Din damarlarından giriyorlar.
Açıktan nefesi kokanlara pasta yemesini söylüyor adamım.
Bir deri bir kemik kalmış adamları gösteriyorlar görsel basında. Yetmedi söylüyorlar.
Şükredin halinize.
Canım benim(!)
Okuyorlar, göz boyuyorlar, üfürüyorlar yalnızca.
Modern üfürükçüler.
Modern meddahlar, masalcılar.
Politikacısı da, bilim adamı da, sanatçısı, falan filanı da.
Yersen.Yiyoruz da.
Tıpkı güdülmekten zevk aldığımız gibi.
Tıpkı biat edip, Ululemr’e itaat ettiğimiz gibi.
Madalyonun diğer yüzünde ne var söyleyim ibret-i âlem için:
Havyar nedir bilmeyen insanlara, görsel basında, havyar yiyen bir avuç asalak, ülkenin mutlu tablosuymuş gibi gösteriliyorsa etik ve insani değerler bitmiş demektir.
İnsanlar iki yüz elli gram kıymayı bulamazlarken bazı ahlaksız, medya fahişesi TV kanallarının yemek programlarında biftek zıkkımlanıyorsa…
Ahlaksızca beğenilmiyorsa…
Ahlaksızca buna RTÜK olarak göz yumuluyorsa…
Memleketi güllük, gülistanlık, toz pembe göstermeye çalışıyorsunuz anlamına gelir.
Yersen.Yiyoruz da.
Neden yemeyelim ki? Din damarımızdan öylesine korkular, yasaklar, haramlar enjekte edilmiş ki sesimizi çıkaracak halimiz yok.
Bedava tuvalet arayan, mankurtlaşmış emekli gibi.
Daha geçenlerde elektriğe zam gelmiş ki, ne zam ama.
Başım gözüm üstüne.
Ev kiraları, dükkan kiraları sahiplerin insaflarına bırakılmış
Başım gözüm üstüne.
Pahalılık inanılmaz boyutlarda almış başını gidiyormuş.
Başım gözüm üstüne.
Domates, patlıcan, kavun, karpuz, falan filan fiyatı düşmesin diye dağlara, bayırlara, derelere dökülüyormuş, kimse de hesap soran yokmuş.
Başım gözüm üstüne.
Potansiyel tüketici olarak görülen, ölmesi için gözüne bakılan, en iyi emekli ölü emekli olan emekliye, altı ay öncesinde verilen zamla dağ fare doğurmuş.
Başım gözüm üstüne.
Öyle mi? Daha beter ol o zaman.
Bu topraklarda yaşayan insanların hiçbir sorunu yok. Memleket meselesi diye bir şeyler söz konusu değil. Açlık yok, işsizlik yok, terör bitme noktasında.
Yokluk diye bir kavram da yok aslında. Sokaktaki boynu yana düşmüş, başı öne eğilmiş, kendi kendine konuşan ülke insanı bizim değil.
Herkes mutlu, her şey güllük gülistanlık.
Vatanlarını savunmaktan, kadınlarının etekleri altına sığınarak kaçan sırım gibi herifler, taşı sıksa bizim mübarek ensar, mübarek muhacir misafirlerimiz.
Onlar bizim bereketimiz. Onların sayesinde ovalarımız, tarlalarımız sapsarı başaklarla, ambarlarımız tıka bas en nadide yiyeceklerle dolu.
Tövbeestağfurullah.
Benim başım böyle taşa layık.