Kayseri Derevenk ve hoşgörü ;
Öyle bir yürüyüş ki bizimkisi, doğanın tarih ile harmanlandığı, geri gelemeyecek bir zamandan, geleceğin izlerini sürmeye çalıştığımız, derinlere indikçe bedenimize inat kaybolan ruhumuzun hüznü ve sevinci içinde bir mola daha bitiyor ve başlıyor yeniden yürüyüş.
Türklerin, Ermenilerin ve Rumların bir arada yaşadığı, hoşgörü ile ıslanmış toprakların sevgi ve saygıyla açılan patikalı yollarında yürüyüşümüz hız kesmiyor.
Bir kere daha ne güzel bir şehirde yaşıyorum diyorum içimden, kurduğum hayallerimden bile hep önde olan bir şehir, hoşgörülü bir şehir, düşlerimde yaşadığım, gerçekte sahip olmak istediğim ne varsa bu şehir yaşamış.
Her adımda oksijen ile birleşmiş tarih kokusunu içimize çekiyoruz.
Yürüyüş esnasında tüm arkadaşların huzuru çehrelerinden okunuyor, doğada olmak, yürümek tabi ki en güzeli , hele birde bu etkinlikte tarih size eşlik etmişse ayrı bir tat var o yürüyüşte.
Buraya kadar her şey güzel diye düşünüyorum, bu hoş geçen etkinliğin bende bıraktığı olumlu izler çok .
Bu güzellikleri kaleme dökerek sizlere aktarmak istedim her zamanki gibi ; ancak bu etkinliğin birde arka yüzü var maalesef ,aktivite sürecinde yaşadığım üzücü bir hadise yede parmak basmadan geçemeyeceğim, derdim ciddi arkadaşlar , derdim anlaşıldığım kadar büyük. Yürüyüş esnasında çevremde gördüğüm bira şişeleri, poşetler, yani çevreye bırakılmış çöplerimiz…
Bizlere yuva olan , anne şefkati ile bizleri bağrına basan doğamızı yerlere çöp atarak mı koruyacağız , Doğa tıpkı kadim dostlarımız olan , masum hayvanlar gibi bizlere emanet değil mi ? Doğaya bu hunharca saldırı neden arkadaşlar.
Doğa bizim bir parçamız , nasıl bir kalbe sahibiz , aynı zamanda da bir doğaya sahibiz , lütfen çöplerimizi o güzelim tabiat ananın kucağına bırakmayalım , her attığımız çöpün bizleri tarih sahnesinden ayıplı bir şekilde silmeye hazırladığını ve gelecek nesillerinde varlığını sürdürmesi konusunda birer tehdit olduğunu artık idrak edelim.
Parçası olduğumuz doğanın kıymetini bilelim , unutmayalımki yalnızca bu hayat bizden ibaret değil , aynı zamanda kendi varlığımızın ve nesillerimizin devamı için doğaya ihtiyacımız var.
Her şey benden ibaret değil. Yalnızca bu dünyada ben yaşamıyorum.