Meşrutiyetin yayılmasının ardından 31 Mart 1908’de İstanbul’da ayaklanmalar baş gösterir.
Selanik’ten İstanbul’a sevk edilen seçme avcı taburları askerleri arasında dini sloganlarla ayaklanmalar olsa da isyanlar önemsizdi.
Medreselerde kökleşmiş asker kaçakları, softalar bu isyana destek çıktılar. Halk bu isyanı umursamadı.
Bir geminin bir kısım erleri isyana katıldılar ahali bu isyanın dışında kaldı.
(Heyet-i Müttefika-i Osmaniye) Siyasi teşekkürlerle aralarında ayrılıklar olmasına rağmen birleşerek sadakat bildirisi yayınladılar.
Erzurum’da bazı askeri karşılıklar olsa da diğer illerde kolay olmamıştır.
Bu olaylar bir askeri disiplinsizlik olarak değerlendirilir.
Avcı taburları gösterişli birliklerdi taş kışlaya yerleştirilen askerlerin başı boş kalıyor.
1. Ordu Kumandanı Mahmut Muhtar Paşa teftişte kışlaların karışık askerler ve çavuşlara terk edilmiş, birliklerin içinde söz sahibi çavuşlar görüyor.
İsyanı bu çavuşlar çıkarıyor yargısına varıyor.
Laskiye Mebusu Aslan Bey yanlışlıkla İttihatçı Hüseyin Cahit sanılarak süngüleniyor.
Adliye Nazırı Nazım Paşa süngüleniyor.
Padişahın gözü önünde harp gemisinin kumandanı şehit ediliyor. İsyan süratle kan ve göz yaşları olsa da bastırılıyor.
İsyanın sahibi de bulunamıyor.
Şeriat isteriz sloganları, İttihat ve Terakki düşmanlığı devam ediyor.
İsyan Selanik’te sert karşılandı. İttihat ve Terakki ve gönüllü kıtalar, askeri birlikler harekete geçirildi.
Başlarında Korgeneral Hüsnü Paşa, kurmay heyetinde Yüzbaşı Mustafa Kemal görevliydi. İstanbul’a yürüyen kıtalara (Hareket Ordusu) adı verildi. İstanbul halkına 9 maddelik ordu bildirisi yayınlandı.
9 Kasım’da Geçici Teşekkül Cemiyeti (Cemiyet-i Nagiyeyi Milliye) kuruldu.
10 Kasım’da 31 Mart olayının takipçisi Derviş Vahdettin (Volkan Gazetesinde ateş nifak saçıyor. Ayasofya’da Said-i Nursi mevlit toplantılarında kışkırtıcı nutuklar söylüyor.
Fatih Camii’nin müderrisi Tokatlı Mustafa Sabri Efendi Ahrar Fıkrası İttihat ve Terakki karşıtı bir teşekkül kurdu.
12 Ekim 1908’de Girit Rum halkı Girit Adasını Yunanistan’a ilhak ettiklerini ilan ettiler. Türk şehirlerinde İttihat ve Terakki protestoları, mitingler halkı galeyana getiriyordu imparatorluğun dağılımı başlamıştı.
23 Ocak’ta Harbiye’de karışıklıklar çıkar 60 öğrenci Harbiye’den atılır. [Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam, Cilt I., Sayfa: 138-139-140-141-142]
Derviş Vahdettin’in adamı Hoca Rasim Yobaz mektepli subayların ordudan atılmasını şeriat hükümlerinin tatbik edilmesini bağırarak ilan ediyordu.
Asiler: “Doktor Binbaşı ’ya sen mektepli misin? Alaylı mısın?” Der. Öldürüleceğini anlayan doktor “Ben ne mektepliyim ne alaylıyım ben doktorum.” Der. Asiler “Biz seni mektepli sandık.” Der özür dilerler.
31 Mart vakası tertipçileri İngilizler ve Siyonistler olduğu kesindir. [Levon Panos Dabağyan, Osmanlı’da Şer Hareketleri ve Abdülhamit Han, Sayfa: 226-227]
Kayseri uleması Hacı Kasım Kızıklı Efendi 2. Meşrutiyet 1908 döneminde milletvekili olarak İstanbul’da Kayseri’yi temsil eder.
31 Mart ayaklanmasında kaldığı otelden caddeye inerek yobaz taifesine Yaptıklarının yanlış olduğunu anlatan konuşma yapmış adamlar dinlememişlerdir.
Canı sıkılan Kasım Efendi otel arkadaşı Ahmet Hilmi Kalaç’a “Bunların hakkı kötektir.” diyerek tepkisini belirtmiştir. Kayseri’ye dönmüştür.
Millî Mücadele’de Mustafa Kemal Paşa’ya görüşmesinde destek vermiştir. [Hüseyin Cömert]
Bu olaylar Abdülhamit’in tahttan indirilmesine sebep olmuştur.