Benden Bana Mektuplar...
-------------------
1997 Haziran 8
Cumartesi sonrası...
Evet sevgili Navruz! Sana yazmayı özellikle bu pazara bırakmıştım. Şöyle uzun uzun ve de neş’e dolu bir yürekle seslenecektim sözümona. Ama yine olmadı işte bak. Ne zaman olmuştu ki zaten... Anlayacağın daha öncesinde yazamadım.
Bu gün de saçma sapan yazacağımı bilmeme rağmen daha fazla süre mektubumu beklemene bir türlü gönlüm razı olmadı bak, it yesin bu yüreği... Bu halimle de olsa yazayım bâri dedim.
“Kapın her çalındıkça,
O mudur diyeceksin.
Beni kaybettin artık,
Sen çok bekleyeceksin.
Hele bir yalnız kal da,
Nasılmış göreceksin.
Beni kaybettin artık,
Sen çok bekleyeceksin.”
Görüyorsun ya sevgili Navruz; benim kulağım yanında parmaklarım da duyuyor müziği ve işte böyle mektuplara da yansıtıyor bir yerde. Allah kahretsin!.. Kusura bakma dostum, her zaman şöyle kocaman Bünyan şelâlesi olacak hâlim yok ya. Biraz da böyle, dağ başında çoban çeşmesi oluvereyim cılız cılız akan. “ırmağı israfa sokuyor diye” sandalımı kıyılara bağlayanlar utansın. Yoksa oturur da şimdi kuzuların ardından/ ayrılığın derdinden mi söz ederdim sana!..
Şu anda elimin ortasında üç tane yarım kitap var Navruz; “Ölesiye Yaşamak”, “Kurtlar” ve “İtin Biri” Birinden yorulunca diğerine geçiveriyorum hemen. Haftada iki gün de radyodan şiir üflüyorum tüm yüreklere. Bir müddet sonra bakıyorum ki herkes yollarda şiir okuyarak dolaşıyor. Belki sonuçta cinnet getirebilirler benim gibi. Ama şuna inanıyorum ki cinnetleri, cennetleri olacak bu gönül dostlarının.
Neden kaybettim ki mektubunu sanki?.. Oturur ona göre yazardım. Ne yazdığını hatırlamak haaa! Nerde o beyin bende. Biraz daha mı farklıydım önceki mektubumda? Herhalde öyleydim gibi... Ozan ne diyordu;
“Bir kararda kalmayalım,
Kalk gidelim dosta gönül...”
Haksız mıyım sence? Hep haklı olurum da bir türlü alacağım olmaz ki zaten. Ama hep vermekte güzel bir duygu bee!.. İster sevinç, ister hüzün olsun varsın. Tamam es geçmedik hatırımda... Yazarım dedimse yazarım o istemiş olduğun şiirimi yeter ki seni bir yerlerden gümüş kanatlarına alıp, öte yerlere taşısın:
Söz demişti, gelecekti mutlaka,
Yüreğim yollarda kaldı bu Pazar.
Dedim ki; aldırma, yapılan şaka,
Gözlerim ufkuna daldı bu Pazar.
Sevgimle besledim sabırlarımı.
Gizledim herkesten kahırlarımı.
Ona sakladığım tüm sırlarımı,
Eskiciler, satın aldı bu Pazar.
Baktılar yağmurlar, yüzüme mahzun.
Neden gelmedi ki; yollar mı uzun?
Seslendim kuşlara hele bir sorun,
Çanlar benim için çaldı bu Pazar.
İkindiye erdi zaman git gide.
Unutmuştur dedim beni belki de.
Kırıldı ümidim, akşam erdi de,
Yüreğimi "od"a saldı bu Pazar.
Gül açardı gelse idi yüzümde.
Özlemiştim, hilâfım yok sözümde.
Morardım bak, bir kez daha ömrümde,
Uykular gözümde şaldı bu Pazar.
Ali Rıza Navruz
# Benden Bana Mektuplar/2000