DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
M. Kemal Atik
M. Kemal Atik
Giriş Tarihi : 30-08-2024 15:57

DOĞRULUK VE DÜRÜSTLÜK

Müslüman için en büyük meziyet doğruluğu ve dürüstlüğü yaşamının vazgeçilmez bir parçası olarak görmesidir. 

Asırlar ötesine giderek, en eski, din kitaplarından başlayarak filozofların eserlerini gözden geçiriniz, iyilik ve doğruluğu insanlık için, ulus için, toplum için yegâne meziyet saymayana rastlayamazsınız.

Tüm dinler ve tüm filozoflar, bir ulusun, bir toplumun yükselmesini, medeni bir toplum olmasını o toplumda yaşayan insanların doğru ve dürüst olmaları ile özdeşleştirmişlerdir.

Yalanın, hilenin ve güvensizliğin egemen olduğu uluslar ve topluluklar ise ya geriliğin, açlığın ve sefaletin boyunduruğu altında ezilmişler ya da yok olmaya mahkûm olmuşlardır.

Bu söylediklerimizin yeni buluşlar ve bilinmeyen şeyler olmadığını da biliyorum.

Çağımızda gelişmiş ülkelerde en önde olan ve kalkınmalarının temel felsefesini oluşturan her şeyden önce güvenli yaşam ve huzurlu bir ortamın olmasıdır.

Güven bunalımının yaşandığı, kötü insanların, yalancı kişilerin egemen olduğu toplumlarda insanlar tereddütler içinde çırpındığı gibi, kalkınmış ülkelerin alaylı bakışlarının hedefi haline gelmekten de kurtulamazlar.

Güven ve dürüst olma değerlerini yitiren bir toplum, bir ülke paranın cazibesine kapılarak gelişmiş ülkelerin kapısında beyhude yere yorulur.

Çünkü fakir, yoksul ve yalancı bir dille hakikatin söylenmediği ve kabul edilmediği herkesçe bilinir.

Zaten güven duygusu zayıflamış veya güven ahlakının aşınmış olduğunu fark eden insanlar ve ülkeler birbirlerine karşı ilişkilerindeki bağları koparırlar.

Çünkü, böyle bir toplumda güven bunalımı meydana gelmiştir de ondan.

Güven bunalımı ise kargaşayı doğurur.

Kargaşa ise şiddeti, kini ve nefreti toplumda egemen kılar.

Böylece insanlarda iyi olmanın, doğru dürüst yaşamanın bir anlamının olmadığı, iyi meziyetlerin bir değer ifade etmediği inancı egemen olur.

Böyle bir ortamda kötü insanların, yalancı kişilerin kötü bir örnek halinde meydanlarda dolaşması, kötülüğün, yalanın ve fenalığın iyilik gibi topluma enjekte edilmesi, hilekârların yüksek mevkilere çıkabilme imkânlarını elde etmeleri, vatandaşta iyiliğin ve doğruluğun kaybolduğu hissini uyandırır ki, bu da son derece tehlikelidir.

Hal bu ki, bir ulusun bireyleri için, bir insan için, hele hele bir Müslüman için en büyük meziyet doğruluğu ve dürüstlüğü yaşamının vazgeçilmez bir parçası olarak görmek ve ona göre yaşamaktır.

Yüce Dinimizin en önde gelen değerlerinin başında dürüst olmak, doğru ve düzgün bir hayat yaşamak esas kabul edilmiştir.

Bunu bir örnekle arz etmek isterim.

Hz. Peygamberin getirdiği değerleri, insanlar arasında yaşayışıyla gösterdiği harikulade meziyetleri işiten bir bedevi, onu görmek ve o değerleri öğrenmek için ta uzaktan, çölden kalkıp Medine’ye gelir.

Hz. Peygamber’in evini öğrenir ve kapısını çalar. İçeride de Peygamberi ziyarete gelen misafirler var.

Hz. Peygamber ise hem misafirlerle sohbet ediyor hem de ayakta onlara izzeti ikramda bulunuyordu.

Bedevi içeri girdi etrafa bakındı, “acaba bunlardan hangisi peygamber” diye düşünürken ayakta misafirlere hizmet eden Hz. Peygamber: “kimi aradınız”, diye sordu.

Bedevi ise, “bu toplumun efendisini yani peygamberi arıyorum” dedi.

Hz. Peygamber bu soruya şu cevabı verdi : “Toplumun efendisi, o toluma hizmet edendir”.

Bedevi durumu anladı ve bir köşeye sıkıştı ve Peygamberin anlattıklarını pür dikkat dinlemeye başladı.

Ayrılma zamanı geldiğinde bedevi Hz. Peygamber’e şunlar söyledi : “Ya Rasulallah, size inanıyorum, getirdiğiniz dine de inanıyorum.

Cennete de inanıyorum, cehenneme de.

Ben çok uzaktan geldim, bir daha da gelip sizi dinlemem çok zor. Bu söylediklerinizin tamamını da yapamam.

Bana öyle bir şey söyle ki, ben onu yapayım ve sözünü ettiğiniz o cennete de gideyim”.

Hz. Peygamber, bedevinin bu sorusu üzerine şunları söyledi:

“Bir Allah’a inan ve sonra da doğruluktan, dürüstlükte ayrılma, haydi yolun açık olsun”.

Dinimiz dürüstlüğe, doğruluğa ve güven içinde yaşamaya bu derece önem vermişken acaba neden güvenen ve güvenilen bir toplum olamıyoruz?

Kötü örneklerin ülkemizin her kademesinde at oynatmasının sebebi acaba nedendir?

“Mevkii izzeti serefrâz” olanların sık sık ülkemizde görülmesi acaba niçin?

Galiba bizler Müslümanlığı belli kuralları ve ritüelleri yapmaktan ibaret sayıyoruz.

Ayrıca şöyle bir akide de zaman zaman içimizde yer ediyor:

“Ben bugün şu yalanı söylerim, bu kötülüğü yaparım ama yarın veya başka bir gün iki sevap işlerim, kendimi affettiririm.

Ya da ileride Hacca gider günahtan temizlenir gelirim.” İnsanı iyilikten ziyade kötülüğe ve güven hırsızlığına teşvik eden bu gibi çirkin günahlar bizi, hem birey olarak hem de toplum olarak insanlığa yakışmayan bir yaşam sergileyen konuma getirebilir.

Böyle bir yaşam ise, insanı hiç kuşkusuz şeytani iğvalarla/azdırmalarla çevrede riyakârlık tablosu çizen insanlar konumuna sokar ve zamanla insanda ikilik/riyakârlık hürriyetine sahip olma duygusunu geliştirir.

Müslümanlar, her zaman ve her yerde en üstün dürüstlüğe ve en yüksek ahlaki meziyete sahip olmalıdırlar. 

NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
  • 1FENERBAHÇE410
  • 2GALATASARAY39
  • 3BEŞİKTAŞ39
  • 4İKAS EYÜPSPOR48
  • 5RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ37
  • 6GÖZTEPE46
  • 7SAMSUNSPOR36
  • 8KASIMPAŞA45
  • 9TÜMOSAN KONYASPOR44
  • 10NET GLOBAL SİVASSPOR44
  • 11ANTALYASPOR44
  • 12ÇAYKUR RİZESPOR44
  • 13GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ23
  • 14SİPAY BODRUM43
  • 15TRABZONSPOR22
  • 16CORENDON ALANYASPOR42
  • 17BELLONA KAYSERİSPOR21
  • 18ATAKAŞ HATAYSPOR41
  • 19ADANA DEMİRSPOR41
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA