BİR FASL-I AKŞAM DEMİNDE…
"""""
Ali Rıza Navruz
"İşte öyleyim, kapkarayım bugün gel/En hüzünlü sesinle, en dokunaklı sesinle/Bana bir şarkı söyle..."
Ülkemiz acılı ve kanlı bir askeri darbe yaşıyordu o günler. Tarih 27 Mayıs 1960. Hissettiğim kadar halk Başbakan Menderesi çok seviyordu. Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan da aynı derecede seviliyordu. Dedim ya darbe kanlı idi. Darbeyi yapanlara göre, birileri bedel ödeyecekti. 17 Eylül 1961 günü bu bedeli bu üç devlet adamı, idam edilerek ödedi Yassıada'da.
"Bir nar ağacı vardı,
Bir de darağacı.
Namerde nar düştü;
Yiğide darağacı."
Bu konuya girmeyecektim aslında, diyecektim ki sene 1960 iken ilk mektebe yazıldım köyümüzde... Sen sus, söyleme! Şarkı notasında kalsın şimdilik agam! Görmüyor musun hüzünler koskocaman!.. Sanki bir fecr-i sadıkta düşürmüşüm yerlere umudumu. Sol böğrümdeki sancının sesi sizlere de tanıdık gelmiyor mu ha? Kahır, esir, efkâr, hüzün, zâr, gönül, yara, uykusuz gece, boş yatak, düşman yastık! Bütün bunlar bir sevda cenginin gönül ovasında kalan belki de hoş sedalardır. Bakın şu fasl-ı akşam deminde rahmetli Aydemir Doğan’ın “depresyon” isimli şiiri yapıştı dudaklarıma, gel de okumadan, yazmadan geç nasıl geçeceksen:
“Uyanıp birden uykudan
Şiirler söylemek sırılsıklam.
Sonra bir şarkı tutturup Selahattin pınardan;
'Gecenin matemini ruhuma örtüp sarayım'
Sonra da açıp tüm pencereleri
Komsulara bağırayım,
Tutun içimden bir beyaz güvercin kaçtı, diye…
Kim sardı bu şairliği başıma kim?
Kimdir rüyalarımın canına okuyan?
Allah cezasını versin.
Ey sabah, ey güneş
Yetiş artık nerdesin?”
Bu faslın sonuna koyup kocaman bir virgül, dönelim diyorum o hâle. O hâl ki yalın cinsinden…"Her mevsim içimden gelir geçersin" der ya bir uşşak makamlı şarkı, işte öyle bu devran, bu yalın hâl böyle döner durur biteviye. Döner durur ama bir kalbin viran oluşunu kimseler bilmez. Ah Semahat Özdenses ah!
Bu gün hüzün ayından geçiyoruz, ardından Ekim! sonrasında 'Yine Aylardan Kasım' gelecek belli ki. Ardından freze basarız, bir adım ötesinde de kara...Ve hiçbir zaman iyileşmez yüreğimizdeki yara!..