“Başınıza her ne musibet gelirse kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.”
Kim diyor bunu?
Haşa! Ben değil. Kimse değil. İslâm Âlimleri de değil. Ağalar, beyler, efendiler, makamlarını babalarından miras kalmış zannedenler hiç değil.
Allah! Şura Suresi 30. Ayet
Daha söyleyelim mi?
Söyleyelim de Kibirden, Karun müsveddeliğinden, parti burjuvazisi olmaktan, kölelerine tepeden bakanlar, milletin din damarlarından girenler…
Kendisi gibi düşünmeyenleri Allah Muhafaza Gayya çukurlarında görenler…
Irkçılıkla damgalayanlar…
Komünistlikle suçlayanlar…
Lider saltanatı ile, kendini vazgeçilmez, kölelerini, sürekli uyuşuk, sürekli güdülen sürü, sürekli mankurt zannedenler…
Biat ettirdiklerini çantada keklik görenler duysun.
Benden, herkesten çok çok öncesinden duydukları, bildikleri halde.
“Onların (müşriklerin) başına (Bedir’de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud’da) sizin başınıza geldiğinde ‘Bu, nereden başımıza geldi?’ dediniz, öyle mi?
De ki:
O (musibet), kendinizdendir. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.”
Âl-i İmran Suresi 165 Ayet.
Kimdenmiş 31 Mart musibeti?
Kim yerinden nasıl oynatmış taşları
Neden? Ama neden yerinden sökülemez bilinen, bırakın taşları, granit kayalar hallaç pamuğu gibi atılmış sandıklarda?
Ele geçirilemez kaleler nasıl bir anda fethedilmiş?
El değiştirmiş?
Erdemlilik, eskilerin tabiriyle eğri oturup, doğru konuşmak.
“ Mesajı aldık… Seçimlerden başarıyla çıktık… “
Yahu gidin şuradan be! Yirmi iki senedir salak yerine konulmak yeter artık.
Dünyanın bütün kargalarını güldüren, züğürt tesellisi sözler, söz değil.
Biat ettirdikleriniz dışında
Deve kuşu gibi başı kuma gömmek hiç değil.
Ekonomik kriz… Paçanız sıkıyorsa, halkın kanını emen, dayak yeme pahasına da olsa zincir marketlere gidin tebdili kıyafet.
Günde defalarca etiket değiştiren, üçü, beşi bir araya gelip, velinimeti halkı aptal gören, koskoca devlete kafa tutan, posta koyan, sorumsuz, kabadayı müsveddesi marketlere…
Onuru, gururu, rencide edilen, alaya alınan emeklilerle bir kır kahvesinde sohbet edin.
Siz… Yüzü kolalı, kolu pahalı, yanına destur çekilerek varılabilen hanımefendiler.
Estetik yüzünden gülmeyi unutanlar.
Yüreğinizden atıyorsa, “ Tabak sayısını eksiltin” Dediklerinizin mutfaklarına, aç olduğunuz bir vakitte gidip bakın.
Şu kadarcık vicdanınız varsa.
Söyletmeyin beni.
Meğer Suriyeli olmak varmış da bizim kanımız bozuk değil.
Karılarımızın etekleri altında vatan savunmasını bırakıp kaçacak kadar ne hainiz, ne onursuz
Şimdi ben mi yaptım bütün bunları?
Şu halde kim?
“Başınıza her ne musibet gelirse kendi yaptıklarınız yüzündendir… “
Sözün bittiği yer.