AĞAÇ DEDE: OKULDA TOHUM EKME FAALİYETİ "ESENTEPE MUMCULAR İLK OKULU YAŞLI ÇAM AĞACI İLE SOHBET: 9. BÖLÜM "ÇEŞİTLİLİK". 22.12.2023
(İsteyen her okulda faaliyet yapıyorum. Ücret talebim yoktur)
...
Küçük fidan bilge bir şekilde anlatmaya başladı...
-doğrudan rüzgârlarla, rüzgârla sürüklenen bir dikene takılarak, bir hayvana tutunarak, bir hayvanın dışkısı ile ya da bir akarsu ile uzaklardan hiç tanımadığımız tohumlar gelir.
-Tabii. Bir de kirpi otları, çakırdikenleri ve gavgas dikenleri rüzgârla yuvarlanarak kendi tohumlarını dağıtırlar.
-İşte o tohumlardan gittikleri yelerde toprağa tutunmayı başaranlarla bitki çeşitliliği oluşur.
-Bitki çeşitliliğini böcek ve hayvan çeşitliliği takip eder.
-Çünkü her bitkiden faydalanan ve o bitkinin polenlerini ve tohumlarını taşıyan bir böcek ya da hayvan türü vardır.
-Birbirine bağlı olarak iki taraflı çeşitlilik çoğalınca koca bir ekosistem oluşur ve eko sistemlerde hiçbir zararlı hiçbir bitkiye fazlaca zarar veremez.
-Çünkü ekosistem içerisinde her zararlının bir frenleyicisi olur ve yaşam akıp gider.
-Ancak. Hemen dibimizde otlar büyürse o sıkıntı. Dedi ve devam etti.
-Otlar hemen kök dibimizde büyürlerse besinlerimize ve suyumuza ortak olurlar.
-Zaten az olan yağış sularının tamamının kök dibimize inmesine engel teşkil ederler, güneş çıktığında ise yine kök dibimizdeki suların daha hızlı buharlaşmasına neden olurlar.
Dedi. Soluklandı ve devam etti.
-Buna karşılık. Uzağımız da olanlarsa güneşin kurutucu etkilerini yok ederler, havayı yumuşatırlar ve onların sayesinde daha az su kaybederiz.
-Ayırıcı onlar olduğu için toprak güneşle kavrularak toza dönüşmez.
-Çünkü çevremizdeki toprakların güneşle kavrularak toza dönüşmesinden çok korkarız.
Araya girerek sordum.
-Çevrenizdeki (size uzak olan) topraklar toza dönüşürse ne olur ki?
Küçük Çam Fidanı endişe ile cevap verdi.
-Güneş toprağı toza çevirdikten sonra ve ardı sıra rüzgâr çıkarsa nefes borularımız tıkanır.
-Nefes alamayız. Daha kötüsü yağışlarla gelen sular akışa geçer ve yüz yılları kapsayan bir süreç içerisinde oluşmuş olan topraklarımız, tepenin altındaki akardan derin Dereye, oradan
-Kızıl Irmağa ve oradan da Karadeniz’e kadar gider…
–Evet. Çevremizdeki toprakların örtüsünün olması bizim için çok önemli.
-Ancak kökleri derine inmediği için arkadaşlıkları çok kısa süreli olur.
-Bu üzüntü verici!
-Ayrıca kurudukları zaman hem üzülüyoruz, hem korkuyoruz.
"KORKUYORUZ" lafı beni endişelendirmişti. DEVAMI VAR