HAYALLERİM KOCAMAN!
Öylesine derin bir özlem ki.
Sanki yüz yıl oldu denizi görmeyeli.
O güzel koylar, azmak nehri, düden şelaleleri,
Çamların altında renk, renk karavanlar ve çadır kuran insanlar.
Sorma! Ne yazık ki ne zaman gitsem,
Kenarlarında çöp topladığım koylar.
Unutulmaz olan,
Çocuklara, gençlere çevre dersleri verdiğim anlar,
En güzeli de güneşin doğuşunu seyrettiğim sessiz sabahlar.
*
Deniz. Hep ertelenen düş,
Yüreğimde bir özlem ve yaşanmayan tutku.
Çok güzeldi, kederli ve çok suskundu!
Sahi. Kadın azmağı ne kadar da üzgün akıyordu.
“Tatlı su kaplumbağalarım, su samurlarım, kefallerim,
Sarpalarım, karagöz balıklarım ve su tavuklarım nerede?
Hani benim canlılarım?” Diyordu.
Sırtında taşıdığı teknelere kızıyor,
“Canlarımı ürkütmeyin” diyor ve insanlara,
“Yeter artık kirletmeyin beni” diye haykırıyordu.
Ama güzeldi. Çok güzeldi. Hala güzeldi.
Mağrurdu, asilde ve çok yerden daha temizdi.
Evet. Tutulmayan ve hayalleri kurulan
Doğa dostu, insan mı İNSAN tertemiz bir el gibi.
Hayaller ötesiydi.
*
Ben denizi çok özledim.
Duyarlı İNSANLARI, temiz koyları
Tertemiz ırmakları, ormanlarla dolu kıyıları,
Dalgaların kükreyişini, sakinliğini, sonsuzluğunu, sevincini
Birliğini, beraberliğini, gücünü, kardeşliğini
Doğa ile insan arasında ve İNSAN İNSANA SEVGİYİ.
*
Neyse. Ben de denizdeyim. Kara denizdeyim!
Yani. İç Ana dolunun deniz gibi,
Uçsuz, bucaksız steplerde fidan büyütmekteyim.
Güneşim bol, suyum ve bana güç veren hayallerim var.
Evet. Hayallerim kocaman.
Hayallerim. İç Anadolu’dan denizlere uzanan kesintisiz ormanlar.
*
Yüreğim yanıyor. Özlemle, hasretle güzel günler istiyorum.
Doğa körlüğünün yenildiği, doğanın dirildiği,
Yaşamın anlam kazandığı, güneşle el ele sonsuza uzandığı,
Dahası; insanın İNSAN olduğu ve insanı bulduğu yaşanacak günler istiyorum.