İçinde bulunduğumuz bunalımlar ne kadar ağır ve katlanılmaz olursa olsun çare var. Hukukun üstünlüğüne, insan hak ve özgürlüklerine, çevre bilincine, adalet ilkelerine, bilime dayalı gelişmeye açık dava adamı kadrolarla hepsinin üstesinden geliriz.
Dava adamları sayı ve maddi imkân kaygısı taşımaz. “ İçinizde iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun.” uyarısı gereği; 50 yılı aşkın zamandan beri Milletim Uyan! çağrısı ile milletimizi tarihi misyonunu hatırlamaya Hakka, hakikate, doğruların yanında, yanlışların karşısında yer almaya çağıran bir kadro var.
Bu kadro hiçbir kaygı taşımadan milleti uyarmakta Hakta, hakikatte, doğruda birlik olmaya; yanlışın ve yanlış yapanların karşısında yer almaya davet etmektedir.
Bunlar için önemli olan doğruluk ve haklılıktır. Çünkü hesabın doğruluk ve yanlışlık üzerinden verileceğine inançları tamdır.
Başlangıcından sonuna kadar yalnız “Hak” diyorlar. Milletim uyan! diyorlar.
Yevmi kıyamette o ulu mahkemede ”Ey Allah’ım senin rızan için yapabildiğimiz bu mütevazi hizmet, kabul buyur… Senin rızan için bu milleti uyandırmaya gayret ettik” diye gönül rahatlığıyla söyleyebilmek için mücadele ediyorlar.
Davalarını açıkça ortaya koyup gereğini yapmayanların aksine; çalışmazlarsa dünyada kıyamet kopacakmışcasına görev aşkıyla, davaları olan Hakk’ın rızasını kazanmak için millete hizmet etme çabası içindedirler.
Hz. Peygamberin, “Eğer dinî bakımdan uygun görülen, beğenileni emretmez; eğriden, kötüden, yanlıştan men etmezseniz yakın bir zamanda kıyamet gelir.” ikazını hiç unutmazlar. Sonu ne olursa olsun hakkı söyler, doğruya yönelirler. Din için, devlet için, millet için doğruyu söylerler.
Bu zamana kadar kimsenin kınamasından endişe etmediler. Kimsenin alkışına ihtiyaç duymadılar. Rüşvetlere kanmadılar; ellerinin tersiyle ittiler. Bildikleri doğru yolda, Hakka hizmet yolunda çilelere katlanarak, yürüyerek, koşarak bu günlere geldiler…..
Türk milletinin Müslüman olmasından, İslam dünyasının derleyicisi, toplayıcısı bir millet olmasından, Yüce Allah’ın Peygamberinin bu millete Cundullah ”Allah’ın askerleri” ünvanını vermesinden dolayı Türk milletine karşı girişilen saldırıların bitmeyeceğini biliyorlar?
Müslüman olduğu için, İslam dinine hizmet ettiği için; Allah’ın, Resulullah’ın, İslam dininin tüm düşmanlarının Türk milletine düşman olduğunu biliyorlar?
Türk Milleti kelimesinin bir kavim veya kabile adı olmadığını, etnik bir kökü ifade etmediğini, Milletin; birlikte yaşama iradesi olan, hükümeti, devleti, kurumları olan, amacı olan insan topluluğu olduğunu biliyorlar.
Türk milletini meydana getiren toplulukları, Türk milletinin ideallerinden, kökünden, geçmişinden, geleceğinden koparmak ve kendi vatanında bir azınlık haline düşürmek isteyen ülke, millet, Türklük düşmanlarına izin vermeyeceğiz. Yarım asırdır bunun mücadelesini veriyoruz diyorlar.
Onların ortaya koyduğu değerleri, millet düşmanları ve içerdeki iş birlikçileri istismar edilip kullanıyor. Seslerinin duyulmasına engel oluyorlar.
Bu dava erleri, bütün engellemelere rağmen yılmadan, usanmadan mücadeleden vazgeçmeyen, mücadeleye devam eden bilge insan rahmetli Aykut Edibali ve ekibidir. Millet Partililerdir.
Milleti uyandırmaya çalışıyor, hak yolda beraber olmaya; yanlışlarında kendilerine karşı durmaya çağırıyorlar.
Davamız; öz itibarıyla millet hayatını koruma davasıdır… Bu milletin ölüm çukuruna yuvarlanmaması için canımızdan, malımızdan, ikbalimizden, hayatımızdan vazgeçtik, varlığımızı bu dine, bu devlete ve bu millete adadık diyorlar.
Millet Partili, Yeniden Milli Mücadeleci millet davasına gönül vermiş dava erleri;
- Doğru bir fikrin müptelası olmaya,
- O fikirden kaynaklanan kutlu bir davanın neferi olmaya,
- Her türlü zorluğa göğüs gererek nefsani arzularına dur demeye,
- O kutlu dava uğruna kafaları çatlatırcasına anlatmaya, uyarmaya uyandırmaya,
- Gönülden bağlanmaya, samimiyetle davayı yaşamaya, gösterişten riyadan, menfaatten uzaklaşmaya,
- Vatan sevgisi, millet, insan ve halk sevgisi ile yoğrulmaya,
- İstikamet üzere olmaya; zulmü, haksızlığı ezmeye,
- Bitmez bir aşkla vatanına, milletine, insanlığa ve yaratanına aşık olmaya,
- Çıkarcılardan, çamurdan, çirkeften uzak durmaya; hülasa, ideale, hak davaya ve Allah’a olabildiğince yakın olmaya,
- Çağa gerçek bir medeniyet sunmak; hakkı, adaleti, sevgiyi, barışı zirveye çıkarmak için “ Mücadele” etmeye “ Yeniden Milli Mücadele” destanını birlikte yazmaya, milletin bahçesinde çiçek açmaya; tüm engelleri aşarak “Muhteşem Türkiye’yi “ “ İslam Barış Medeniyetini” kurmaya ant içmişler.
- Çünkü genel başkanları rahmetli bilge lider Aykut Edibali “Bir millet ıstırap içinde inlerken onun evlatları rahat edemez.”
- “ Türk Milletinin problemleri karşısında düşünmeyen beyin sızlamayan yürek, çalışmayan beyin bizden değildir.” diyor.
Millet Partililer yarım asrı aşkın zamandır Milletim Uyan! Varlığın, birliğin, geleceğin tehlikede! Her alanda Yeniden Milli Mücadele!” diyor. “Adalet mülkün temelidir.” Adaletsizlik zulümdür. Ecdadımız küfür ile devlet onur amma zulüm ile devlet olunmaz demiştir. Millet Partisi; Her zaman ADALET, her yerde ADALET herkes için ADALET diyor?
İnsan hak ve hürriyetlerine dayalı HUKUK DEVLETİ. Millî iradenin önündeki engellerin kalktığı DEMOKRASİ. Din düşmanlığı gibi din istismarının da bittiği LAİKLİK.Fakirlik ve çaresizliğin tarihe gömüldüğü herkesin sosyal adalet şemsiyesine alındığı KERİM DEVLET. Bilim, hikmet ve erdemle donatılan, sorun üretmeyen, çözüm üreten BİLGE DEVLET ve BİLİM TOPLUMU.Büyüyen, gelişen, zengin, mutlu, muktedir ve insanlığın yeni barış medeniyeti İslam Rönesansı'nı (İslam’ın yeniden dirilişi) yöneten MUHTEŞEM TÜRKİYE projesini birlikte gerçekleştirelim diyor?...
”İştirak etmediğimiz, çilesine katlanmadığımız bir kurtuluş mümkün değildir.” diyor?...Yani çare biziz! Millet Davası”na hep birlikte sahip çıkmak zorundayız.
Milletimizin ve yöneticilerimizin uyanması, iştirak edilmeyen çilesine katlanılmayan bir kurtuluşun mümkün olmayacağı anlayışı ile basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla…