Çağdaş Atan geçen sezon finalinde “Gemiyi güvenle limana yanaştırdık!” demişti.
O gemi şimdilerde yeni bir sefere daha yelken açmak üzere.
Ancak gelin görün ki tayfa sürekli fire veriyor.
Seferler için gereken mali kaynaklarla ilgili problem hat safhada.
Limandan ayrılışa dair, gemiye yeni tayfa alınmasına yönelik çalışmalar alınan 3 dönemlik ceza nedeni ile bir dönem daha yani ara transfere kadar yasak.
Kötü vardır…
Kötü’nün de kötüsü vardır…
Ama bu kadar kötü durumlara Kayserispor’u düşürmeye kimsenin hakkı yoktur.
Bu takım üzerinde 1.5 Milyonluk bir kentin vebali vardır.
Her sezon “Salma” salma yöntemi ve modern dilencilik ile ilimizin gözde kurum kuruluşlarından “Sev beni, seveyim seni” mantığı ile tırtıklamak moda olmuş ve halende devam etmektedir.
Kaldı ki bu paraların nereye, kime, nasıl, hangi şartlarda da ödendiği de meçhul ve son derece de gariptir.
AŞIRI ÖZGÜVEN VE EGO PATLAMASI MI?
“Şartlar ne olursa olsun, eldeki malzeme ile ben bu takımı kümede tutarım!” gibi bir aşırı özgüven ve ego patlaması mı yaşıyor bu takım gerek yönetim bazında gerekse de teknik kadro bağlamında acaba?
Yıllarca siyasetin gölgesinde kalan futbol gerçeği ne yazık ki yıllardır “Sen-Ben-Bizim” oğlan mantığı ve menfaat yörüngesinde dönmeye devam ediyor.
Sanırım bu işin içindekiler son çeyrek yüzyılda futbol ile ilgili epey profesyonel oldular.
Dün ofsaytı bile bilmeyenler, stadyumun kapısından geçmeyenler, kombine bilet için dilenenler, şimdilerde kendilerini Dünya futbolunda söz sahibi hatta otorite bile hissetmeye başladılar…
Ki bu işin en tehlikelisidir…
RAKİPLER GÜÇLENİYOR… YA BİZ?!
Temsilcimiz Yukatel Kayserispor’da Transfer Tahtası kapalı olduğu için henüz beklenen hareketlilik yaşanmazken, rakiplerimiz bir yandan transferlerle kadrolarını güçlendiriyorlar, bir yandan da yeşil sahalarda hazırlık maçları ile boy göstererek kapasitelerini ölçüyorlar.
Hemde ne maçlar.
Oynadıkları takımlar deve dişi gibi rakipler.
İşlerini ciddiye alıyorlar.
Gerçek anlamda hazırlık süreçleri yaşıyorlar.
Biz ise kendi tesislerimizde ki dairede “Dön baba dönelim!”, Erciyes’te ki tesislerde bile rezervasyon yapılmadığı için “Günü birlik gidip-gelin” ne olur ki teranesi ile ve doğalgaz kesintisi nedeni ile duşsuz, hatta aşçıların yemek bile yapamadıkları dramlarla ömür tüketiyoruz.
Evet… Anlaşılan o ki yine eldeki malzeme ile Çağdaş Usta’nın mutfağından ne çıkarsa bahtımıza…
GİDENLER KERVANINA O DA KATILMIŞTI…
Sarı kırmızılı takım’dan sezon finalinde 9 oyuncu ayrılmıştı.
Hem de bedelsiz olarak.
Ayrılanlar kervanına o da katılmıştı.
Sabah Majid Hossein, Kayserispor’dan ayrıldığını açıkladı.
Sonra’dan U dönüşü yaptı.
Carole ile kalanlar kervanına katıldı.
Kayserispor böylelikle transferde 10’da 10 yapmış olacaktı.
Tebrikler sarı kırmızılılar.
Takımda iskelet falan kalmadı.
Bakalım önümüzdeki günlerde son bomba ne olacak?!...
ELLER AYA, BİZ YİNE YAYA…
Klasik söylemdir.
Nal topladığınız zaman söylenir.
“Eller aya, biz kaldık mı yine yaya!” diye.
Ne yazık ki son yıllarda sarı kırmızılı takım bu kadar fütursuzca yaşamanın bir anlamda har vurup-har savurmanın bedelini şehre ve taraftara çok ağır bedellerle ödetiyor.
Deyim yerinde ise gelen yönetim gideni mumla aratıyor.
Seviye daha da düşüyor.
Borçlar katlandıkça katlanıyor.
Nerede ise utanmasalar “Enkaz devraldık” diyecekler maliye bakanı gibi ama muhataplarından çekiniyorlar.
Şehir sabrediyor.
Taraftar sabrediyor.
Ama “Sabrın sonu selamettir” diye diye de sabır taşı çatlamak üzere.
Bu kadar da zorlanmamalı spor camiasının, taraftarın sabrı…
BU İŞLER SİZİN GÖREVİNİZ
Bu takımları en iyi şekilde yönetmek sizlerin görevi.
Nasıl ki kendi şirketleriniz için gecenizi gündüzünüze katıyorsunuz, kör kuruşu hesaplıyorsunuz, kamunun takımlarını nasıl böyle hoyratça yönetebilir, bu kadar borçlandırabilir, Tahtasını kaptırtarak dilenci gibi her transfer döneminde dilenebilirsiniz?
Merhum Mehmet Haymanalı ve son dönemde Berna Gözbaşı hariç sanırım bu kulüp yüzünden kimse sıkıntı çekmedi?!...
Kim göreve geldi ise “Harun gibi geldi, Karun gibi gitti maşallah”
Hem reklamlarını yaptılar.
Hem de işlerini yoluna koydular evelallah…
Kimsenin bu takımın bu durumu ile ilgili “Bilmiyorduk” deme lüksü yoktur.
Herkes “Bile bile Lades” demiştir ve artık söylem değil icraat zamanıdır.
Madem ki herkes elini taşın altına koydu.
Buyurun kırın tahtayı, hatta parçalayın taraftar bunu bekliyor.
“BIRAKIRIZ” DEMEKLE OLMUYOR!
Başkanına bakıyorsunuz “Açtıramazsak bırakırız” diyor, Teknik direktörüne bakıyorsunuz “Tahtayı açamazlarsa bırakırım!” diyor.
Amma velakin gelin görün ki ne tahta açılıyor…
Ne de kimse görevini bırakamıyor.
Bu işler böyle yürümüyor ama, Türkiye burası herkes işini bir şekilde yürütüyor.
Dün söz verenler için bugün o sözler “Dün dündür, bugün bugün” e dönmüş.
İlişkiler öylesine giriftleşmiş ki…
Kimsenin bu saadet zinciri içerisinden çıkma şansı yok.
Herkesin işini rabbim rast getirsin.
Bakalım bu Bektaşi tekerlemeleri ile bu takım nereye kadar gidecek?
ÇOK ŞÜKÜR…
Bugün gazetemizin 12. Sayfasında manşetten verdik.
Sarı kırmızılı takımın CAS’ta kaybettiği çok sayıda dava vardı.
Çok şükür bir dava sarı kırmızılı takım lehine sonuçlandı.
Kayserispor’un eski Teknik Direktörü Robert Prosinecki dosyası kapandı. Sarı kırmızılılar davayı kazandı ve Prosinecki’ye 250 Bin Euro ödeme yapmayacak.
Yani basit bir ifade ile 7 Milyon TL cepte kaldı.
Atilla Turan davası da bir başka fasıl…
Bu davada sarı kırmızılı takımı temsil eden 3 genç ve 30 yaşın altındaki Avukatlarımızı tebrik etmek gerekiyor.
Z Kuşağına güven Türkiyem…
MADEM GEMİ İLE BAŞLADIK!...
Yazımıza madem ki bir gemi benzetmesi ile başladık o halde yine ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’nın meşhur Sessiz Gemi şiiri ile noktamızı koyalım.
Kim ne anlarsa artık…
SESSİZ GEMİ…
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.