Sevgili Peygamberim!
Millet olarak dünyaya teşriflerinizi her yıl samimi ve halisane anıyoruz. Yüce zatına bağlılığımızı dile getiriyoruz. Salât-ü selam gönderiyoruz. Getirdiğin değerlere yürekten inandığımızı söylüyoruz. Yaşadığın örnek ahlakından ve insanlığa sunduğun değerlerden, ilahi ve insani mesajlardan yararlanmaya çalışıyoruz. Ancak: Sevgili Peygamberim, Müslümanlar olarak bilim, marifet ve medeniyet yolunda başarıya giden yollardaki engelleri hala ortadan kaldıramadık. Aç iken tok olmayı, korkudan emin olmayı, meskenet ve zillet içinde yaşamamayı, fukaralığı yenmeyi, onurlu ve başı dik olmayı Müslümanlar olarak yerine getiremedik. Sahip olduğumuz en değerli neslimizin, onların yetenek ve zekâlarının, gelişmelerinin önünü hala açamadık. Doğruyu, eğriyi ben bilirim, hep benim inancım, benim yaşamım, benim düşüncem doğrudur taassubundan kurtulmadık; çok şeyi bilmediğimiz halde her şeyi biz biliriz hırsından arınamadık. Doğruluğu, özü ile sözünü bir etmeyi her şeyden üstün tutan bir ahlak düzeyine yükselemedik.
Yalan söylemeyi, ikiyüzlü olmayı, olduğu gibi görünmemeyi kendilerinde utandırıcı bir kusur olarak görebilme olgunluğuna erişemedik.
Kadınlarımızın ikinci sınıf muamelesi görmemelerini, onların yetenek ve enerjilerinden, bilgi ve görgülerinden yararlanmamızı gerçekleştiremedik.
İslam"ın bir sevgi, bir aşk, muhabbet ve bir hoş görü dini olduğunu, savaşın, kin ve nefretin, her türlü şiddetin, şan ve şöhretin din dışı olduğunu kendi içimizde kabullenemedik.
Yeniliği, yeni düşünceyi, yeni buluşu yakalamada hem bilim adamlarımızın hem idarecilerimizin hem de halkımızın kaybolan bir yitiği bulma çabası içinde olmalarını gerçekleştiremedik.
Kuran ve bilim ilişkisine yeterince yönelmemizi engelleyen taassuptan kurtulup akıl rehberliğinde yaşamımıza yön veremedik.
"Müslüman, hadiseler karşısında hareketli ve kendi kendine yenilenmedikçe, canlılığını devam ettirmesi mümkün değildir" ayetini tebliğ ederek Müslümanların, kendi zihinsel güçlerini, mahir ve üretici yeteneklerini yaşama geçirmelerini sağlayamadık.
Kitap, akıl, adalet ve teknikten oluşan üç sağlam temelin yaşam felsefemizde yerini bulmasını sağlayamadık.
Evet, yukarıda sunduğum değerleri yaşama geçirebilmek için birey olarak, millet olarak gayret ediyoruz Sevgili Peygamberim! Tüm bu dileklerimiz amacına ulaştığı zaman"Mevlid-i Nebi" Haftaları da amacına ulaşmış olacak ve Müslümanlar da yüce himmetine mazhar olacaklardır Sevgili Peygamberim!
Yaşamın ve evrenin gerçeklerini yakalayarak hayata geçiren imanlı ve imanın sorumluluğunu bir ahret hesaplaşması şeklinde samimiyetle içinde taşıyan, bilimde ve irfanda her türlü takdir ve tebrike mazhar olan bir toplum olma yolunda yüce himmetini bizlerden esirgeme Sevgili Peygamberim!