DİNDE TEBLİĞ VE İRŞAD AŞAMA AŞAMADIR

İhsan Görücü

20-03-2024 10:57

İslam nazil oluşunun ve din olarak ikamesinin her safhasında olduğu gibi şu savm”oruç”ın farz kılınışında da diğer ilahi hükümlerin farz kılınış ve uygulanışında izlenen ulvi ilke ve yöntemlere uymuştur.

Bu hakikatten dolayı Ramazanı şerif orucu hicretin 2. senesi mübarek Şaban ayında Bedir savaşından önce farz kılınmıştır…
Hikmeti ilahiyye Ramazan orucunun farz kılınmasını islamın inmeye başlamasından namaz ve bazı dini vecibelerin emredilmesinden bir müddet sonraya bırakmıştır.
Çünkü insanın nefsi emmaresini yani kötülüğü emreden “ENE”si”BEN”i alıştığı ve sevdiği nefsani şehevi alışkanlık ve itiyatlarından vazgeçirmek zor bir cihaddır….

Böyle zor olan nefisle cihadı gerektiren bir eylem ancak kalbini tevhid akidesine ve uygulamasının gereklerini özümsemiş ona aşinalık ve ünsiyet kazanmış yüce bir mertebeye ulaşmış mümin fertlerde tatbik imkanı ve başarı
şansı bulabilirdi.
Yani kalbine tevhid akidesi yerleşen, namaz kılmaya alışan, Allah’ı bilen, nasıl kulluk edilmesi gerektiğini müdrik, namaz kılmaya alışan ilahi hükümleri kabul eden ve Kur’an hükümlerinden, ayetlerinden tam manasıyla faydalanmasını bilen kimseler sabredebilir.          Bu usul, gelmiş geçmiş tüm nebiler ve resullerin genel geçer uyguladıkları sistemdir…
Teşri iddiasında- yeni bir paradigma ortaya koyan-, bulunan herkesin tatbik sahasına koyduğu bir yöntem olan tedricilik—aşamalılık—yani aşama aşama yapılan uygulamalar orucun farz kılınmasında da uygulanmış ve başarıya ulaşmış en sağlam bir yoldur.
Nasihat ve irşat mesleğinde en etkili ve faydalı usul doğruyu arayan batıllardan bunalmış insanlara yavaş yavaş, alıştıra alıştıra irşat ve nasihatta bulunmak,önce nefislerine ağır gelmeyen
kolayca kabul edebilecekleri uyabilecekleri şeylerden başlamak, daha sonra önceki alışkanlıklarından da yararlanmak suretiyle yukarıda işaret ettiğimiz mücahede ve meşakket isteyen diğer hususlar aşamasına geçmektir.
İşte ancak bu yolla insanlarda faziletler ve güzel hasletler geliştirilebilir. Örnek cemiyet ve milletler vucuda getirilebilir ve ancak bu usul ile insanları mutlak hayır etrafında toplamak aralarında birlik ve beraberliği iyilik ve yardımlaşmayı sağlamak mümkün olabilir…

ORUCUN FARZ KILINIŞ AŞAMALARI

Ramazanı Şerif orucu farz kılınmadan evvel aşure orucu tutmak farzdı. Aşure orucu daha evvelki dinlere göre faziletli idi. Aşure gününe gösterilen ihtiram, cahiliyet döneminde Kureyşte de devam ediyordu.

Dolayısıyla Kureyşliler aşure günü tören yapar, kabenin örtüsünü örterlerdi.
Nitekim Resulullah Medine’ye hicretlerinde Yahudiler tarafından aşure gününe hürmet gösterilmekte olduğuna şahit oldular. Hz.Aişe validemizden rivayet edildiğine göre Kureyş cahiliye devrinde iken aşure günü oruç tutardı.Sonra Rasulullah o gün oruç tutulmasını emretti. Bu hal Ramazan orucu farz kılınıncaya kadar devam etti. Ramazan ayında oruç tutulması farz kılındıktan sonra Rasulullah SAV aşure günü hakkında “dileyen aşure günü oruç tutsun dileyen iftar etsin”…Buyurdular.

Yine Buhari ve Müslimin İbni Abbas ‘dan rivayet ettikleri bir hadise göre “peygamber sav medine’ye hicret ettiler ve yahudilerin aşure günü oruç tuttuklarını görünce “ma haza”bu nedir?diye sordular. cevaben bu salih aleyhisselamın günüdür. bu gün Allah cc israiloğullarını düşmanlarından kurtardı. bu sebeple musa aleyhisselam o gün oruç tuttu dediler….

Peygamber efendimiz sav ben musa kelimullah üzerinde sizden daha çok hak sahibiyim buyurdular. o gün oruç tuttular ve oruç
tutulmasını emrettiler.”
O halde aşure günü cahiliyet devrinde oruç tutulması Müslümanlara orucun Kur’an ayetiyle farz kılınmasından önce farz kılındı. Sonra bu farz mübarek ve büyük bir ay olan Ramazan orucunun farz kılınmasıyla son buldu. Fakat aşure orucu mendup, nafile oruç olarak devam etti. Ancak 10 Muharreme raslayan Aşure gününden önceki dokuz günü de oruç tutmak, Rasulullah’ın şu hadislerine istinaden müstehaptır.“şayet seneye kadar yaşarsam muharremin dokuzuncu günü mutlaka oruç
tutacağım.

DİĞER YAZILARI DİNDEN VAZGEÇTİLER LAKİN PARADAN VAZGEÇEMEDİLER 01-01-1970 03:00 MAJÖR YANLIŞLAR, MİNÖR DOĞRULAR 01-01-1970 03:00 YAPAY DOSTLARI GEÇ 01-01-1970 03:00 DİN ALİMLERİ...DİN SİMSARLARI. 01-01-1970 03:00 AHMET RAMAZANDAN SONRA AYNI AHMETSE ! 01-01-1970 03:00 TEMEL VE DURSUN'DAN DEĞİŞİM FlKRASl 01-01-1970 03:00 KADRİNİ BİLENLERDEN EYLESİN. HER GECENİZ KADİR OLSUN. 01-01-1970 03:00 EZHER’DE MÜDERRİSi KURIJA (Görücü) ABDÜLHAMİD RÜŞTİ ÇERKESİ EFENDİ (rahmetullahi aleyh) 01-01-1970 03:00 KUL HAKKI,NAFAKANIN HÜKMÜ 01-01-1970 03:00 ADAK...ADADIYSAN YAPACAKSIN...BORÇLANDIN 01-01-1970 03:00 ZEKAT KİMLERE VERİLİR? 01-01-1970 03:00 ORUÇTA SIHHAT—TAKAT FIKHI 01-01-1970 03:00 İSLAMIN DIŞINDAKİ DİNLERDE ORUÇ 01-01-1970 03:00 TAKVA AMAÇ, ORUÇ ARAÇTIR 01-01-1970 03:00 HAKİKAT ORUCU 01-01-1970 03:00 ZEKATINI VER 01-01-1970 03:00 ORUÇ BENİM İÇİNDİR 01-01-1970 03:00 ORUÇ TERAVİHLE TAMAM OLUR. 01-01-1970 03:00 DUA, GAZABA PARATÖNERDİR.  01-01-1970 03:00 YA ŞEHRİ RAMAZAN! KENDİSİNİ TUTABİLENLERE HOŞ GELDİN 01-01-1970 03:00 TAKİYYE  ANTİ İSLAMA KARŞI STRATEJİ GELİŞTİRMEKTİR 01-01-1970 03:00 YEGANE İDÖLÜMÜZ REHBERİMİZ AMMAR B. YASİRİ ANMAK VE ANLAMAK 01-01-1970 03:00  MEDYATİK BEYİN YIKAMALAR, DEĞİŞMEYEN ÖNYARGILAR 01-01-1970 03:00 DİNDE İBADET, TAAT VE KURBİYYET 01-01-1970 03:00 GECE NİMETTİR HAKİKAT EHLİ SALİKE 01-01-1970 03:00 YARISI ESSAH OLMAYAN ŞAKA VAR MI? 01-01-1970 03:00 KÜRTÇÜLERE EN BÜYÜK ZARARI VEREN KÜRTÇÜ 01-01-1970 03:00 YAŞAMAK, KOLTUĞUNDA KARTOPU TAŞIMAKTIR 01-01-1970 03:00 lRAĞl YAKIN EDER TEMSİLLER 01-01-1970 03:00 DÖRT KİTABIN DÖRDÜ DE Hz. MUHAMMED (s.a.v.) DİYOR! 01-01-1970 03:00 SOSYAL MEDYA VATANDAŞl KUŞAĞA DİKKAT 01-01-1970 03:00 NOEL, DİNLERARASI BİLEK GÜREŞİ Mİ TAKVİM OLAYI MI? 01-01-1970 03:00