Şanlı zaferin 109. Yıldönümünü kutluyoruz.
Çanakkale Deniz Zaferi ve hemen ardından başlayıp 8,5 ay süren Kara Savaşlarında canlarını veren şehitlerimiz için Cuma namazında tüm yurtta olduğu gibi ilimizde de hatimler okundu, hatim duaları yapıldı.
Gelin görün ki gelenek olduğu üzere ne diğer bayramlarımızda ne de anma günlerimizde olduğu gibi Cumhuriyetimizin kurucusu Cumhurbaşkanı Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bir Fatiha çok görüldü.
Bu kimse için sürpriz değil.
Ne yazık ki bunu bilerek, kasıtlı olarak ve inadına yapıyorlar.
Hatta birileri çıkıp “Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale’de yoktu” bile deme gaflet, delalet ve hatta hıyaneti içinde bile bulunabiliyorlar.
Gerçek tarihi tahrif edip, başkalarının yazdığı uydurma bir tarih üzerinden ülkemizin kurucu liderlerine olmadık saldırılar sürüyor.
57 Yıllık ömrünün büyük bir bölümü cephelerde geçmiş ve savaşın ne kadar büyük bir vahşet olduğunu bilen Atatürk’ün bu nedenle “Yurtta barış, Dünya’da Barış” düsturunu bile hiçe sayarak onca uyarılarına rağmen topraklarımızı sığınmacılara açarak gizli bir istilanın işbirlikçiliğini yapıyorlar.
ANAFARTALAR GRUP KOMUTANLIĞI
Birinci Dünya Savaşı başladığı günlerde Bulgaristan'da 'ateşemiliter' olarak görev yapan Mustafa Kemal Atatürk, talebi üzerine yurda dönerek 'yarbay' olarak katıldığı Çanakkale Savaşı'nda 'Anafartalar Grup Komutanlığı'na kadar yükseldi.
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, 20 Ocak 1915 tarihinde Çanakkale Cephesi'ne ulaştı.
Arıburnu muharebelerini yönettiği tepeye 'Kemalyeri' adı verildi.
Bakın ne diyor cephede?
“Benimle beraber burada muharebe eden askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur.
Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım.”
Mustafa Kemal, Conkbayırı'ndaki taarruz sırasında göğsüne isabet eden şarapnel parçasıyla yaralandı.
18 Mart Çanakkale Zaferi'nin kazanılmasında Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehası en belirleyici etken olmuştur.
BUYURUN SİZE GERÇEK TARİH…
109. yılını kutladığımız Çanakkale Deniz Zaferi ve hemen ardından başlayıp 8,5 ay süren Kara Savaşları; Osmanlı Devleti’nin, Çarlık Rusyası’nın ve 1. Dünya Savaşı’nın yaşam sürelerini belirleyerek tarihi değiştiren dünyanın en önemli savaşlarından birisi olan Çanakkale Zaferi, bir kent, bir boğaz, bir savaş adı olmanın çok ötesindedir.
Zira; Deniz Zaferi ve Kara Savaşları sonucunda Batı Emperyalizmi belki de tarihinin en ağır yenilgilerinden birini almış, Anadolu Türklüğü 1683 2. Viyana bozgunundan başlayan 232 yıllık yılgınlığından kurtularak özgüven kazanmış ve Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın başkomutanı, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa’sına kavuşmuştur.
“YENİLMEZ ARMADA”LAR…
Emperyalist ülkeler, “Yenilmez Armada”larının verdiği ağır kayıplara dayanamayarak 18 Mart 1915 günü çekilmek zorunda kalmış, ancak hemen 1 ay sonra, 25 Nisan’da bu kez amaçlarına karadan ulaşmak için Kara Savaşları’nı başlatmış, orada da önce 19. Tümen Komutanı, sonra Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal’in askeri dehasına boyun eğmişlerdir.
CHURCHİLL KADAR OLAMADINIZ!...
“Çanakkale Geçilmez” sözünü tarihe altın harflerle yazdıran Mehmetçik, akıl ve bilimle komuta eden bir önderlikle -bütün yoksunluklarına karşın- sadece savaşın ve Türk Ulusu’nun kaderini değil, tarihin seyrini de değiştirmiştir, 2 İngiliz Bahriye Nazırı Churchill’in Çanakkale yenilgileri ile ilgili olarak, “Şu an mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim.
Çok üzgünüm.
Oldukça mutluydum, umutluydum.
Daha düne kadar ‘Çanakkale bizimdir’ diyordum.
Çünkü bu savaşı kazanmak için askeri, parayı, cephaneyi her şeyi hesaplamıştım.
Hepsinde çok üstündük.
Mutlaka yenecektik.
Yalnız bir şeyi hesaba katmamışım; Mustafa Kemal’i.
Bağrımda İngiliz gururu olmasa Türkleri alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.” dediği İngiltere devlet arşivinde kayıtlıdır.
DEHANIN HAKKINI TESLİM EDİN…
Ne acıdır; mağrur İngiliz bile yenildiği bu büyük dehanın hakkını teslim ederken, vatan ve millet sevgisinden nasipsiz Atatürk düşmanı soysuzlar, denizde ve karada 9,5 ay sürmüş Çanakkale Savaşları’nı tek bir güne indirgeyerek Kara Savaşları’nı yok saymak ve Mustafa Kemal’siz Çanakkale yaratmak gibi aşağılık bir çabayı on yıllardır sürdürüyorlar.
Ancak ezici çoğunluğuyla Türk Milleti; 19 Şubat 1915 den 18 Mart 1915’e kadar 1 ay boyunca Çanakkale tabyalarında savaşan neferleri de, İngiliz denizaltısını periskopundan vuran Müstecip Onbaşıyı da, 250 kiloluk top mermisini sırtlayıp namluya süren Seyit Onbaşıyı da, Nusrat Mayın Gemisi Komutanı Tophaneli Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey’i de, 25 Nisan 1915’in şanlı 57. Alayını ve komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey’i de, Cevat ve Esat Paşaları da, Onlar’ın kuru tayınlarını, şekersiz üzüm hoşaflarını da ve elbette Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Paşa’yı da unutmuyor, unutmayacak.
TAARRUZU EMRETMİYORUM, ÖLMEYİ EMREDİYORUM
Hani siz orada Atatürk yoktu?" diyorsunuz ya bakın Atatürk ne diyor?
Atatürk'ün cephede söylediği, "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum" sözleri, askerin zafere inanmasını sağladı.
Diyor ki Atatürk;
Onlar mukaddes vatan toprakları için canlarını seve seve vermişler, Çanakkale Savaşları'nın kaderini değiştirmişlerdir.
Burada geçen her saniye, kullanılan her an, ölen her nefer, Türk vatan ve milletinin mukadderatını çizmiştir.
Kara savaşlarına katılan ilk birlik olan 57. Alay, vatan sevgisinin ne olduğunu insanlığa göstermiştir.
Bu kahraman Alayı hayranlık, minnet ve rahmetle anıyorum.
109 YIL SONRA GELDİĞİMİZ NOKTA…
Evet… Çanakkale geçilemedi 109 yıl önce.
Ancak elin gavuru durmuyor.
Savaş meydanlarında kaybettiklerini masa başında Sevr’de, Lozan’da yapmak isteyenlerin bu kez ekonomik olarak Türkiye’nin üzerine çöreklenen kara emelleri sürüyor.
Dünya durdukça da sürecektir.
İçimizdeki yerli işbirlikçileri vasıtası ile üstü kapalı bir istila ile atalarımızın aziz şehit kanları ile her bir köşesi sulanan bu toprakları bu kez topsuz, tüfeksiz ona buna peşkeş çekmeye Türk’ü Türkiye’den kovmaya çalışıyorlar.
Siz ne kadar anmazsanız, adlarını dahi anmasanız ve silmek için elinden geleni ardına koymasanız da bizler büyük zaferimizin 109. yıl dönümünü gururla kutluyor, değişmez önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, bütün kahramanlarımızı, şehit ve gazilerimizi minnetle, şükranla anıyoruz.
Onlar için bayramı seyranı beklemeden her zaman büyük bir minnet ve şükranla da dua ediyoruz;
Allah hepsinden razı olsun.
Makamları cennet olsun inşallah.