Nereden bileceksin ki? Belki tenceresi kaynamıyor ama Okullar açıldı, çocuğunun ihtiyacını karşılamakta biçare. Kıyafet, çanta, kırtasiye, kalem, kitap, servis ve benzerleri ertelenemez giderler. Başka Şehirde Üniversite kazanan gençlerin barınma, gıda ve yurt sorunları nasıl çözülecek, köklü bir çözüm önerin var mıdır? Kış yaklaştı yoksul ailelerin ısınma giderleri, temel gıda giderleri, sağlık giderleri, bunlara paralel olarak kira giderleri zaten Erciyes’in zirvesine çıkmış durumda. Kıt kanaat geçinen yoksul halkın sorunlarını sen göremez ve bilemezsin, seni zerre kadar ilgilendirmez, nereden bileceksin? Tuzun kuru.
Toplumun büyük bir çoğunluğu inanılmaz zorluklar içinde yaşarken, daha doğrusu yaşamaya çalışırken, alın teri dökmeden, kendini yormadan ve hak etmediği halde birçok yerden gelir elde eden azınlık, huzursuzluk duymadan ve umursamadan yaşamayı nasıl içine sindirebilir? Sahi bizler ne ara böyle vurdumduymaz olduk. Maddi imkanı yerinde olmayan, temel yaşamsal ihtiyaçlarını ve çocuklarının isteklerini karşılamaktan yoksun bir insanı sözle teselli etmek, ilgileniyormuş gibi davranıp riyakarlık yapmak, ayaküstü sohbetinde servetini ve azgınlığını anlatıp eli cebine gitmeyen nekes adamlar, önüne gelene şükür etmeyi tavsiye ediyorlar. Küçük sorunları çözebilme imkanın varken etrafına sırt dönüyorsan, benim gözyaşlarım senin gülüp oynamanı engellemiyorsa, biz ne ara dayanışma içinde olacağız?
Pür dikkat konuya yoğunlaştım yazımı bitirecekken radyodan bir haber dinledim, darmadağınık oldum. “Binali Yıldırım enerji sorunu yaşayan Avrupa’ya seslendi: Gönlümüz geniş, herkese yer var, kışı Türkiye’de geçirelim. Hem insanımız hem iklimimiz sıcak, Antalya onları bekliyor” demiş.
Öz evladını kapının dışına bırakıp, başka Ülkelerin sorunlarını kendine dert edinmek gibi bir özellikleri var. Enerjide, sağlıkta, temel gıdaların birçoğunda dışa bağımlı değilmişiz gibi, doğal kaynaklarımız çok zengin ve başkalarına muhtaç değilmişiz gibi bir umursamazlık yıllardır devam ediyor. Avrupa Ülkelerinin yaşadığı enerji sorununu bizim yaşama ihtimalimiz yok mu, bu özgüven nereden kaynaklanıyor? Devlet adamlarının rastgele, kafasının estiği gibi, ölçüp biçmeden konuşma özellikleri olmamalı, kimleri temsilen kimlere vaatlerde bulunuyorsunuz? Milletten yetki aldınız anladık fakat harcama ve dağıtma yetkileriniz kafanıza göre sınırsız değildir, olmamalıdır. Vatan Millet dersiniz çocuklarınız askere gitmez, İmam Hatip okullarını tavsiye edersiniz torunlarınız özel okullarda okur, şatafatlı ve lüks içinde yaşarsınız ama seçmene şükür etmeyi öğüt verirsiniz, insanların çoğunluğu ekonomik sıkıntı çeker, yandaşlarınız kayyum ve danışmanlıktan büyük gelir elde ederler, Cumhuriyetin tüm imkanlarını kullanırsınız ama Cumhuriyet’in Kurucularına hakaret edenleri görmezsiniz, sonuç olarak aynı gemide olduğumuzu sürekli hatırlatırsınız.
Bizim neler çektiğimizi siz nereden bileceksiniz?