Türk Milleti, İslâm aleminin rehberi, Türk Dünyası’nın direği, ve mazlum milletlerin hamisi, hak, hukuk, adalet ve barışın temsilcisi olmayı misyon edinmiş şerefli, gazi bir millettir. Türk Milleti, Hz. Aden’den Hz. Muhammed’e ondan günümüze kadar Hakk ve batıl mücadelesinde övgülerin en güzeline defalarca mashar olmuş bir millettir.
İslâm ile şereflendiği Hakk’ın kılıcı olduğu “Cundullah” diye isimlendirildiği zamandan itibaren batıl emperyalist güçlerin kanlı saldırılarına uğrayan Türk Milleti sayıca üstün olan batıl güçlerin hakkından gelmeyi başarmıştır….
Onlara göre Türkler varsa Hakk-İslâm; İslâm varsa Türkler var. Türk=Müslüman. Tüm Müslümanlara Türk demeyi yeğlemişler. Türklerle savaşla baş edemeyeceğini anlayan batıl güçler taktik değiştirir. Müslümanları birbirini kırdırma yoluna gider. Öncelikle Türk milletini “Batıcılık” fikriyle İslâm’dan; “Ümmetçilik” fikriyle kimliğinden uzaklaştırmaya, İslâm toplumları üzerindeki etkisini kırmaya, Müslümanları İslâm’ın birlik ruhundan uzaklaştırmaya çalışır.….
Her savaş sonrası dünya galipler tarafından paylaşılıyor. Bugün ülkelerin sınır ve rejimleri galiplerin (ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin ) keyfine göre yeniden çiziliyor. İçinde bulunduğumuz Nato, Yeşil Kuşak Projesi, Dinler Arası Diyalog, Arap Baharı, eş başkanlığını yaptığımız - kanlı, zalim “Sevr” taarruzunun son planı - Büyük Ortadoğu Projesi dünyayı paylaşan emperyalistlerin Müslümanları birbirine kırdırma projesidir. Saldırı sadece Müslümanlara, Türk milletine değil tüm insanlığadır. Bu saldırı ve katliamların en hazin tarafı ise batıl ideolojinin emrindeki temsilcilerinin sureti haktan gözükmesi, bizim gibi konuşmasıdır.
Millet, bir halkın tarihin akışı içinde medeni ve siyasi bakımdan kurumsallaşmasıdır. Bileşenleri ile birlikte mecrasında akan bir nehirdir. Halk, bu nehir içinden alınan bir kova su mesabesindedir. Milli irade ise; kalabalıkların ihtirası ve hayali değil; tarihin muhteşem akışı içinde beliren iradedir.
Batılın, zalimlerin hangisi ile ortaklık yapılmasının gerektiğini düşünen zihniyetin dili ve söylemi ne olursa olsun milli olamaz.Türk Milletinin hayat memat kararlarının verildiği şeytani politikaların etkisiz hale getirilmesi, ıstırapların son bulmasımilli iktidarile mümkündür.
Devletin milli iktidar ile ıslah edilmesi gerekir.“Türk İslâm Barış Medeniyeti” ninTürk Milleti’nin tarihi haklarının, mirasının, istikbalinin, egemenliğinin, insanlığın onurunun, hürriyetinin iadesi olan“Millet Davası ”na,Türk Milleti’nin tarihi misyonuna sahip çıkmak zorundayız.
Bir toplumun manevi, ruhi, ahlâkî ve maddi yapısının sağlığı tek başına yenilgi ve kölelik zincirini kırmaya yetmez. Toplumun yüksek azim ve gayreti ile rehberlerinin ehliyeti birleşmedikçe zafer mümkün değildir. Yüksek azim ve gayret içinde Hz. Peygamber (s.a.v)’in “ Emaneti ehline verin, yoksa kıyameti bekleyin.” uyarısı doğrultusunda ehliyetli milli kadrolarıiş başına getirmek, milli iktidarı gerçekleştirmek zorundayız.
Ömürlerini millet davasına adayan, hayatlarını tereddütsüzce İslâm’ın amacına ve milli değerlerimize feda edebilen imanlı, cesur, milletin savunulmasında kararlı seçkin kişilerarasında yer almaya,onlara destek olmaya var mıyız?
Cihat: Gönüllerin Allah’ın birliğini tasdik ve kabul etmesi için üzerinde kurulan her türlü dayatmanın, baskının kaldırılarak fethedilmesi için ortaya koyulacak salih ameller bütünüdür. Salih amel işlemeye, cihada var mıyız?
Milli kadroların (Millet Partisi’nin) devleti ıslah etmeye tüm kötülükleri ortadan kaldırmaya yönelik cihat çağrısına, gerçekleştirecekleri; 1-İnsan hak ve hürriyetlerine davalı HUKUK DEVLETİ2-Millî iradenin önündeki engellerin kalktığı DEMOKRASİ3-Din düşmanlığı gibi din istismarının da bittiği LAİKLİK
4-Fakirlik ve çaresizliğin tarihe gömüldüğü, herkesin sosyal adalet şemsiyesine alındığı KERİM DEVLET
5-Bilim, hikmet ve erdemle donatılan,sorun üretmeyen, çözüm üreten BİLGE DEVLET ve BİLİM TOPLUMU
6-Büyüyen, gelişen, zengin, mutlu, muktedir ve insanlığın yeni barış medeniyeti İSLAM Rönesansı'nı yöneten MUHTEŞEM TÜRKİYE projesine ortak olmaya var mıyız?
Unutmayalım ki”İştirak etmediğimiz, çilesine katlanmadığımız bir kurtuluş mümkün değildir.”
Milletimizin ve yöneticilerimizin uyanması basiretle hareket etmesi (Yanılmadan gerçekleri görebilmesi, gelecekle ilgili sezgi, uyanıklık, anlayış, kavrayış ve vizyon sahibi olması) dilek temenni ve duasıyla… Kaynak: MİLLET DAVASI Büyük Değişim Stratejisi - Aykut Edibali