Parti kurmak, ülkeyi yönetmek için başta ABD olmak üzere yabancı ülke büyükelçileri ile görüşmek o ülkelerin desteğini almak zorunda olduğuna inanan iktidar muhalefetin akıl hocası kim?
Örneğin; R.T. Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken 90’lı yılların başında ABD’nin Ankara Büyükelçisi olan Morton I. Abramowitz, Graham Fuller ve bir başka emekli CIA yetkilisi George Fides ile görüşüyor birlikte FETÖ lideri Fetullah Gülen'in Amerika'da oturma izni alması için kefil oluyorsa. George Soros tarafından fonlanan sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik görevi yapan Abramowitz, başkanla 1994 yılından itibaren görüşüyor ve yol arkadaşları ile dost oluyorsa. Kurulan dostluklar sonucunda başkan birkaç kez ABD’ye gidip görüşmeler yapıyorsa. Abramowitz, 15 Ekim 1996’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını makamında ziyaret ediyor, parti kurmasını destekliyorsa.
1998 yılında Yargıtay’ın başkan hakkındaki hapis cezasını onamasından dört gün sonra 29 Eylül tarihinde dönemin ABD başkonsolosu Carolyn Huggins başkanı ziyaret ediyor onu destekleyen açıklamalarda bulunuyorsa. Başkanın Pınarhisar Cezaevi’nde kaldığı dönemde çok sayıdaki ziyaretçileri arasında yabancı büyükelçileri de bulunuyorsa.
George W. Bush’un başkanlığı döneminde ABD Savunma Bakanlığı bünyesindeki Savunma Politikaları Kurulu'nu 2001-2003 yılları arasında yöneten Perle, 2004 yılında “Başbakanla bundan bir buçuk yıl önce [2002 ortaları] tanıştım. Dostum Cüneyt [Cüneyt Zapsu], telefon etti ve bana belki de başbakan olacak kişiyle tanışmak isteyip istemediğimi sordu. Ben de “Tabii isterim” dedim.” Erdoğan’la iki buçuk saatlik uzun bir görüşme yaptık diyorsa. Başkan ABD ziyaretleri sırasında dostlarının(!) isteği doğrultusunda Yahudi kuruluşları ile görüşüyor. ABD’nin ülkemizi de içine 23 İslam ülkesinin haritasını değiştirmeye yönelik Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanlığını kabul ediyor Yahudi kuruluşu tarafından üstün cesaret madalyası ile ödüllendiriliyorsa….. İktidarın akıl hocası kim?
Diğer taraftan iktidar adayı muhalefet partisinin mevcut İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu 24 Ocak 2022 günün akşamında İngiltere Büyükelçisi Dominick Chilcott ile İstanbul Boğazı’nda balık yiyorsa.
31 Ocak 2022'de ABD İstanbul Başkonsolosu Darie Darnell ve eşi Flake İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret ediyorsa.
Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçtaroğlu yabancı büyükelçilerle görüşüyor. ABD, İngiltere, Almanya’ya gidiyor bir dizi görüşmeler yapıyor. Ülkemizin sorunlarına çözüm üretecek(!) ABD’li bir danışman buluyorsa… Muhalefetin akıl hocası kim?
Aynı odakların parlattığı iktidar ve muhalefetin akıl hocalarının kim olduğunu millilik, demokratlık söylemlerindeki samimiyetini, izledikleri politikalarla kime hizmet ettiklerini sorgulanmamız gerekmez mi?
Ülkemizde siyaset emperyalizmin ve işbirlikçilerinin isteği doğrultusunda yürütülüyorsa. Lobiler, holdingler, menfaat çevreleri yoluyla belli insanlar seçilip onlarla görüşülüp basın yayın ve bütün vasıtalar kullanılarak bu liderler parlatılıyorsa. Toplumda algılar oluşturuluyor milletin parlatılan bu liderlerin peşinden sürüklenmesi sağlanıyorsa. Her türlü başarısızlığı dış güçlere bağlayan iktidarı da muhalefeti de yabancı güçler belirliyorsa. Millet sadece tasdik makamı haline geliyor seçimlerde, belirlenen iktidar ve muhalefeti onaylamak zorunda kalıyor milli irade meclise yansımıyorsa. Tüm millilik söylemlerine rağmen iktidar ve muhalefetin milliliğinden, demokratlığından bahsedilebilir mi? Hakimiyetin kayıtsız şartsız millette olduğundan bahsedilebilir mi? Mecliste “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” yazmasının manası kalır mı?.. İktidarı ve muhalefeti dolayısıyla ülkeyi kimin yönettiğini sorgulamayalım mı?
Cumhuriyet tarihi boyunca yabancı güçlerin desteği ile iktidar olan dışardan icazetli politikacıların ülkeyi getirildiği nokta ortada değil mi? İcazetli iktidar ve muhalefetin ülke meselelerine çözüm getirmediği, koltuk sevdası için birbirinin gözünü oymaktan çekinmediği, tüm uzlaşma ve bütünleşme çabalarını küçük hesapları uğruna heba ettiği açıkça ortaya çıkmış bulunmuyor mu?
Dışardan icazetli politika ve politikacılara hayır demek; Millete dayanan siyaseti gerçekleştirmek zorundayız. Aksi halde mevcut siyasi anlayışla yapılacak seçimlerde sadece yeni efendilerimizi belirleriz.
Türk siyasetinin siyasi aktörleri, “Türkiye, yabancı aklıyla değil; Türk zekâsı ile yükselecektir.” diyen Millet Partisinin Milli Birlik-Milli İttifak “MİLLİ, DEMOKRAT, ÇAĞDAŞ PARTİLER PLATFORMU” çağrısına, Muhteşem Türkiye Projesini birlikte gerçekleştirelim çağrısına kulak vermeli. Tüm putları devirmek, yersiz ve zararlı siyasi eğilimleri ve partileri bu yolla tasfiye etmek mümkündür. Hep birlikte Yeniden Milli Mücadele ruhuyla ülkemizi; İnsan hak ve hürriyetlerine davalı HUKUK DEVLETİ Millî iradenin önündeki engellerin kalktığı DEMOKRASİ Din düşmanlığı gibi din istismarının da bittiği LAİKLİK Fakirlik ve çaresizliğin tarihe gömüldüğü, herkesin sosyal adalet şemsiyesine alındığı KERİM DEVLET Bilim, hikmet ve erdemle donatılan, sorun üretmeyen, çözüm üreten BİLGE DEVLET ve BİLİM TOPLUMU Büyüyen, gelişen, zengin, mutlu, muktedir ve insanlığın yeni barış medeniyeti İSLAM Rönesansı'nı yöneten MUHTEŞEM TÜRKİYE’ yapmak zorundayız. Vatan, millet, bayrak, din, devlet, hak, hukuk adalet diyen siyasetçileri dürüstlük ve samimiyete davet ediyoruz.
Unutmayalım ”İştirak etmediğimiz, çilesine katlanmadığımız bir kurtuluş mümkün değildir.”
Milletimizin ve yöneticilerimizin uyanması basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla…