HAKİKAT ORUCU

"Her şey için bir zekat vardir; vücudun zekati da oruçtur.oruç sabrın yarısıdır “ Hadisi şerifi
ile giriş yaptıktan sonra tasavvuf ‘ta ekol olmuş büyüklerden Bahaeddin Buhari Hazretleri, yani herkes
tarafından maruf olan Şah ı Nakşibend üzerine sohbet edelim.
Kurduğu yol günümüze kadar gelerek müminlerin İslam dairesinde daha sağlam durmalarını
sağlamıştır. Hayatta olduğu müddetçe çevresindeki saliklerine zaman zaman sohbet edip nasihat
veren bu büyük Allah dostu bir sohbetinde şöyle buyurmuştur,
Rivayet olunur ki, Resulullah SAV efendimiz bir gazada idiler. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer RA o
gazada Efendimiz SAV e hizmet edip oruçlu idiler. Resulullah SAV onlara buyurdular ki:

"Oruç sebebiyle zayıf düşersiniz ve hizmet edemezsiniz. Orucu terk ediniz. Onlar da bu emre
uyarak orucu terk ettiler. Burda oruç benim için. onun mükafatini ancak ben veririm”
Kudsi hadisinde zikredilen oruç ile hakikat orucuna işaret vardır. “Hakikat orucu, oruçlunun
karnını yemeden, içmeden ve mükeyyefattan(keyif verenlerden, sigara vs.) men edip tuttuğu gibi,
kalbini Allah tan gayrinin girip ilgilenmesinden imsak etmektir.”
Yine rivayet edilir ki, Bahaeddin Buhari Hz.leri oruçlu oldukları gün –nafile oruç— bir misafir gelse o
misafire, acele edip hazırda ne varsa misafire yedirirler ve hatırı hoş olsun diye orucunu bozup
misafire eşlik ederek yemek yerlerdi. Çok kere derler ki:
“Rasulullah Efendimiz birkaç ashabı ile bir toplantı yapmış olsalar elbette bir şey yerlerdi. Oruç
tutanlar, tutmayanlara uyarlardı” Denilmiştir ki:Günahın olmadığı yerde dostlarına uymak, nafile oruçtan aşağı değildir.

ÖNCE AF SONRA HÜRRİYET

Yüce Allah ;O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar. Kızdıklarında öfkelerini yutarlar ve
insanların kusurlarını affederler. Allah CC da böyle davrananları sever.;ALİ İMRAN 134
buyurmaktadır.
Rivayete göre Cafer i Sadık’ın bir kölesi vardı. Kendisinin yakın hizmetini görürdü. Bir gün getirmiş
olduğu bir tas çorbayı kaza ile Cafer’in üzerine döktü. Üstü başı çorbaya bulanan Cafer i Sadık da öfke
ile kölenin yüzüne baktı. Bunun üzerine köle:
—Efendim! Kur’an ‘da ;Kızdıklarında öfkelerini yenenler! Buyuruluyor diyerek bu ayeti okudu.O
zaman Cafer i Sadık:
Öfkemi yendim;dedi. Bu sefer köle:
—Kur’an’da aynı ayette"İnsanların kusurlarını affedenler;buyuruluyor dedi.

Bu defa da köle: Kur’an’da aynı ayetin devamında Allah iyi davrananları sever!;buyruluyor diyerek ayetin, son
kısmını da okudu. Bunun üzerine Cafer-i Sadık:
--“Haydi, git, hürsün artık. Sana Allah CC için hürriyetini bağışladım” dedi.