Türkiye sanırım Dünya’da en çok tatil yapan ülkelerin başında geliyor.
Bu rehavet son dönemlerde Sportif faaliyetlere de sirayet etmiş durumda.
Bu sezon yani 2022-2023 sezonu içerisinde başta Katar Dünya kupası olmak üzere 45 günlük ara ile başlayan ve daha sonra Milli takımlar ile devam eden ve 6 Şubat Kahramanmaraş ve Malatya merkezli 11 ili kapsayan depremler sonrasındaki aralar akabinde şu anda bu sezon liglere aktif dönem içerisinde verilen ara günler bağlamında 100 günü geçmiş durumda.
Nerede ise 3.5 Aylık bir sürece doğru gidiyoruz.
Kayseri Futbol İl Temsilciliği hafta sonu oynanacak olan amatör futbol maçlarının programını açıkladı. 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçim nedeniyle şehirde pazar günü maç oynatılmayacak.
Bu sadece futbola mahsus bir karar değil elbette ki de tüm federasyonlar nezdinde bu karar uygulanacak.
SORUNLAR YUMAĞI…
Sporumuz her alanda genel manada zaten sorunlu.
Futbolumuzu konuşmaya gerek yok ama sanırım sorunların çözümü bağlamında yazmamız her gün olumsuzlukları hatırlatmamız gerekiyor.
Umut olmak için.
Gündemde kalması için.
Çözüm bulunması için…
Zira Türkiye Avrupa’nın en genç nüfuslarından birisine sahip ve yetenekli gençlerin öyle ya da böyle spora yönlendirilmesi gerekiyor.
Gelecek gençlikte…
KONSANTRASYON SORUNU…
Bu kadar liglere ara verilince önce ortaya ciddi bir konsantrasyon sorunu çıkıyor.
Hem futbolcular hem de taraftar soğuyor.
Yönetimleri, teknik kadroların işi daha da zorlaşıyor.
Mücadelenin tadı kaçıyor.
Tribünler zayıflıyor.
Ligin heyecanı kalmıyor.
Tam kapasiteli, tempolu, herkesin keyif aldığı bir ligden her geçen gün daha da uzaklaşılıyor ve uzadıkça, sündükçe tadı-tuzu kalmayan bir lig tablosu ortaya çıkıyor.
SAKATLIKLARI ANA NEDENİ…
Bu kadar ara hiç kuşku yok ki sakatlıkların da ana nedeni.
Futbolcular iyi bir tempo yapıp, kas gelişimini ayarladıktan sonra ve vücutların gerekli yüklemeler akabinde sezona göre kendilerini ayarlamaları akabinde sürekli kesintiye uğraması ve temponun bu kadar ağır aksak gidişi istenmeyen sakatlıkların hortlamasının ana nedeni.
Bir çok futbolcunun kendisine özen göstermediğini de düşünürsek bu kadar sporcu sakatlığı sanırım anormal olmasa gerek…
HEDEFTEN SAPMA GEREKÇESİ…
Liglere verilen ara konsantrasyon bozulmaları ile birlikte ortaya çıkan sakatlıklar ve motivasyon düşüklüğü aslında işin kurnazları için tam bir bahane.
Aslında haklı da bir gerekçe kuşkusuz.
Zira takımın sahadaki verim düşüklüğü ile ortaya çıkan puan kayıpları ya da kazanımları herkesi kendi kulvarında daha da sorumlu ya da sorumsuz yapabiliyor.
İyi niyet çerçevesindeki bakış ile uyanıklık arasında gidip gelen kurnazlık çizgisi herkes için kendisine yazar…
ATAN VE EKİBİ BÜYÜK İŞ BAŞARDI…
Bu süreçte sanırım iyi niyet ve samimiyet ile büyük iş başardı Atan ve ekibi.
Transfer yasağının olduğu bir dönemde eldeki kadro ile yola çıkan ve bu kadar cezalı, sakat, eksiğe rağmen mevcut kadro içindeki alternatifleri değerlendirerek bahane üretmek yerine iş üreten Atan ve ekibinin sarı kırmızılı takımı getirdiği konum ortada.
Bir de transfer yapabilse bu takım Atan ve ekibi neler başaramaz ki?!...
YABANCI KONUSU…
Bu arada TFF’nin Yabancı konusundaki son girişimi de bir hayli dikkat çekici.
11 Yabancıya sıcak bakan TFF’nin yeni sezon öncesinde 14 Yabancı ile sözleşme imzalanması konusunda da hazırlık yaptığı kulislerde yer alıyor.
8+3 kuralını takımların baskısı nedeni ile değiştirmeye hazırlanan TFF’nin 2023-2024 sezonu için hazırlamakta olduğu taslak eğer hayata geçerse yine Türk futbolu yeni bir kaosun içine daha düşecek ve yerli oyuncularımızın forma giyme şansı da kalmayacak.
Bu konuda bastıran taraf Kulüpler Birliği.
Her ne kadar TFF iddialar konusunda “Henüz resmi bir şey yok” dese de de sanırım bu iş çoktan bitmiş durumda…
Milletin parasını har vurup harman savuran, kulüpleri babalarının malı gibi yönetenlerin bu konudaki talep ve ısrarları bitmiyor.
Hal böyle olunca da “Yabancı Çöplüğüne dönen Türkiye’de” yine ve yeniden yabancı futbolcularla ilgili süreç esnetiliyor.
BİLMEM HATIRLARMISINIZ?
Sarı kırmızılı takımı takip edenler hatırlarlar sanırım.
Kayserispor ilk kez sahada 11 yabancı ile Robert Prosinecki ile yer almış ve epey yankı bulmuştu.
Türk futbolu Türk futbolu olmaktan çıkmak üzere.
Her yerdeki yabancı istilası yine ve yeniden futbolumuzu da esir almak üzere.
Türkiye’de Kayseri bu konularda öncü bir il aslında.
Gerek Dış işleri bakanlığı, gerekse de başbakanlık dönemleri bağlamında Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığına uzanan süreçte Dış Politikamıza dair bir çok ülkeye uzatılan Zeytin dalı kapsamında yabancı ülkeler Kayseri’nin BM olma yolundaki portföyünü epey genişletmiş ve bir çoğu ile de ödemeler nedeni ile de ciddi sorunlar yaşamışızdır.
Mesela bazı oyuncular Türk vatandaşı bile yapılmıştır.
İsrail’de 14 Mayıs seçimleri için Türkiye Büyükelçiliğinde oy kullanan Pini Balili bunlardan bir tanesidir.
İşte Türkiye tablosu.
Türkiye için, Türklerin kaderi için İsrailliler, Araplar karar veriyor.
Evrensel geçerliğine sözümüz yok ama…
Spor (Futbol) sadece spor değil…