I. Dünya Savaşı sonrası imzalanan Sevr Anlaşması ile Türk ulusunun Anadolu’da dar bir alana sıkıştırarak sonra da yok etmek amaçlanmıştır. Emperyalist devletler onların maşalarının her şey bitti dedikleri anda Türk ulusunun, Mustafa Kemal’in önderliğinde başlattığı Milli Mücadele’nin başarı ile sonuçlanarak bütün hesapları alt üst ettiği büyük zaferin 102. Yıl dönümünü kutlayacağımız 2024 yılı için o günlerin heyecanını coşkusunu yaşayanların bugün de (İzmir’in Kurtuluşunun 9 Eylül 1922 zaferini kutluyoruz.)
Türklerin Orta Asya’dan Avrupa ortalarına kadar uzanan Türk süvarilerinin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Zamanın değişimi doğrultusunda süvari kuvvetleri tarihte yerini alırken süvari tarihinin kapanış perdesini Mustafa Kemal’in süvarileri 9 Eylül 1922 de nal sesleri ile görkemli bir şekilde İzmir’e girmiştir.
Büyük zaferin 102. Yıl dönümünde bize bu zafer ile birlikte bu coğrafyaya yeniden kazandıran başta Mustafa Kemal ve silah arkadaşları olmak üzere canlarını bu topraklar için feda eden şehitlerimizi büyük bir şükran ve minnetle anıyoruz. Aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliyoruz.
26 Ağustos 1922 günü saat 05:30 da topçu ateşi ile başlayan Büyük Taarruz 30 Ağustos 1922 günü zaferle sonuçlanmış düşmanların aşılmaz dediği siperler imha ediliyor. Yunan kuvvetleri İzmir’e doğru kaçıyor, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa tarihi komutu veriyor “TBMM orduları ilk hedefiniz Akdeniz ileri. (1 Eylül 1922)”
Çünkü Yunan ordularının toplanmasına bu komutla engel olunuyordu. 9 Eylül günü Türk askeri İzmir’e giriyor bozulan Yunan ordusunun peşinden giden Mustafa Kemal Paşa Nif kasabasında kalacağı eve girişinde başları beyaz örtülerle sımsıkı sarılı köy kadınları karşıladılar. 7 – 8 kadın gölgeler gibi çekildiler, yerlere doğru eğildiler sarılıp dizlerinden öptüler, başörtülerinin ucu ile ayaklarından tozları aldılar. Bir ikisi de tozları gözlerine sürdüler ve gözlerinden ayakkabılarına göz yaşı damladı önlerine el bağladılar uzun uzun bakıştılar bakışları hayranlığı ve minneti anlatıyordu.
Mustafa Kemal Paşa zaferi şöyle yorumluyor Türk ulusunun bağımsız özgürlük düşüncesinin ölümsüz anıtıdır. Bu yapıtı yaratan bir ulusun çocuğu bir ordunun başkomutanı olduğum için sevinicim ve mutluluğum sonsuzdur. Savaşın sona ermesi ile ateşli tartışmalar oluyor İngiliz İşçi Partisi lideri Mac Donald “Kürsüde nerede Başbakan Lyod George? Bize ne söz verdi sonuç ne oldu hazineden büyük paralar alıp bizi boş yere masrafa soktu hani boğazlar bizim olacaktı Anadolu’yu paylaşacaktık. Başbakan bunu hesabını versin.” Lyod George’nin yanıtı şu şekilde “Sayın üyeler yüzyıllar ender olarak dâhiler yetiştirir şu talihsizliğe bakınız ki o büyük dahi yüzyılımıza Türk ordusu yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı ne gelir Mondros’un sonu Sevr’e giderken Mudanya’nın sonu Lozan’a gitmiştir. Lozan bir devletin bir siyasi rejimin doğuşunun simgesi olmuştur. (9 Eylül 1922 günü tümen komutanı Mürsel Paşa saat 10:30’da İzmir’e girdiklerini bir İngiliz gemisinden telsizle Ankara’ya bildiriyor. 15 Mayıs 1919 Çarşamba günü minarelerde Yunan ordusunun İzmir’in işgalinin kara haberini vermişti, kurtuluşun müjdesi 9 Eylül 1922 Cumartesi günü minarelerde okunan sela ile müjdeleniyordu. Sela seslerini duyan Türkler sokaklara dökülerek bugün için sakladıkları bayrakları balkonlara pencerelere asıp ağlıyordu.)
2. süvari tümenin önünde Yüzbaşı Şerafettin Komutasında Mersinli yolunda ilerliyor Yunan evlerinden açılacak ateşe karşı 8 er yaya olarak önde muhafız gidiyor. Halkalıpınar köprüsünü geçince Tuzakoğlu fabrikasına açılan ateşle 3 er şehir 1 er ağır yaralanıyor. Onların anıtkabri halen aynı yerdedir. Şehit olan erlerden 2. Fıkranın 4. Alayının 2. Bölük çavuşu Akşehir’in Mamuretü – Hamit köyünden Bekir oğlu Mehmet, 2. Fıkranın 4. Alayının 2. Bölük çavuşu Antalya’nın Kızıl Saray köyünden Baba İbrahim oğullarından Ömer oğlu Hakkı, 2. Fıkranın 4. Alayının 4.bölüğünden Er Nevşehir’in Aynalı köyünden sağır oğullarından Ahmet oğlu Seyit Ahmet
Tuzaklı fabrikasından 136 Yunan er ve Subayları ile Aydın’dan gelen trende Kemer istasyonunda 1 yüzbaşı 4 subay 700 er esir ediliyor. İzmir’in sokaklarında nal sesleri denizin dalga seslerine karışıyor.
Azınlıklar ve Yunan askerleri kaçarken İzmir’i ateşe veriyorlar. Büyük felaket yaşanıyor cephede çekilen ordunun fotoğrafları fotoğrafçının dükkanına telef oluyor.
Sivil şahsın attığı el bombası ile yüzbaşı Şerafettin hafif yaralanıyor. Yunanlılar hükümet konağını kapatıp kaçıyor, odacı kadın kapıları açıyor. Şerafettin yüzbaşı balkona çıkıyor şanlı sancağımızı direğe çekiyor. Yüzündeki yaranın kanının bayrağa bulaştığını görüyor.
Süvari tümenin 4. Alayının öncüsü Yüzbaşı Zeki kaymakamlık binasına bayrağı çekiyor. Meydanda toplanan esirlerin başına nöbetçi dikiyor. 4. Alay komutanı Refet Paşa kadife kaleye bayrağı çekiyor. 14. Tümen alayının askerleri Karşıyaka da alkışlarla karşılanıyor. 21 pare top atışı ile İzmir’i selamlıyor şehrin içinde binlerce Ermeni, Rum, Musevi azınlıkların ileri gelenleri hükümete gelerek asayiş temini için saklanmış düşman asker ve cephanelerini getirmeleri isteniyordu. Binlerce İzmirli hükümet konağını ziyaret ediyordu.
Fahrettin Altay Paşa hatıralarında 1. Ordu komutanı Nurettin Paşa’yı deniz kenarında yıkılan kışlaya getirmiş kışla avlusunda binlerce esir Yunan asker ve subaylarını (Zito Mustafa Kemal Paşa, Zito Nurettin Paşa diye bağırttım, Zito Venizelos diye bağırmayan ve süngülenen Türk subaylarının ruhunu şad etmek istedim.)
10 Eylül 1922 günü Mustafa Kemal Paşa İzmir’e giriyor Cramer Palace oteline gidiyor garson yer olmadığını söylüyor müşterilerden biri Mustafa Kemal Paşa’ya bağırıyor. Mustafa Kemal Paşa kimsenin rahatsız olmamasını rica ediyor. Bir masaya oturarak gelen garsona sorar “Kral Konstantin bu otelde rakı içti mi?”
Halk hükümet konağı meydanında toplanıyor Gazi Paşa millete sükûnete davet ediyor. Bu başarı milletin başarısıdır diyor. Rum metropolit Hristos Tomas Mustafa Kemal Paşa ile görüşmeye geliyor. Paşa görüşmüyor Nurettin Paşa ile görüşmesini istiyor. İzmir’in kuşatıldığı gün katliamları kendisinin yaptırdığını bir yüzbaşı bağırıyor Zito Mustafa Kemal diye Rum Metropolit bağırıyor. Metropoliti o anda halk tarafından linç ediliyor. Mustafa Kemal Paşa bu linçe üzülüyor.
İstanbul’daki Fransız General Pele Göztepe’ye gelerek Mustafa Kemal’e ordularınızı durdurun diyordu. Mustafa Kemal’in cevabı “muzaffer orduları durdurmak, toplamak zaman alır mütareke acele yapılmalı” dedi.
İzmirlilerin Mustafa Kemal’e sürprizleri vardır Karşıyaka’daki ev hazırdır. Evin kapısından girerken biraz sertçe sorar bu nedir? Bir bayan cevap verir. “Yunan bayrağı paşam Yunan kralı Konstantin buraya girerken Türk bayrağını çiğneyerek girmiştir.” Mustafa Kemal Paşa “Hata etmiş ben bu hatayı tekrar edemem bayrak bir millerin şerefidir. Ne olursa olsun yerlere serilemez ve çiğnenemez kaldırınız.”
Türk ordusu vatanını milletini şerefini masum Türk kadınlarını kurtarmak için savaşmıştır. Gazi ve şehitlerimizi minnetle şükranla anıyoruz.