KOCABAŞÇA KÖŞESİ - OKULU
Süleyman Kocabaş- DERS 5
Konusu: Türkiye' de Yabancılaşma ve Kimlik Kaybı
İngilizlere Çorbasını Değil Vatanını Satan Gafil ve Cahil Lokantacılarımız İngilizler, yarım asırdan beri, ülkemizi askerleriyle değil, kelimeleriyle işgale devam ediyorlar.
Mersin' den başlayarak Çanakkale'ye bütün turistik sahil şeridimizi gezdim, gördüm. Vatanımız elden gitmiş diye oturup zırıl zırıl, hüngür hüngür ağlamaklı bir hale düştüm.
Adı İngiliz ve hristiyan değil, Türk ve müslüman olan vatandaşlarımızın lokantalar açtıklarını gördüm.
Lokantaları, neredeyse hepsinde dışından tutun içine kadar herşeyi İngilizce. Tam anlamıyla "mübarek" bir İngiliz lokantası görünümünde.
Dışarıda tüm ismi İngilizce işyeri isimler, camına ve "menü" süne yemek isimleri İngilizce yazılı; içeklere kadar varan yemekler bile Amerikan doları üzerinden fiyatlandırılmıs; çalan müzik İngilizce, patronu ve garsonları patçat, 250 kelimelik tarzanca İngilice biliyorlar.
Bu lokantalarda, Türkiye' de tedavülde (yürürlükte) ne kadar Türkçe unsur varsa hepsi de kaldırılmış ve yerlerine tedavülde olan İngiliz ve Amerkan olanları konulmuş.
Böyle olan lokanta patronlarına hep şunu sordum: "Türkçe karşılıkları ola ola lokantanızda her alanda hep İngilizcesini kullanıyorsunuz? Siz Türk ve Müslüman değil misiniz?
1920 lerde Türk İstiklal Savaşını İngilizlere karşı da verdiğimiz halde gelecekte Türkiye böyle olsun diye mi verdik? Şehit olan atalarımız, bunun emeliyle mi şehit oldular..?"
% 99. 99' undan aldığım cevap şu oldu: " Beyefendi, şehrimiz bir turizm şehri, lokantamıza turist çekip para kazanmak içi hep böyle yatık! Herkes egosunu düşünür. Sen var git işine bak!"
% 0.01'inin de verdiği cevap şöyle idi: "Efendim! Yaptığınız uyarılar için çok teşekkür ederiz. Bizi, şimdiye kadar sizden başka ne resmi ne de sivil birisi uyarmadı. Tavsiye ve öğütlerinizi yerine getirmeye çalışacağız
Allah sizden razı olsun!"
Anlayacağınız , "EGO" sunu düşünenlerin, bu rezalet ögesi, vatan,millet, milli devlet, müslümanlık ve Türkçe sevdası, sevgisinin vb önüne gecmiş.
Böyle olanlar, bir İngilize veya bir başka yabancı uyruklu, kuyrukluya, "Bir kase çorba satıp para kazanacağız" diye gercekte ne yaptıklarının ve neleri sattıklarının farkında değillerdir. Farkında olabilselerdi şunları söylerlerdi: " Aman Allahım ne büyük günahlara düşmüş, ne büyük suçlar işlemişiz; İngilizlere vb çorba satacağımız yerde vatanımızı satmanın gaflet, dalalet ve cehaleti içine düşmüş ve böyle yaşamışız, yazıklar olsun bize!"
Ben bu üç suça bir de "İHÂNET" ı ekleyebilirim kanaatindeyim.
Devletimiz de bunları önlemek için hiç bir terbir almadığı halde, o da bu "dörtlü suç öğesinin içinde yer alabilir mi?" Sorusunun cevaplandırılmasını da sizlerin yüksek takdirlerine bırakıyorum vesselam
KOCABACA OKULU'nun bir sloganı ve afişi: "KOCABAŞCA OKULUNA YÂR OLANLAR BAHTİYAR OLURLAR"
Dersimiz burada bitmiştir.
6 ıncı dersimizde boşmak üzere iyi günler dilerim.