Bilin bakalım kim?
Kayserinin tam kalbinde yaşayan bu vakur arkadaş, kendisine duygu penceremizden her baktığımızda mevsimlerin kendine özgü renklerini bizlere muhteşem dili ile anlatarak hislerimize tercüman olurdu. Ona her bakışımızda bizlere güven ihsan eder ve en büyük gücün sessizlik olduğuna inanırdı.
Gökyüzündeki bulutlarında sıkı bir dostuydu.
Hoşgörüye ev sahipliği yaptığı gibi aynı zamanda yüreğinde taşıdığı sonsuz sevgi tohumlarını kendinden binlerce metre aşağıda bulunan düzlüklere eker etrafındakilere güzellikler saçardı.
Onu bu kadar özel kılan şeylerden birisi de aynı zamanda yıllara meydan okuyan ihtişamlı görünüşünün arkasına gizlenmiş olan geçmişin ve geleceğin izlerini taşımasıydı.
Çevresinde meydana gelen olayları ve yaşanılanları derinden ve sessiz bir şekilde izleyerek not alır, gelecek nesillere aktarmaya çalışırdı.
O, her mevsim farklı tonlarda dokunurdu ruhumuza.
Kışın başka, yazın başkaydı.
Dostları da çoktu.
Ara ara yanına uğrayan bulutlarla derin bir sohbete girer, onlarla dertleşirdi.
Huysuz tavırları da yok değildi.
Örneğin: şehirde çekilen bir fotoğrafın arka planında illa kendisinin de yer almasını ister; eğer fotoğraflarda yoksa bize küser sessizce yanımızdan ayrılıp bulutların arasına gizlenerek görünmemeye çalışırdı. Bu tavır ona yakışıyordu ve haklıydı da koskoca bir şehrin sembolüydü çünkü. İhtişamı ile hepimizin hayranı olan bu çınar nasıl fotoğraflarımızda yer almasın.
Onsuz bir fotoğraf nasıl Kayseri’ye ait bir fotoğraf olabilirdi.
Biz bilirdik onun görünmediği sokaklar karanlıktı, o yoksa şehirde bir şeyler eksikti.
Onsuz çekilmiş bir fotoğraf karesi karşısında bizden uzaklaşacak gözlerini geri nasıl bize bakar hale getirebiliriz diye düşünürken o dayanamayıp bulutları yolcu eder, güneşle birlikte ansızın karşımıza çıkar, tüm karanlık duygularımızı aydınlığa çevirip bizleri umut dünyamız ile buluştururdu.
Bilin bakalım kim?
Yazar Çınar