Yaklaşık 1 asır önce…
Yalan yazan resmi tarih değil, gerçek Türk Tarihi insanlık adına utanç veren kara bir lekeyi
bakın nasıl anlatıyor.
Kaldı ki…
Dünya Tarihinde eşi, emsali yok.
Kahpe İngiliz’in sahneye koyduğu ve yaklaşık iki milyon kişinin palalarla koyun kesilir gibi
kesildiği “ RUANDA SOYKIRIMI” nın versiyonu.
Nasıl mı?
Oğuz Han neslinden gelen ve tarihin en büyük devletlerinden birini kuran Osmanlı Hanedanı
ülkeden kovuldu...
3 Mart 1924' te, Osmanoğulları ailesine mensup, kadınlar ve çocuklar dahil 156 kişiyi
vatandaşlıktan çıkarıp 3 gün içinde sınır dışı edildi.
Kasap Stalin’in Kırım Türklerine yaptığı sürgün gibi. Hattta mezalim
Biz Stalin keferesinden daha vicdanlı olmalıyız ki 3 gün süre tanıdık.
Sınır dışı edilirken sadece gidişe mahsus bir pasaport ve 1000 lira para verildi.
Eksik olmasınlar ( ! )
O, insanları sofraları başından kaldırıp 1 gecede Sibirya soğuklarına yolladı.
Kara tren vagonlarıyla.
Hayvan taşır gibi.
Pestil gibi yaparak.
Dedim ya!
Biz daha insani ( ! ) davrandık. Kıyamadık ( ! )
Cumhuriyet yalakası milletvekili Fahrettin Altay, Konya’da mezarı bulunan Selçuklu Sultanı
Alaaddin’in kemiklerini çıkarıp köpeklere atsa da…
İnanın ya da inanmayın.
Araştırın yeter.
Biliyor musunuz vatan hainliğiyle suçladıkları büyük vatan dostu Vahdeddin Han iki sene önce
bu acıları yaşamaya başlamıştı.
Giderken resmi törenle yolcu edilen Vahdettin Han ki bunun adı kaçmak oldu.
Devlete ait çok sevdiği bir kitabı bile iade ederek saraydan ayrılan bir hırsız ( ! ) İttihatçıların
kurbanı Vahdettin Sultan.
Günahları boyunlarına olacak eminim gerçek tarihi çarpıtanların.
İyi ki ölüm var ve mahşer tv de ne olup bittiği seyredilecek.
Sultan’ın işi tamam. Şimdi sıra bütün ailede.
İyi hoş da:
Ne yabancı bankalarda paraları, ne de kendilerine destek olacak başka akrabalıkları , dostları, iyi
günlerinde yanlarında olanlar vardı.
Üç gün içinde ellerindeki malları yok pahasına satmak zorunda kaldılar.
Sürgün bir kaç ay sürecek sanıyorlardı.
Geri döneceklerine inanıyorlardı gariplerim.
Ama acı gerçekle kısa sürede yüzleştiler.
Vatan topraklarına dönmeyi bırakın, hava sahasını bile kullanmaları yasaktı. Başlarına gelenlere
inanamıyorlardı.
Sürgün kadınlar için 30, erkekler için 50 sene sürecekti.
Erkeklerin askerlik diploması dışında bir meslekleri yoktu.
Ankara, inanıp inanmamak size kalmış memur olmalarını dahi engellemeye çalıştı.
Ve hanedan sürgünde sefalete saplandı.
Hem de ne sefalet, ne itibarsızlaşma, ne onursuzluk.
Devam edeceğiz.
Hem de ne utanç tablolarıyla.