BAY ENERJİ: KOCASİNAN MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ANA OKULU BÖLÜMÜNÜN ÇOK DUYARLI SORUMLUSUNA VE ÖĞRETMENLERİNE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.
DOĞA OYUNU (MEŞELER DOĞAL YAŞAMIN TEMELİDİR)
Haydi! Çocuklar sizinle bir oyun oynayalım ve ismi doğa oyunu olsun.
Var mıyız?
-Varız.
Tamam.
Şimdi birimiz ağaç oluyoruz.
Meşe ağacı.
Çoğalmak ve dünyayı orman yapmak için bir dolu tohum yapıyoruz.
Tohumlarımızı büyütebilmek içinse annelik içgüdüsü mile neyimiz var neyimiz yok hepsini harcıyoruz.
Örnekse büyümek için gerekli olan gıdamızı, biri dalımızı kırdığında ya da yaprağımızı kopardığında oluşan yaralarımızı kapatmak için kullandığımız ilaçlarımızı, haberleşme ve yönetim merkezlerimiz için gerekli olan ürünlerimizi ve her şeyimizi gıdaya çevirerek tohumlarımızın içerisine koyuyoruz.
Tohumlarımız dallarımızdan ayrıldıktan sonra aç kalmasınlar diye kendimiz risk ediyoruz.
Neden?
Bir fikri olan var mı? Sizi dinliyorum.
-Var. Çünkü ağaçlar tohumlarını çok seviyorlar.
Niçin?
-Çünkü onları ağaçlar yapıyor…
Evet. Çünkü onlar ağaçların çocukları.
Çünkü ağaçlarda çocuklarının büyümesini ve orman olmasını istiyorlar.
Çünkü onlar dünyamızda yaşamı devam ettirmek istiyorlar.
*
Ben hemen Yaşlı Çam Ağacı oluyorum ve konuşuyorum.
*
Ben Yaşlı Çam Ağacıyım.
Lütfen beni dinler misiniz?
-Evet.
Biz çam ağaçları tohumlarımıza kanat takarız ve rüzgârlar esmeye başladığında tohumlarımızı rüzgârlara veririz. Tohumlarımız uçup giderler ve bizim tohumlarımız küçük oldukları için de gittikleri yerde ilk yağmurla ve kolayca toprağın altıma girerek çok büyük bir sevinçle ve hiç vakit kaybetmeden ağaç olmak için çalışmaya başlarlar.
Ancak meşeler öyle değil.
Onların tohumları büyük ve kanatları yok.
Onların taşıyıcılara ihtiyaçları var.
Peki? Taşıyıcılar kim?
Bir fikri olan var mı?
Yani ağaçlardan yere dökülen tohumları anne ağaçlar mutlu olsunlar, her taraf orman olsun ve tüm canlılar mutlu yaşasınlar diye kim toplar, alıp götürür ve toprağa gömer.
-Ben topluyorum.
Ama sen burada topluyorsun.
Peki! Dağlarda ve hiç kimsenin olmadığı yerlerde kim toplar.
Örnek verebilir miyim?
-Ver.
Mesela alakargalar toplar.
Çocuklar alakargalar bir sonbaharda ortalama 5000 meşe pelidini toplar ve tam da meşe ağacının büyümek istediği açık alanlara gömerler.
Kargalarla birlikte diğer birçok kuş, sincaplar, kirpiler… Evet. Onlarda toplarlar.
Ama dağlarda alakargalar, sincaplar, kirpiler… Çok azaldı.
O zaman ne yapalım?
Çünkü anne ağaçlar çok üzgün.
Tohumları yerlerde kaldı dünyamızda çeşitliliğin ve yaşamın devam edebilmesi için o tohumların toprağın içerisine girmeleri gerekli.
Şayet onların tohumları dışarıda kalırlarsa güneşten yanarak su kaybederler. Soğukta üşüyerek donarlar ve asla ağaç olamazlar. Tabii. Anne ağaçların da tüm emekleri boşa gider ve çocukları ve gelecek için çok üzülürler.
Bir fikrim var.
Haydi! Alakarga, sincap, kirpi, kunduz, yediuyuyan, hamster, keme ya da cavy olalım.
Var mısınız?
Peki! Kim alakarga olmak ister.
-Ben.
Kim sincap olmak ister…
-Ben.
Kim Kirpi, kunduz, yedi uyuyan, hamster… Olmak ister?
Haydi! Tohumları toplayarak uzaklara götürelim ve toprağa gömelim.
Tamam. Bir kısmımızda rüzgâr olalım vuuuv diye eserek ve tohumları yuvarlayarak çukurlara götürelim. Rüzgârdan hemen sonra yağmurlar onların üzerine çamur getirecektir.
*
Tohumları gömdük.
*
Haydi. Tohumları gömdüğümüz yerlere çömelelim ve hepimiz bir meşe ağacı olarak yavaş, yavaş büyüyelim.
Ellerimiz birbirine değsin ve benim söylediklerimi tekrar edelim.
Biz meşe ağaçlarıyız. Yaşamın başlangıcıyız. Çünkü olgunlaşınca 25000 tohum veririz. Evet. Kuşların, oto bur canlıların ve kemirgenlerin çoğunu biz besleriz. Onları beslememiz karşılığında onlarda bizim tohumlarımızı ekerler ve et oburları besler. Hayvan çeşitliliği oluşur.
Tabii. Her hayvan geldiği yerden sevdiği tohumları getirir.
Bitkiler çoğalır ve şimdi de bitki çeşitliliği oluşur.
Peki. Bitki ve hayvan çeşitliliği çoğalınca ne olur?
Ben söyleyeyim.
Orman olur.
Haydi! Kollarımızı yan taraflara açarak hep birlikte söyleyelim.
-Biz ormanız. Topraklar güneşten ısınarak su kaybetmesinler diye toprakların üzerine şemsiye oluruz.
-Evet. Şemsiyeyiz.
-Rüzgârlar toprakları kurutmasınlar diye perde oluruz.
-Evet. Perdeyiz.
-Şemsiye ve perde olduğumuz için topraklar su kaybetmez.
-Bitkiler çoğalır sular akışa geçmez, sular ve rüzgârlar toprakları götüremez.
-Otlar, meyveler ve sebzeler büyür. Hiçbir canlı aç kalmaz.
-En önemlisi de hava, toprak ve su çoğalır, tüm canlılar mutlu olur ve yaşam el ele çalışarak, üreterek, oynayarak ve her canlıya gülümseyerek devam eder.