Zafer partisi genel başkanı Ümit Özdağ.
MHP’den koparak parti kuran bir başka isim, İYİ parti genel başkanı Meral Akşener gibi.
Ancak Ümit Özdağ, özellikle Türk Milliyetçiliği ve Sığınmacıların ülkemizden acilen gönderilmesi konusunda daha keskin görüşleri ile biliniyor.
Atatürk ve Tam bağımsızlık konularında son derece hassas.
Kendisine yönlendirilen eleştirilerin özünde de bu yatıyor zaten.
Ancak o doğru bildiği yoldan ayrılmıyor.
Açıklamaları her ne kadar bazı kitlelerin eleştirilerine maruz kalsa da büyük beğeni toplayan isimlerin başında geliyor.
Paylaşımlarını Ümit Özdağ @umitozdag ile yapıyor.
Bakın neler neler söylüyor Özdağ?
Şimdilerde tam ona kulak verme zamanı.
DEVLET KRİZİ YAŞANIYOR…
“Türkiye bir DEVLET KRİZİ yaşamaktadır:
Yargıtay 3.Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin Şerafettin Can ATALAY hakkında aldığı karar ile Anayasayı ihlal ettiğini iddia ederek Yüksek Mahkeme’nin ihlal kararı veren üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.
Aynı Daire, Anayasa Mahkemesi kararını yok sayarak, ATALAY’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kendi kararını, uygulanmak üzere T.B.M.M.’ne göndermiştir.
İlk olarak; her Türk vatandaşı, temel hak ve özgürlükler ile adil yargılanma ilkesinin ihlali gibi konularda, Anayasa Mahkemesi’ne ‘Bireysel Başvuru Hakkı’na sahiptir.
Anayasamızın 153. Maddesinin son fıkrasına göre, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.”
Bu bakımdan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi kararını tanımayıp, Ağır Ceza Mahkemesi’ne kendi kararını göndermesi açık bir Anayasa ihlalidir.
İlave olarak; sadece ihlal kararı veren Yüksek Mahkeme üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması hukukun genel ilkeleri ve hakimlik teminatına aykırıdır.
Bu haliyle anılan suç duyurusu tamamen hukuk dışıdır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı işleme koymadan derhal iade etmelidir.
Aksi halde hak arama özgürlüğü kapsamındaki her ihlal kararı hakkında suç duyurusu yolu açılmış olacaktır.
Sonuç olarak; 3. Ceza Dairesi yapmış olduğu suç duyurusu ile Anayasa Mahkemesi’ni tanımamış, Şerafettin Can ATALAY’ın hak arama özgürlüğü kapsamındaki adil yargılanma hakkını ihlal etmiş ve böylece kendilerine tevdii edilmiş yargı yetkisini Anayasa ve hukukun temel ilkelerine aykırı kullanmışlardır.
Ortada ciddi bir devlet krizi vardır.
Bu krizin çözümü için, kuvvetler ayrılığı ilkesi kapsamında her merciin hukuka saygılı olması ve Anayasa Mahkemesi kararının esas alınması gerekmektedir.
Anayasamızın savunması Giriş bölümünde bütün yurttaşlara bir görev olarak verilmiştir. Zafer Partisi, Anayasal düzene saygı duyan bütün siyasi partilere, barolara, üniversitelere ve yurttaşlarımıza Anayasamızı savunma görevini hatırlatmayı görev bilir.”
SIĞINMACILAR KALSIN MI?
Ve… Soruyor Ümit Özdağ açık açık.
“Sığınmacılar için yapılan harcamaların Türk halkının fakirleşmesine neden olduğunu yıllardan beri anlatıyorduk. 12. kalkınma planında bu husus devletin resmi görüşü olarak açıklandı.
2011’den buyana AB/DB’den gelen hariç 165 milyar dolar harcadık.
Sığınmacılar kalsın diyenler Türk halkı fakirleşsin diyorlar.”
SEÇİMLERE DAİR...
"Ve aşağıda sizinle Kasım 2023’de 26 ilde 2599 seçmen ile yapılmış en yeni araştırmanın sonuçlarını paylaşıyorum. Kararsızlarla birlikte Bugün bir genel seçim olsa oyunuzu kime verirsiniz? sorusunun karşılığında Zafer partisinin oy oranı yüzde 4.8.
Kararsızlar dağıtıldıktan sonra ise bu oy yüzdesi 6.3 oluyor. "
ÇOK GEÇ VE ÇOK DAHA ZOR OLACAK…
“Aziz Yurttaşlarım, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine ve değerlerine bağlı her Türk vatandaşı ve aydının içinden geçtiğimiz bu ağır, buhranlı süreçte yaşananlara seyirci kalma, fikir beyan etmeme, tepki koymama hakkı ve lüksü bulunmamaktadır.
10 Kasım’da Büyük Önder Atatürk’ün ebedi istirahatgâhını dolduran milyonlarca vatansever aydın, Anıtkabir’e çıkan merdivenin sonunda Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi”ni görmüş ve okumuşlardır.
Bu milyonlarca vatansever Atatürk’ün kendilerine “Gençliğe Hitabesi” ile emanet ettiği Cumhuriyet Hukuku’na ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na sahip çıkmalı, sevgili yurdumuzun ellerimizden ve ayağımızın altından kaymasını seyretmemelidir.
Devlet kurumlarımız ağır şekilde yıpranmıştır.
Ekonomimiz ağır bir krizden geçmektedir.
1991’den buyana Türkiye’yi çevreleyen coğrafyalarda çıkan savaşlar her geçen gün biraz daha ülkemize yaklaşmaktadır.
Aslında bu savaşlar 13 milyon sığınmacı ve kaçak ile ülkemizin içine girmiştir bile.
Türkiye’nin önünde kaybedecek çok uzun bir süre yoktur.
Artık uyanma ve toparlanma, Atatürk’ü anmaktan, Atatürk’ün eserini, Türkiye Cumhuriyetini iç ve dış düşmanlara karşı korumaya geçme zamanıdır.
Sizleri küçük politik hesapların, ihale avcılıklarının, ahlaksız siyasal pazarlıkların, belediye meclislerinin rant kavgalarının ötesinde sevgili vatanımızı birlikte savunmaya davet ediyorum.
Aksi takdirde yarın çok geç ve çok daha zor olacaktır. Lütfen aşağıdaki haritaya dikkatle bakın ve düşünün.”
Ümit Özdağ gibi siyasetçileri aşırı vatanseverlik nedeni ile faşist bir zihniyet gibi göstermek ve ona çamur atmak sanırım “Light Milliyetçilik” yapanların işine daha çok geliyor.
Peki nesi kötü vatanı, milleti, bayağı Atatürk’ü sevmenin ve bu uğurda bu vatan topraklarının beleşe peşkeş çekilen sığınmacılara karşı açık, net ve dik bir tavır koymanın?
Sanırım her şey gibi herkes ve milliyetçilik kavramları da makamlara, menfaatlere, kişilere göre değişmeye başladı.
Herkesin milliyetçiliği sanırım kendine güzel…