Yusuf Halaçoğlu.
Kayseri 24, 25 ve 26. Dönem Milletvekili.
Aynı zamanda da Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı.
Her dönemde olduğu gibi yine bugünlerde de yaptığı açıklamalar ile bir hayli dikkat çekiyor.
Türk camiasında ve Milliyetçi cephede birçokları inat etse ve kabul etmese de önemli bir isim.
Düşünceleri özgün.
Tespitleri doğru.
Bakış açısı her zaman önemli bir rehber.
Kimseye minneti olmayan nadir insanlardan.
Eğmeden, bükmeden sözünü sakınmadan söyleyebilen nadir isimlerden birisi.
Tarihi çok iyi biliyor ve Türk Tarih Kurumu Başkanlığı makamının hakkını verenlerden.
Ancak tarih'te tahrif edilmek istenince gerçek tarihçilere her şeyde olduğu gibi ne yazık ki itibar edilmiyor geldiğimiz nokta itibarı ile...
Zaman zaman bu köşede kendisini ağırlıyor, fikirlerini paylaşıyorum.
Hem gerçek tarih, hem de tahrif edilen tarih karşılaştırması bağlamında ısrar ve inatla başvurulması gereken bir otorite kendisi.
Yine ve yeniden de TBMM’de olması elzem isimlerin başında geliyor bana göre.
BİR GÖNDERME...
BOP konusuna bakışı önemli.
Bakın kimine göre Büyük Orta Doğu, Kimine göre Genişletilmiş Topraklar felsefesi, ya da Tevrat’tan hareketle Kutsal topraklar adına ne derseniz deyin bölgede artık kazan kaynıyor ve ateşi her yeri de yakıp, kül ediyor.
Halaçoğlu diyor ki;
Kerkük Türkünü yalnız bırakanlar, geçmişte Süleyman Şah’ın mezarının bulunduğu Türk toprağını da terk etmişlerdi.
Ülkemize gelen sığınmacılar için insanlık dersi verenler Kerkük’te sessiz. BOP bütün hızıyla devam ediyor.
Çevre ülkelerdeki üslere bakınız kuşatıldı, keza içeriden de.
İSRAİL MESELESİNE BAKIŞI...
Diyor ki Halaçoğlu; İsrail hastahane bombaladı.
Aslında mesele sadece katledilen bu 500 kişi değil; Suçsuz sivillerin yıllardır katledilmesini görmezden gelip, öldürenleri destekleyen başta ABD ve Batı dünyası da en az onlar kadar suçludur.
Soykırıma uğradığını söyleyenler soykırım yapmaktadırlar.
TÜM SORULARIN CEVABI ONDA...
Bakın ne diyor?
Filistin ve İsrail'le ilgili önemli satır araları var.
Bunları buraya tamamını aktarmamız olası değil.
Bu konuya merak duyanlar için “ Osmanlı belgelerine göre İsrail Filistin'de nasıl toprak sahibi oldu?
Ecnebi devletlerin rolü.
İsrail-Filistin savaşı ve sonuçları ne olur?
Youtube kanalıma bekliyorum (@YusufHalacoglu35)”
YENİ ANAYASA MI DEDİNİZ?
Cumhuriyet dönemi Anayasaları ve günümüz Anayasası üzerinde bir söyleşi.
Özellikle 1921 ve 1924 Anayasası ve günümüzdeki Anayasa tartışmaları ilginç.
Youtube'daki konuşmamda "Cumhuriyet Anayasaları ve Günümüz Anayasası Üzerine Bir Söyleşi" gerçekleştirdim.
İlgilenenlere sunuyorum. https://youtube.com/live/gVDbDpliwlM?si=11prEoqfPcnLrccJ @YouTubearacılığıyla
100. YILDA BİR HATIRLATMA...
Bakın bu konudaki görüşleri neler?
Ne diyor, kime göndermelerde bulunuyor?
“Din, Bilim, Uygarlık ve Atatürk” kitabını hatırlatmak içindi.
O tarihle bugün arasında ne büyük fark var değil mi?
30 Ağustos’ta bile minnet duymaları gereken önderin ismini anmayan bir kurum haline geldiler.
Zira oturdukları kurum olan Diyanet, Onun tarafından kurulmuştu.
Evet hemen herkes Atatürk’e ait olduğunu bilmiş.
7 Şubat 1923’te Balıkesir Zağanos Paşa camiinde okuduğu hutbeden.
İki nedenle buraya koymuştum. 1. si Atatürk’e ateist diyenlere karşı, 2. si Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çok değerli başkanı Ali Bardakoğlu döneminde 2007’de basılan…
ATATÜRK’ÜN BALIKESİR HUTBESİ…
Atatürk, 7 Şubat 1923 günü Zağnos Paşa Cami Hutbesin de cemaata şöyle seslenmiştir:
“Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur'ân-ı Azimüşşan'daki açık ve kesin hükümlerdir.
İnsanlara maneví mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir, mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir.
Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilâhî tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak'tır.
Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahipti. Biri kendi evi, diğeri Allah'ın evi idi. Millet işlerini Allah'ın evinde yapardı. Hazret-i peygamber'in mübarek yollarını takip ederek bu dakikada milletimize ve milletimizin şimdiki ve geleceğine ait konuları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde, Allah'ın huzurunda bulunuyoruz. Beni bu şerefe kavuşturan Balıkesir'in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum.
Efendiler! Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, söylenenleri dinleme ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek, yani birbirimizin görüş ve düşüncelerini almak için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihninin başlı başına faaliyette bulunması lâzımdır. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz için her şeyden önce hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım.
Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşüncelerini anlamak istiyorum. Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, millet fertlerinin tamamının arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim."
ŞÖYLE BİTİRELİM BİZDE...
Fazla uzatmaya gerek yok…
"Geçmişten adam hisse kaparmış.. Ne masal şey!/ Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?/ 'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;/ Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?.."
Mehmet Akif ERSOY