Parçalı bulutların semada birbirini kovaladığı ve mevsim ısısının da 14 derece olduğu bir Ekim günündeyiz bu gün. Henüz Ekimdeyiz ya bana biraz abartılı geldi bu hava durumu. Benim havam mı? Kara Kemalin o mahur şarkısı gibiyim; "Öyle bir türbe ki ruhum/ Gelen ağlar giden ağlar" Bu günden de farklı değil hani. Üşengeç ruhumu ortaya çıkarıp şöyle çarşıya doğru uzandım. Pazara hiç uğramadım elbet, orası cep yakan bir harman! Doğruca Orduevine gittim çarşıya inince. Tam da Ümraniye-kayseri maçının saati, 15… Orada bir güzel izledim maçı. Maç da güzel olsaydı keşke… Ne gezer neredeyse yenilip geleceklerdi. Hoca zaman zaman çift forvete dönüyor maçı koparabilmek adına ama nerdeeee! Şu Mustafa Pektemek için eskiden derlerdi ki: "Mustafa pektemek gol demek." Adam bize geldi geleli bırakın goller atmayı, şöyle göze hoş gelen bir oyun bile oynamadı. neyse bir puana şükrettik!
"Sadede gel dost" dediğinizi duyar gibiyim. geldim işte! Ne sabırsızsınız böyle ya? Şehrin meydanı ve çevresinde gezeliyorum. Faka bu arada gözüme hep dönerli reklam panoları takılıyor. Panolarda kişilere ait resimler ve Kayseri 5. Kitap fuarının tarihleri yazıyor; 14-25 Ekim. Resimlerin elbette tamamı bunlar değil, fakat meydan panolarında durmadan dönen bunlar:
1-Pelin Çift (Televizyon sunucusu)
2-Bestami Yazgan (Şair)
3-Zekeriya Efiloğlu (Eğitimci yaazar)
4-Nurdan damla (Çeşitli türden kitapları olan yazar-şair)
5. VS. Vs…
Kitap fuarlarında standı kiralayan genelde yazarların bağlı bulundukları yayınevleridir. Bazen de kişinin şahsi olarak kiralaması şeklindedir. Mesele isimlerini verdiğim kişiler değil elbet. Standı bir şekilde kiralayıp gelebilirler. Hatta bir kısım kişileri de belediyemiz davet edebilir. Bu da mesele değil. Benim merak ettiğim şu panolardaki reklamlar. Sanırım bu reklam işini bizim belediyelerimiz yapıyor ücretsiz. Maksat halkımızın dikkatini kitap fuarına çekmek. Çekince ne mi olacak? Geçen yılın 815.110 ziyaretçi sayısının rekorunu kıracak. Bunca ziyaretçiyi o alana çekmek elbette önemlidir de acaba kaç kişi kitap alıp çıkıyor o alandan, keşke bunun hesabını tutsalar diyorum. Hani derler ya; kuru kalabalık!.. Bu alım satım işi kişinin tercihi ile ilgili tabi. Kitap okuma zevki tereyağı değildir ki kişinin ekmeğine sürelim.
Şimdi ben diyorum ki Belediyemiz bu faaliyetin ev sahibi olarak şöyle bir stand ayırsa kendi evlatlarına. Üzerine de "Şehrimiz şair ve Yazarları" diye bir ibareyi assa, kötü mü olur? Kendi sanatçısına bir vefa borcunun bir kısmını ödemiş olmaz mı belediyemiz? Diyecekler ki şimdi; "biz her sene böyle bir stand ayırıyoruz zaten" Tamam ayırıyorsunuz da bir veya iki dernek adına veriliyor bu stand. Standın üzerinde de verilen derneğin adı yazılı. Girişte de kocaman filaması bir köşede. Burası benim kal'am havasında. Peki diyorum ki, herhangi bir derneğe üye olmayanlar ne yapacaklar? Mesela ben, ya da benim durumumda olanlar. O elde ettikleri standın yanından bile geçemeyecekler. Genel anlamda şehrimiz sanatçılarına ait olsa da bu yer, gerekirse fiyatını bile karşılasak derim. Bunca lafı buraya getirmek için mi yazdın diyorsunuz biliyorum.
Ben de heeee diyorum. bağımsız Milletvekilleri mecliste yer bulabiliyorlarsa, bağımsız (derneksiz) şair yazar da pek âlâ fuar standında yer bulabilmeli diye düşünüyorum. bizleri de dostlar bu pazarda görse ne çıkar ki? Görmese ne mi olur? Bu işin yetkililerinden birisi (adı bende saklı) der ki: "Siz karanlıkta göz kırpıyorsunuz"
Son sözüm de şu pano reklamları için olsun. Neden bu şehrin evlatlarından bir tanesinin bile adı ve resmi bu panolarda yok acaba? Sonuç da bu panolar dışardakilerden önce bizimdir bizim. Yoksa bizim değil mi? Vah "Makarr-ı Ulema" (ulema kararhahı) şehrim vah!
8 Eylül Dünya Okuma günüydü, hatırlayanlar var mı ki bu şehirde? Varsa bile iki satır okuyan oldu mu ki? Olmuştur mutlaka, ama canımıza!..