BAY ENERJİ: TOHUM EKME FAALİYETİ 13.12.2022
YAŞLI ÇAM AĞACI İLE SOHBET: (5 / 1. BÖLÜM)
Tohum ekmekten yorulmuştum. Yaşlı Çam Ağacını görünce nefeslenmek için yanına oturdum ve merakla sordum ona.
Yaşlı Çam Ağacı söyler misin? Meşe tohumlarının neden kanatları yok. Neden bunlar çok iri de sizin tohumlarınız küçük.
Sorum Yaşlı Çam Ağacının çok hoşuna gitmişti. ‘’Ne güzel bir soru?’’ dedi ve ekledi ‘’bizler mücadele yıllarının bitkilerindeniz!’’
Kafam karıştı ve merakla tekrar sordum.
-O yıllarda ne?
Yaşlı Çam Ağacı ‘’dinle öyleyse ‘’ dedi ve anlatmaya başladı.
-Bizler açık tohumlu ve damarlı bitkileriz. Bizim tohumlarımız kozalaklarımızın içerisindedir ve olgunlaştıklarında onları rüzgârlara bırakırız. Tohumlarımız rüzgârlarla uzaklara giderler ve düştükleri yerlerin birçoğunda yetişebilirler. Çünkü bizim tohumlarımız susuzluğa dayanıklıdır ve en verimsiz topraklarda; hatta kayaların üzerinde dahi yaşama tutunabilirler.
Tekrar lafa girerek sordum.
-İyi de bunun mücadele yılları ile ne ilgisi var?
Yaşlı Çam Ağacı adeta kızar gibi ‘’Bİ DUR, Bİ DUR!’’ dedi ve tekrar konuşmaya devam etti.
-Günümüzden yaklaşık 370 milyon yıl kadar önce karalarda yeteri kadar toprak yoktu. Var olan topraklarsa humus yönünden sıfır noktasındaydı. O verimsiz ve su tutma kapasitesi son derece düşük olan topraklarda tutunabilecek olan tek ağaç türü bizlerdik.
Evet. O dönemlerde tohum taşıyabilecek hayvanlarda yoktu. Zaten karaların iç kesimlerinde hayvanlar için yaşanabilecek bir ortam yoktu.
Bizler tohumlarımıza kanatlar takarak ve tohumlarımızı rüzgârlara bırakarak o karaların içerisine gönderdik. Susuzluğa ve verimsiz topraklara direnci çok yüksek olan tohumlarımız milyonlarca yıl içerisinde karalarda tutunmayı başardılar ve günümüzden yaklaşık 250-66 milyon yıl önce ve bu yıllar arasında karalarda en belirgin ağaç türü olmayı başardık. Yani. DOMİNANT olduk.
Karalarda tutunmamıza ve iç kesimlerde toprakların humuslarını yükselterek başka bitkilerin de yetişebilmesine imkân oluşturabildiğimize o kadar çok sevindik ki o heyecanla bütün dünya karalarını ormanlarla kapladık.
Biz büyük bir sevinçle bütün dünyayı kaplayınca atmosferdeki karbondioksidin büyük bölümünü yok edeceğimizi hiç düşünmedik ve dünyamız buzul çağına girdi.
Buzulların altında kaldık. Güneş olmadığı için hızlıca çözünerek tekrar atmosfere karışmak yerine; rutubet ve güneşsiz ortam nedeni ile yavaş, yavaş çözünerek vücudumuzu meydana getirmekte olan karbon parçalarını toprağın daha da… DEVAMI VAR.
NOT:
Bu yazı bilim insanları tarafından araştırılmadan kaynakça olarak gösterilmemelidir. SAYGILARIMLA.