İdeoloji, hayatı ve kâinatı izah eden, insanların inanç ve ideallerini belirleyen düşünce sistemidir. İdeolojiler kesin bir hakimiyet kurma peşinde oldukları için her ideoloji kendine has bir düşünce ve mücadele yöntemi ortaya koymaktadır. İnsanlar arasında meydana gelen olaylar ideolojiler arasındaki mücadele ve çarpışmadan kaynaklanmaktadır. Bu durum insanları iradeli veya iradesiz iki farklı eylemde bulunmak zorunda bırakır. Mücadele yöntemi bilinmeyen ideolojinin başarılı olması, hayat haline gelmesi mümkün değildir.
İradeli hareket; ideolojinin belirlediği, ideoloji üstün ve hakim kılacak mücadele yöntemine göre hareket etmektir.
İradesiz hareket; İdeolojinin belirlediği mücadele yönteminin dışındaki hareketlerdir.
İradesiz hareket etmek ideolojiler arasındaki çarpışmayı, savaşı kaybetmek başka inanç ve düşünce sisteminin iradesine tabi olmaktır.
Günümüzde meydana gelen olayların özellikle ülkemizde yaşanan olayların sebep ve sonuçlarına baktığımızda ideolojiler arası savaştaki kaybımızın ve teslimiyetin korkunç boyutlara ulaştığını görmek mümkündür.
Maalesef vatandaşlarımıza ideolojimiz olan İslâm’ın belirlediği mücadele yöntemi öğretilmiyor. Toplum kendi kültür sistemimizin belirlediği ölçülere göre iradeli eyleme değil iradesiz eyleme zorlanıyor.
Yabancı ideolojilerin temsilcileri, adı bizden, bizden gözüken ama iradesiz eylemlerde bulunan içerideki işbirlikçilerini kullanıyor. Birlikte oluşturdukları algı operasyonları ile toplumu yönlendiriyor. Toplumu düşünmen, sorgulamadan iradesiz hareket eden, kendi iradelerine tabi sürü bir toplum haline getiriyor…
Düşünmek, sorgulamak, olayların temelinde farklı ideoloji ve inançların çarpışması olduğu gerçeğini görmek zorundayız. Toplumu iradesiz eyleme zorlayan yabancı ideolojilerin temsilcileri ve içerdeki işbirlikçilerin etkisinden kurtulmak zorundayız. Yabancı ideolojilere hizmet anlamına gelen düşünmeden, sorgulamadan gerçekleştirdiğimiz iradesiz eylemlerimizden vazgeçmek; sahip olduğumuz İslâm inanç ve düşünce sisteminin mücadele yöntemini öğrenmek iradeli eylemlerde bulunmak zorundayız.
Özellikle yabancılardan icazetli iktidar ve muhalefetin algı operasyonlarının etkisinden kurtulmak zorundayız. Millet Partisi kadrolarının kendi kültür sistemimizin belirlediği mücadele yöntemi doğrultusunda 50 yılı aşkın zamandır yaptığı Milletim Uyan! Varlığın, birliğin, geleceğin tehlikede Yeniden Milli Mücadele! çağrıya kulak vermek zorundayız.! Milleti, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Türkiye yabancı aklıyla değil Türk zekası ve dehasıyla yükselecektir diyerek ortaya koyduğu;
İnsan hak ve hürriyetlerine dayalı HUKUK DEVLETİ
Millî iradenin önündeki engellerin kalktığı DEMOKRASİ
Din düşmanlığı gibi din istismarının da bittiği LAİKLİK
Fakirlik ve çaresizliğin tarihe gömüldüğü,
herkesin sosyal adalet şemsiyesine alındığı KERİM DEVLET
Bilim, hikmet ve erdemle donatılan,
sorun üretmeyen, çözüm üreten BİLGE DEVLET ve BİLİM TOPLUMU
Büyüyen, gelişen, zengin, mutlu, muktedir ve insanlığın yeni barış medeniyeti
İSLAM Rönesansı'nı yöneten MUHTEŞEM TÜRKİYE projesini iradeli eylemlerimizle hep birlikte gerçekleştirmek zorundayız
Unutmayalım ki ”İştirak etmediğimiz, çilesine katlanmadığımız bir kurtuluş mümkün değildir.”
Milletimizin ve yöneticilerimizin uyanması basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla…
Kaynak: MİLLET DAVASI Büyük Değişim Stratejisi – Aykut Edibali