Türkiye son dönemlerde en çok Neden sorusuna muhatap oluyor.
Ha sanmayın ki nasıl ve niçinlerini biliyoruz da nedenlerine mi takılıyoruz.
Onu da bilmiyoruz.
Hatta gazeteciliğin en önemli kuralı 5 N 1 K’nın sadece 1 K’sını yani kimini biliyoruz.
Yani bu memleketi bu hale getirenin kim olduğu belli.
Diğerlerine dair soru işaretleri uzayıp gidiyor.
Diğerlerinin cevabı yok zaten.
Bugün de 24 Temmuz ve sözüm ona Sansürün kaldırılışının yıldönümü.
Yine hamasi nutuklar, hamasi söylemlerle Basın özgürlüğüne dair teraneler.
Türkiye şu anda Basın özgürlüğü sıralamasında küme düşmüş durumda.
Tabi bunun kimseyi ilgilendirdiği yok.
Niye ilgilendirsin ki?
Bugün hem 24 Temmuz ile harmanlanmış, hem de Türkiye’de son yıllarda neler olduğuna dair bazı şeyleri anlamakta ısrar edenler için bir hatırlatma yazısı.
BİR KEZ DAHA DÜŞÜNÜN…
Türkiye üzerine dünü, bugünü ve yarına dair bir çok kişi kafa patlatıyor.
Bakın bu konuda Prof. Dr. Yavuz Kaya diyor ki: Bir kez daha düşünün, Bu ülkede;
-Neden ağır bir ekonomik yıkım yaratıldı? Neden varlıklarımız satıldı? Neden altın rezervimize kadar ihtiyat akçemiz harcandı? Neden inanılmaz bir dış borç yaratıldı? Neden Londra mahkemeleri yetkili kılındı? Neden maliyetinin çok üzerinde alt yapı çalışmaları yapıldı,30 yıllık garantiler verildi hemde enflasyona indeksli kur ile? Neden Atatürk ismi silinmeye çalışılıyor? Neden T.C. tabelası kaldırıldı? Neden sınır güvenliği yok ve vasıfsız milyonlarca sığınmacı ülkeye dolduruldu? Neden bir demografik bozulma yaratıldı?! Neden devlet kurumları yok edildi? Neden kuvvetler ayrılığı kaldırıldı? Neden denge-denetleme mekanizmaları kaldırıldı? Neden vergilerimizin akibetinin hesabı verilmiyor? Neden Milli Güvenlik Güçleri sistemi değiştirildi? Neden askeri okullar ve askeri hastaneler kaldırıldı? Neden bazı savunma sanayi kuruluşları satıldı ve üretim yapamaz hale getirildi? Neden ülkenin telekomünikasyonu satıldı? Neden eğitim sistemi laik sistem dışına çıkarıldı? Neden orta ekonomik sınıf yok edildi? Neden üniversitelerin kalitesi düşürüldü? Neden sağlık sistemi kötü? Neden anayasa hükümlerine uyulmuyor? Neden uyuşturucu ve mafyanın merkezi olduk? Neden bağlı olduğumuz AİHM kararları uygulanmıyor? Neden tarikat ve cemaatler holdingleşip devlete yerleştirildi? Neden ortak akıl devre dışı bırakıldı? Neden yetişmiş insan gücümüzü kaybediyoruz?! Neden üretim ekonomisinden vazgeçildi? Neden kendimize yeten tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı olduk? Neden bu kadar çok gaz, petrol nadir element kaynakları keşfedilirken (!) enerjide dışa bağımlılık arttı? Neden yıllar öncesinden bir varlık fonu oluşturuldu ve sorgulanamaz kılındı?! Yıllar öncesinden!… Neden Biden ile başbaşa yapılan görüşmeye dış işleri bürokratları alınmadı ve arkasından sınırlarda açık kapı politikası ile genç erkek Afgan, Paki ve diğerleri akın akın ülkeye girmeye başladı?
Tek cevap: Emperyalist BOP projesi işliyor?
“SORUNLU”DAN “VAHİM” KATEGORİSİNE
3 Mayıs 2023 Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2023 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye, geçen yıla göre 16 sıra gerileyerek 180 ülke içerisinde 165'inci sırada yer aldı.
En üzücü boyutu da şu bu açıklamanın.
RSF'ye göre Türkiye, “sorunlu” kategoriden “vahim” kategorisine geçmiş olması.
Geçen yıl aynı tarihte nerede idi bu sayı?
Türkiye, basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 149'uncu sırada yer aldı.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde yayımlanan RSF'nin raporunda, Türkiye'de ulusal medyanın yüzde 90'ının hükümet kontrolünde olduğu belirtildi.
Raporda ayrıca Türkiye'de 31 gazeteci ve bir medya çalışanının 3 Mayıs itibarıyla cezaevinde olduğu kaydedildi.
Hükümetin bu konudaki savunması “Bunlar gazeteci değil, terörist” şeklinde.
Tam bir çelişkiler yumağı…
EN ÖNDEKİLER VE SONDAKİLER…
Tabloda ilginç bir durum var.
RSF'nin endeksinde listenin ilk üç sırasında Norveç, İrlanda ve Danimarka yer alırken, son üç sırasında ise Kuzey Kore, Çin ve Vietnam var.
Komşu ülkeler, özgürlükler ve yaşam standartları, yönetim şekilleri.
Gelişmişlik seviyesi her şey ama her şey son derece önemli.
HEM DE BAYRAMMIŞ!
Tarafsız ve özgür bir basının varlığı güçlü demokrasilerin vazgeçilmez unsurudur.
24 Temmuz 1908 tarihinde Türk basınında sansürün kaldırılması, "Gazeteciler ve Basın Bayramı" olarak her yıl 24 Temmuz`da kutlanmakta.
"24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı" kutlama mesajları ile yine bildik teraneler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün,“Basın, Milletin müşterek sesidir” ifadesi basının toplumu aydınlatması bakımından üstlendiği misyonu en güzel şekilde açıklamasına rağmen şu anda görevini yapamayanlar bir yana iktidar yandaşlığı sayesinde sözüm ona görevini yapanlar mesleğin etik değerlerini yerle bir ederken, halkın haber alma hakkını engelledikleri gibi borazanlığa da devam ediyorlar.
Son dönemde bir bakın bakalım etrafınıza kapanan TV’ler, Gazeteler, Radyolar ve diğer basın kuruluşlarının sayısı ne kadar?
Gerçekten gazeteciler görevlerini layıkı ile yapabiliyorlar mı?
Halkımız kendisi nedenini, niçinini sorgulamadığı gibi, bu sorgulamayı yapması için de Gazetecilere destek vermiyor, sahip çıkmıyor ve hepimiz aynı gemideyiz ve gemi su almaya devam ediyor…
Basın mevzusuna yarın da kısmet olursa devam edeceğiz inşallah.
Bu konu son derece önemli çünkü…