Dünya sürekli gelişiyor.
Değişim rüzgarları hız kesmiyor.
Dünya'da ki bütün gelişmelere dair en çok bilgi paylaşımı sağlayan kişilerin başında geliyor.
Kim mi?
Ramazan Kurtoğlu.
Neler anlatıyor, neler söylüyor, bir okusanız, takip etseniz, biraz kafa yorsanız.
Bugün yine size bir kaç aylık bir aradan sonra Ramazan Kurtoğlu'ndan bir derleme.
Bakalım sizler bazı şeylerin farkında mısınız?
ÖNCE BİR HATIRLATMA...
Diyor ki Ramazan Kurtoğlu;
Yıllardır beni takip eden yüz binlerce dostum bilir ama bir kez daha yazayım.
Benim hiçbir siyasi partiyle organik bağım yok.
Ben ahlaki şuurda Hz.Muhammed Mustafa, milli şuurda Mustafa Kemal diyen bir VATAN severim.
Bu değerlere düşman olmayan herkes saygıdeğerdir kategorize etmem.
DEPREME DAİR...
Son günlerde ülkemizi can evinden vuran depreme dair düşünce ve paylaşımları da son derece önemli Kurtuoğlu’nun.
Bakın neler neler söylüyor?
17 gündür Tv’lerde “fay hatlarına dayanıklı evlerin inşası” konuşuluyor. Ülkemizin milli güvenliği için “diğer fay hatları” nın da acilen ele alınması gerekir. Toplum karpuz gibi ikiye bölünmüş durumda. Siyaset kurumuna iktidarı ve muhalefeti ile büyük iş düşüyor. Elbette medyaya da!
Türkiye ekonomik-toplumsal-siyasi bir girdaba sokularak yeni dünya tasarımının küresel bir matruşkası EDOM un, “bin yıllık meydan okumasıyla “karşı karşıya. Deprem bunun görüneni ve “yük arasında denk öğütme”.
Birbirimizi ötekileştirmeyelim aksi daha çok acıyla karşılaşırız.
KÖR GÖZE PARMAK…
Almanya da 3550 Türkiye de ise 453.497 müteahhit mevcut.
Nerede bunların araç gereçleri?
Haydi insanlara mezar olan çürük binaları yapan şerefsiz ve ahlaksızları boş verelim ama çok değerli müteahhit firmalarının araç gereçleri bölgeye ne zaman gidecek?
Bu gün değilse ne vakit?
Geçmişte çok değerli deprem uzmanlarının yaptığı ikazlar dikkate alınmadı.
Şimdi ekranlara psikologlar-sosyologlar-yıkıcı algı operasyonlarına karşı sosyal medya uzmanları-karşı psikolojik harp metodlarını bilen uzmanlar çıkarılmalı ”Yük arasında denk öğütülmesine izin verilmemeli…”
Türk Milleti olarak bir felaket yaşıyoruz.
Altından kalkacağız ancak gelecek için tedbir şart.
Haarp-Haiti de Deprem ve Sonuçları-Millennium Challenge-2002Tatbikatı-ABD H.K Ağustos 1996 yayımlanan “2025 te Havaya Sahip Olmak” raporunu okuyunuz.
Nato ülkelerinin yaptığı "Binyılın meydan okuması" tatbikatında, Türkiye deprem sonrası işgal ediliyordu.
Dikkatli olmalı, tatbikat gerçek olmasın!
DEPREME DAİR ÖNERİLER…
Deprem felaketi canlarımızı acıttı ama bir şey var ki çok önemli.
Bizi etnik-dini-siyasi-sosyal-ekonomik olarak dilimlere ayırarak yutmak isteyenler içimizdeki güzel devi uyandırdılar. Bu dev Cumhuriyetimizin inşa ettiği MİLLET olma şuurudur. Türk Milleti harekete geçti, durduramazlar.
Yeni bir Dünyanın kurgulandığı 21.Yüzyılın dünyasında GIDA nın önemine binaen depremzedelere Tarım Kentleri/Köykentler şeklinde kendi bölgelerinde yeni bir model hayata geçirilmeli. İnsanımızın oralarda kalmasını bu sağlar.
Yaşanan bu felaket sebebiyle ölen insanlarımızı geri getiremeyiz ama yaraları sarabiliriz. 2022 de kar patlaması da yaşayan özellikle iki sektöre, bir kereye mahsus olmak üzere, BANKALARA ve GSM şirketlerine deprem vergisi salınmalıdır
Deprem felaketinde çok kötü imtihan verenlerden biri de GSM şirketleridir. Hem pahalı hem kalitesiz hizmet vererek bugüne kadar Türk Milletinden milyarları kazandılar ama deprem bölgesinde felaketin ilk üç gününde yapılması gerekenleri yapmadıklar.4.bir şirkete lisans verilmelidir.
Dokuz saat ara ile yaşadığımız 7.7/7.4 şiddetinde Kahramanmaraş merkezli ikiz deprem olağan şüpheli tetikleme ve çarpan etkisini akla getiriyor. Kırılan sadece fay hatları değil istenen Türk Milletinin SOSYO-EKONOMİK fay hatlarıydı Milletimizin feraseti bunu önledi. Sıra DEVLET’te…
BÖLGEDE YAŞANANLAR…
Türk Milleti yurdumuzun her köşesinden deprem bölgesine yardımları yağdırıyor.
Ancak koordinasyonsuzluk gelen yardım malzemelerinin ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını engelliyor- geciktiriyor.
Acil her il -ilçede ETKİLİ tek bir koordinasyon merkezi ve yönlendirmeye ihtiyaç var.
Özellikle Hatay’dan yağmalama ile alakalı sahadan tatsız bilgiler geliyor.
Devletimiz vur emri dahil gerekli tedbirleri acilen almalıdır.
Aksi daha büyük sıkıntılar yaşarız.
Hadise giderek Türk-Suriyeli gerginliğine dönüşebilir.
Çok zor günlerdeyiz. Acımızı anlatacak kelimeler yok. Vatanımızın %20sini Türk Milleti’nin doğrudan13 milyonunu etkileyen felaketi yaşıyoruz. Elbette aksayan pek çok husus var ama bunun çözümü DEVLETE Türk Ordusu’na hakaret değildir.
Daha büyük riskler var. Birlik zamanı.
Deprem Bölgesinde 22 TL lık suyu 65 TL ye çıkaran, battaniye fiyatlarını üçe katlayan ahlaksızlar bununun HARAM ve ahlaksızlık olduğunu bilmiyor musun?
Depremin vurduğu 11 ilimiz Türkiye de “yastık altı” altın tasarrufunun en yüksek oranda olduğu bölgedir. Ülkemizdeki 450 bin gıda-tarım işletmesinin 55 bini de bu bölgededir. Bölgede hayvancılık ciddi yara aldı tarım kış olduğu için daha az etkilendi ama acil tedbirler şart.
AYAĞA KALKARIZ…
Bu felaketin kahramanı kadirşinas Türk Milleti olup "Savaşta canını esirgemez, felakette malını”… ”Yüzde on hain kontenjanı” ise savaşta arkadan, felaket zamanında yüreğimizden vuran “düğün evimizin yasçısı cenaze evimizin tefçisi” sırtlan soylulardır.
Ama Türk Milletini yenemezler.
Her siyasi düşünceye çağrımdır. Olanı önleyemeyiz- olacaklara çare bulabiliriz. İktidar ve muhalefet birlikte bir yıl süreli hükümet kurmalı hali vakti yerinde değerli iş adamlarımıza bir kerelik SERVET vergisi konmalı. Parayı Türk Milletinden kazandık. Ayağa kaldırmanın zamanıdır.
Depremzede kardeşlerimiz için konteyner-kentler bulundukları illerde kurulmalı bölge “insansızlaştırılmamalı”/boşaltılmamalıdır. Bu bir milli güvenlik meselesidir. Bulundukları yerlerde her türlü imkan sağlanmalıdır. Zira BOP un hedeflerinden ilki bölgeyi insansızlaştırmaktır.
Bu depremin Kabalist-Evanjelist Mesih/Mehdi-Armagedon-Edom boyutu ile Haarp ilişkisi göz ardı edilmemeli. Devletimiz hadisenin dini -siyasi-ekonomik -askeri -psikolojik harp boyutunu “multidisipliner “bir yaklaşımla ele almalı çözümler üretmeli.
Akademi bunun üzerine çalışmalıdır.
4 D SAVAŞLARI NEDİR?
Günümüzün toplumsal-Psikolojik-ekonomik-askeri hedefli “4D”savaş stratejisi:
-Disrupt/Dağıtmak, parçalamak - Degrade/Küçültmek, bozmak -Devastate/Tahrip etmek - Destroy/İmha etmek
Türkiye milli Bekası için bunlara yönelik yüksek dereceli sivil-askeri tedbirleri acilen almalıdır.
Teknoloji-Sinema-Sosyal Medya-Moda-Müzik endüstrisi-Çoklu cinsellik ile sağlanan nörolojik etkiler zamanla insan beyninde “gölge inançlar” ve insan tabiatında” karanlık bir yüz” oluşturuyor ve artık o bireylerin inançları değişime uğruyor ikili bir kimlik oluşuyor: Kaos ve korku.
KAPIDAKİ BÜYÜK TEHLİKE...
Uyarıyor Kurtoğlu.
Bütün ülkeyi düşünenler gibi.
Dikkatle dinlememiz gerekiyor.
Ciddiye almalı ülkeyi yönetenler.
Batı “Bin yılın meydan okuması” ile “Tanrının yürüdüğü topraklar” olarak nitelediği bin yıllık Türk yurdu ANADOLUYU Türksüzleştirme projesini AKTİVE etti.
Özellikle Ezoterik-Kabalist hesaplar ile 2038’e kadar şok saldırılarla karşılaşacağız.
Milli Birlik güçlü ordu tek çare!