Galatasaray maçı kendilerini göstermek için iyi bir fırsat.
Hatta sezon onlar içinde belki de geçen sezondan daha da büyük bir şans denilebilir.
Sanırım bütün oyuncularda bunun farkında.
Zaman zaman da dile getiriyorlar.
Sorumluluklarının bilincindeler.
Rekabet az ama vitrine olma imkanı daha da fazla.
Az oyuncu demek, çok maç ve sahada kalma avantajı anlamına geliyor onlar için.
Normalde kazanabileceklerinin de iki katı ya da daha da fazlası.
Ekstralar, primler hali ile Londra atacak.
KÖRÜN DAŞI DENK GELİR Mİ?
Şimdi en çok merak edilen soru şu;
“Acaba körün daşı denk gelir mi?”
Yani Galatasaray’ı kötü bir gününde yakalama fırsatımız olur mu?
Şansımız yaver gider mi?
Şapkadan daha kafadan Çağdaş Atan, Tavşan çıkartabilir mi?
İLGİNÇ AÇIKLAMALAR…
Önceki gün idman sonrası Kayserispor Başkanı Ali Çamlı, transfer yasağını kaldırıp gerekli takviyeleri yapmak istediklerini söylerken ilginç bir laf sarf etti.
Dedi ki; "Az verip çok yalvarmayı tercih ediyorum"
Ardından da ekledi: "Olmayan parayı harcayan esnaf batar" dedi.
Ve… Devamında ise daha da büyük bir bomba patlattı:
Şu anda Kayserispor Kulübü'nün 50’ye yakın geçmiş yıllardan gelen bekleyen sorunlu alacak dosyaları hem TFF’de hem de FIFA’da çözüm bekliyor.
Hızını alamadı bir de şunu ekledi;
Yarın transferi açtığımızı düşünün ve 10 tane de transfer yaptığımızı düşünün.
Çamlı, transfer yasağının kaldırılmaması halinde takımdan ayrılacağı iddia edilen teknik direktör Çağdaş Atan için, "Çağdaş hoca ile Avrupa oynamadan hiç bir yere gidemez" dedi.
Demek ki bildiği çok şeyler var…
ACI AMA GERÇEKLERİ İTİRAF EDİYOR…
Recep Mamur döneminden bu yana öyle ya da böyle bu takımın içinde Ali Çamlı.
Kısmet oldu başkanlıkta ona kaldı.
Ve… Diyor ki…
“50 tane dosya bekliyor!”
İlginç bir tezat var.
Berna Gözbaşı başkanlığı döneminde bu dosyaların çoğunu haletliğini ve birkaç dosya haricinde sarı kırmızılı takımın sorunu olmadığını dillendirmiş ve “Cebimden 170 Milyon TL’yi kulübe bağışlıyorum” demişti.
Çamlı diyor ki; Biz bunları çözmek için inanın yoğun çaba harcıyoruz. Ben geçen haftalarda ailem ile şehir dışındaydım ve şu telefon elimden bir dakika düşmedi. Yurt dışında görev yapan bir büyükelçimiz var, benim de eski tanıdığım. Orada sorunlu bir dosya için ona rica ettim, onu görüştürüyorum. Portekiz’de dosyalar var, orada dostlar buluyoruz, onları görüştürüyoruz.
Bir tanesi 100 Bin euroluk olsa 5 Milyon euro eder.
Geçtiğimiz günlerde toplam borcumuzun 50 milyon eoru olduğunu yazmıştım.
Ekleyin kafadan bir 5 Milyon daha etti mi size 55 Milyon euro!
Kayserispor’da kim ne yapıyor, nasıl yapıyor, bu transferler nasıl yapıyor, kim kime nasıl borçlanıyor bir iki kişi hariç kimse bilmiyor.
Diğerlerinin tamamı kenar süsü.
Kendi vitrinleri için varlar…
BÖYLE AÇSAN NE OLUR, AÇMASAN NE OLUR?
Ali Çamlı, transfer tahtasını açacakları dile getirerek, "Sorunları da inşallah sonlandırana kadar mücadele edeceğiz.
Her zaman kamuoyundan, camiamızdan sabırlı olunmasını istedim.
Biz ne yaptığımızı biliyoruz.
Şu anda Kayserispor Kulübü'nün 50’ye yakın geçmiş yıllardan gelen bekleyen sorunlu alacak dosyaları hem TFF’de hem de FIFA’da çözüm bekliyor.
Bu transferin açılması yüzde yüz gerekli.
Transferi açacağız derken şu ana kadar getirdiğimiz tertemiz noktayı tekrardan bir girdabın içine sürüklemek de bir yöneticilik falan değil.
Biz Kayserispor'u çok iyi bir noktaya taşıyıp sorunsuz bir duruma nasıl getiririz çaba ve gayreti içindeyiz.
Yarın transferi açtığımızı düşünün ve 10 tane de transfer yaptığımızı düşünün.
Olmayanı harcayan esnaf batar.
Biz olanı ve ortaya getirebildiklerimizi bu takıma, bu şehrin takımına doğru bir şekilde kullanırsak o zaman sorunlar da azalır.
Ben bunun gayreti içerisindeyim…” diyor…
Bence açılmasa daha iyi olur.
Bunlar Tahtayı açarlar, yarın gider 10 topçu daha alırlar.
Olur mu borç rakamı size 2.5-5 Milyon oda eder 60-70 Milyon euro.
Öyle ya da böyle bu kulübü kapatacaklar…
NİYE YALVARIYORSUN BAŞKANIM?
Anlayamadığım şey şu.
“Ya az verip çok yalvaracağız ya da çok verip yalvarmayacağız.
Ben az verip çok yalvarmayı tercih ediyorum.
Buna ağlamak desinler, yalvarmak desinler, ne derlerse desinler.
Ben bu kulübün menfaatleri için yalvarırım arkadaşlar.
Kendim için bir Allah’ın kuluna gitmem de yalvarmam da ama söz konusu Kayserispor ise yalvarırım. Buraya faydası olacaksa yaparım ve bu da benden bir şey eksiltmez" ifadelerini kullandı.
Burada bu konuya dair çok şeyler yazılır ama kestirmeden fazla uzatmadan yazacağım.
Koskoca bir ülkede makamlar ağlama makamı mı?
Yalvarana mı acırsın, yalvartana mı?
Sonra Kayserispor başkanlığı dilenme, yalvarma makamı mı?
Maalesef ben bu satırları yazarken bile kahroluyorum.
Şu Kayserispor’un geldiği, getirildiği, düştüğü, düşürüldüğü duruma bakar mısınız?
Bu takımın üzerinden prim yapanlar, bu takımı bu kadar batağa batıranlar nerede acaba?
Babalarının malı gibi yönetip batırdıkları bu kulübün vebalinden kurtulabilecekler mi acaba?
Ve… İşin daha da üzücüsü kulübün başkanı takım için yalvarmaktan imtina etmeyeceğini söylüyor.
Vah… Kayserispor’um vah…
Ne günlere kaldık…