Oldum olası silahlanmaya ve avlanmaya şiddetle karşı çıktığımı her ortamda söylemişimdir.
Bir canlıyı acımasızca katletmekten başka sayısız spor yapma olanakları varken, sen dağlara çık bir kısım canlıların neslini kurut.
Ayrıca bir evde bulundurulan silahın, ruhsatlı veya ruhsatsız fark etmez nice ocakları söndürdüğünü, nice gençlerin hayatının baharında yok edildiğini, nice kadınların eşleri tarafından öldürüldüğünü ve üç kuruş miras için aile facialarını sürekli okumamıza rağmen bireysel silahlanmanın Devlet eliyle kolaylaştırıldığını görüyoruz.
İş yerime gelip gazeteleri gözden geçirmeye başladığım sırada, tam da bana göre olan süper bir başlık okudum. “Şartlar zorlaştırılsın” Ak Parti Kayseri Milletvekili Şaban Çopuroğlu, bireysel silahlanmanın önlenmesi için Meclise önerge vereceğini, Türkiye’de her yıl ortalama 4.500 kişinin bireysel silahlarla öldürüldüğü bilgisini verdiğini okuyunca çok üzüldüm. Umarım ki Devlet tarafından belirlenen silah taşıma yetkisi asker ve polis dışında hiçbir kişiye hak olarak verilmez.
Şaban Bey teklifi ile Ülkesine bu yönde katkı sağlamış olur.
Sayın Vekilin yaşam biçimini, mütevaziliğini ve bazı özelliklerini bildiğim için tam Şaban Beye yakışan bir davranış olduğunu söyleyebilirim.
Canlının yaşamına son veren hiçbir davranış mubah olarak sayılmamalı, bilerek yapılmayan o kadar çok önemli mubah olan farzlar varken, onları yapmaktan imtina edenlerin gerekçelerine inanamıyorum. Neymiş efendim avcılar bilinçli davranırmış da gereğinden fazla avlanmazmış, dağlardaki kekliklerin, ovalardaki tavşanların ve birçok canlının yok edilmesini ben mi yaptım.
Devlet sadece bireysel silahlanmayı kolaylaştırmıyor aynı zamanda, Yaban hayatının devlet eliyle ve para karşılığında pazarlanması daha da acınası bir durum.
Bakanlık tarafından belirlenen avlanma esaslarına göre, hangi doğa hayvanından kaç tane vurulacağı belirleniyor ve avcılar doğaya salınıyor. Avcıların bu saptanan sayıda avlanıp avlanmadığının belirlenmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum.
Zaten bir kere avlanma izni verildikten sonra o doğal ortamlarda artık her şey avcının insafına kalmıştır.
“Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü” Görevi hayvanları ve doğayı korumak olan bu kurum, kendi iradesiyle doğanın dengesini bozuyor ve avlanma pazarlamacılığı yapıyor.
Avlanmasına izin verilen canlıların sayısına bakacak olursak, 57 Adet Kızıl Geyik, 17 Adet Çengel boynuzlu Dağ Keçisi, 17 Adet Karaca, 1 Adet Anadolu Yaban Koyunu ve 225 Adet Yaban Keçisini, silahlarla öldürebilirsiniz demiş. Toplamda Devletimizin kasasına 10 Milyon 502 bin lira para girecekmiş. Para için bu canlara kıymaya değer mi Hacı abi?
“Bir Kızılderili Atasözü derki, son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu öğrenecek.”