YAPAY DOSTLARI GEÇ
Kur’ân-ı Kerim’in hakiki dostun Allah olduğunu belirterek, bu dostluğun çerçevesini kesin olarak belirlemiştir.Sınırlarını asırlar evvelinden ilan ederek müminlere nasıl hareket edeceklerini ilişkilerinde dikkat edecekleri kriterleri öğretmiştir.
Bugün insanlar eliyle üretilen fikir ve düşünce sistemleri, düzenler, eğitim ve çevre şartları gibi insanları derinden etkileyen araçlar, Allah ve Rasûlüne savaş açmış durumdadır.
Eğitim ve öğretim, düşünce sistemleri, fikir akımları, ırkçılık, beşerî ideolojiler, misyoner faâliyetleri, dinsizlik propagandaları, Darwinizm, materyalizm, sosyalizm, siyonizm, hümanizm, laiklik, özgürlük anlayışı, sanat faâliyetleri, sinema, tiyatro, medya, ilân ve reklâm araçları, dünya görüşleri, futbol ve müzik tutsaklığı, kapitalizm ve tüketim alışkanlıkları, insanları fıtratlarından ve Allah’ın dostu olma özelliklerinden sıyırmak için en dehşetli silâhlar ve şeytanî araçlar olarak kullanılıyor.
Bu kadar çok yönlü ateş altında kalan savunmasız, câhil ve her şeyden önemlisi kâmil imandan mahrum bırakılan halk, elbette Allah'a dostluğa giden yolu bulamıyor, bilinçsiz de olsa şeytanın dostluğuna meylediyor.
TEVHİDE ALTERNATİF GETİRENİ TERK ET
Lâ ilâhe illâllah diyen bir müslümanın, İslâm akîdesi ile çelişen her türlü fikir ve akımdan uzaklaşması, Allah’ın indirdiğine aykırı her kanun, yasa, nizam, tüzük, düzenleme ve düzenden uzak olduğunu açıkça bildirmesi ve yaşayışıyla göstermesi gerekir ki, gerçekten tüm ilâhları reddetmiş olsun.
Peygamber’in amcası Hz. Abbas’ın dediği gibi, lâ ilâhe illâllah diyen kimse, bu sözüyle bütün (kâfir) dünyaya savaş açmış olduğunu bilmelidir.
Kâfirler bütün güçleriyle İslâm’a ve gerçek müslümanlara saldırırken, müslümanın gündelik işlerle uğraşıp savaşçı olmaması düşünülebilir mi?
“İman edenler Allah yolunda savaşırlar, kâfirler ise tâğut (bâtıl dâvâlar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın düzeni ve tuzağı zayıftır.” (4/Nisâ, 76)
BAHANECİ ZAAF SAHİBİDİR
Çağdaş müslümanın öyle bir derdi yok. O işiyle, aşıyla ve keyfiyle meşgul.
Bahâneler de çok:
“İmkânlarımız yok, taşlar da bağlı...” Filistin’li çocuklardan öğrenin bağlı taşları koparıp fırlatmanın yolunu, imanın en büyük imkân olduğunu, Allah’ın tarafını seçenin direnişini... Bugün müslümanların kâfirler arasında bir selin içindeki köpük ve çer-çöp gibi olmasının temel sebeplerinin başında, düşman edinmeleri gereken kâfirleri dost kabul etmeleri yatmaktadır.
Dünyada izzetin, onurun, devletin; âhirette cennetin bedeli, Allah’ı ve Allah taraftarlarını dost; şeytanı ve şeytanın askerlerini, insanlığa kan kusturan zalimleri düşman kabul etmek ve dostluk ve düşmanlığını ispatlayacak davranışlarda bulunmaktır
KENDİNİ KUR'AN A AÇMAYANA KUR'AN KENDİNİ AÇMAZ…
KUR'AN peygamberin kıyamet günü allah'a şöyle şikayette bulunacağını söyler: Peygamber diyecek ki: Ey rabbim benim halkım bu kur'an'ı terketti. (Furkan suresi 30. ayet) ayette geçen kur'an'ı mehcur tabiri terk edilmiş, bir kenara atılmış, bırakılmış, uzaklaşılmış kur'an demek …Peygamber rabbine hangi halkı şikayet edecek dersiniz ? Kur'an'ı kenara iten terk eden halk. elinize aldığınız herhangi bir mushafın üzerinde kur'an'ı azim veya kur'an'ı kerim yazar. Büyük şanlı kur'an ; içinde insanlığın şerefi ve itibarı olan, kemikleşmiş değer ve ilkeleri bulunan, onları ısrarla vurgulayan, insanlığa sürekli bunları hatırlatan ZİKR temel değerlerinin (hablun min'ennas) savunucusu, vicdanının sesi (basairu li'nnas ) olan kur'an demek …Ne asil bir isim değilmi ?..demek artık şöyle okuyacağız: Kur'an'ı mehcur..
Geçip giden varsa İslam'ın şu çiğnenmiş diyarından , viran olmuş yurtların, metruk binaların, ot basmış evlerin örümcek bağlamış duvarlarında asılı duran, artık bir manası kalmamış, bunun için de dönüp bakmaya gerek olmayan, terkedilmiş, bir kenara atılmış, kendi haline bırakılmış KUR'AN demek
DİKKATLİ OKU...NE HAZİN BİR İSİM DEĞİLMİ ?
KUR'AN Mekke'de nazil oldu, Mısır'da okundu, İstanbul'da yazıldı diye meşhur bir söz var,İslam toplumlarında ..KUR'AN'ın tarihteki serancamını adeta özetliyor: nazil oldu okundu yazıldı ..peki nerede anlaşıldı ? nerede yaşandı ? o niye yok ?...manidar değilmi ?..kendinizi bir yoklayın….en son ne zaman kur'an'ı okudunuz demiyorum…ne zaman dediğini anlamaya çalıştınız ? kur'an'ı en son ne zaman terk ettiniz ? biliyorum bir çoğumuz için trajik bir soru…kur'an'ı terk etmek..ondan umudunu kesmek…gerek duymamak…heyecan duymamak…okuduğu halde terk etmek…yazdığı halde terk etmek…konuştuğu halde terk etmek…saygı duydugu halde terk etmekBu kitap bir çoğumuz için artık kur'an-ı azim degil kur'an-ı mehcur…peki nasıl terk edilir ? Kimimiz kur'an'ı okuyarak terk ederiz…gece gündüz hatim indiririz. bir ölünün toprağına okuyup geçeriz. şifa niyetine okur, fal bakar, sağa sola üfürür… şifre arar, güllü yasin hatmeder, teberruken tilavet ederiz. hafızlık yarışmalarında birincilikler alırız. davudi seslerimizle salonları inletiriz.