgalden temizlenmişti artık iki şeyin yapılması gerekliydi. Ankara’nın başkent olması yani devlet şeklinin belirlenmesiydi.
İsmet Paşa ve 14 arkadaşının verdiği önerge meclis genel kurulunda kabul ediliyor. 13 Ekim 1923 tarihinde anayasaya konan geçici madde ile Ankara yeni devletin başkenti oluyor. Sıra cumhuriyetin ilanına geliyor. Fethi Okyar yeni meclisin başkanıydı üç beş aydan beri görev yapmaktaydı. Fethi Bey hizipçi vekillerden rahatsızdır. Görevden istifa ediyor seçim yapılmasını istiyor.
Gazi Mustafa Kemal Paşa Çankaya toplantısında “Vekiller istifa edecekler istifa eden vekiller yeni mecliste görev almayacaklar.” Diyor.
27.10.1923 tarihinde vekillerin istifası TBMM’de okunuyor. Halk fıkrası yönetimi yeni bir listeyi Mustafa Kemal Paşa’ya sunuyor. 28 Ekim 1923 günü Çankaya Köşkünde Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa, Fethi Bey, Kazım Sami Paşa, Halit Paşa, Rize mebusu Fuat Bey, Afyon Mebusu Ruşen Eşref Bey akşam yemeğindeydiler. Yemek esnasında Gazi Mustafa Kemal Paşa “Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz.” Der. 29 Ekim 1923 de saat 10:00 da toplanan meclis kabine şekli için Atatürk çıkmaz oluşumlar için bir saat müsaade istiyor. Öğleden sonra toplanan meclis teklif olunan anayasanın 1-2-4-10-11 ve 12. Maddelerini değiştirip hükümet şeklinin cumhuriyet olduğunu öngörüyordu. Yunus Nadi Bey uzun bir konuşma yapıyor. Vasfi Bey, Eyüp Sabri Bey, Rasih Efendi tasarı üzerinde konuşmalar yapıyor. Eyüp Sabri Efendi cumhuriyetin derhal kabul edilerek 101 pare top atılmak üzere ilanının ve Reis-i Cumhur itibarını teklif ediyor. Maddeler kabul edildikten sonra şair Mehmet Emin Bey bir hitabede bulunuyor. Meclis azaları ayağa kalkarak hep bir ağızdan 3 defa “Yaşasın Cumhuriyet” diye bağırıyorlar. Hazır bulunan 158 ağza Mustafa Kemal Paşa’yı Reis-i Cumhur seçiyor. İntihap sureli alkışlarla tespit olunuyor. Artık milletin mukadderatı tesadüflere değil kendi iradesinin seçtiği en emin ellere tevdi olunuyor.
Cumhuriyet modern devlet şekli olarak din, dil, ırk gibi ayrımlar gözetmeden vatandaşların paylaşımları olduğu cumhuriyetin özelliklerindendir.