Tarihe Düşen Not
--------------
VE O VAHŞİ AT
Ali Rıza Navruz
Bir yirmi üç Haziran günüydü gittiğinde!.. Bu vedasız gidişin ardından kaç defter dolusu hasret şiirleri yazdım bilmiyorum Gülmira. Rengini nevruz mevsimlerinden almış papatya çiçeklerini defterimin sayfaları arasına mahkum ettim. Yarım kalmış şiirlerim kadar demli anılarımı gömdüm tümden yalnızlıklarıma. Umutsuz bir umudun çelişkisiyle kaç mevsim bekledim durdum çıkılmaz bir yolun ilk durağında…
Yılkıdan kopmuş dizginsiz taylar gibi rüzgârlardan koparak belki de sevdânın tüm çağlarından geliyordum Gülmira. Bak bu mâsumâne bir itirafımdır bu noktada. Seni yalan dolu papatyaların, Ayışığı güllerin gülüşlerinde seviyordum anlıyor musun? Ellerim, gözlerim, saçlarım yıldızlarla parlıyordu. Ve şiirime yansıyordu pembecik gülüşlerin. Hayır! Sâdece o üç harfli sözcükten ibaret değildi içimdeki… Ki; ben onu hiç duymadım, hatta hiç yazmadım!.. Yine de beni, benim seni sevdiğim kadar sevemeyeceğinin bilincinde olmanın dehşetengiz vurgunuydu bu...
Bir yirmi üç Haziran günüydü gittiğinde!.. Bu ansızın gidiş tüm duygularımı çalmıştı benden, tüm inançlarımı sonra… Ama bir yürek bırakmıştı bana naftalinlenecek, acılarla dolu bir yürek! Sen gittin Gülmira, beni de almadan yanına. Âh bu senin sessiz, bensiz gidişin yok mu?.. Azar azar kayboluşun sonra.
Dedim ya; Bir yirmi üç Haziran günüydü gittiğinde!.. Gayri yalnızlığım bana yoldaş. Yalnız; yalnızlığım… Sen gittin; ardından o yedi harfli isminin her harfini gecelerde dolunayın şavkına yazdım duy işte!.. Şimdi avuçlarım bomboş. Şimdi avuçlarım serin. Ve şimdi avuçlarım ıslak Gülmira. Avazım çıktığınca bağırıyorum ellerimi göğsüme bastırıp; “Ey unutuş, kurtar beni bu naftalin kokulu kederlerden!”
Sansam da, kaldığı yerden başlamaz hiçbir şey biliyorum. Bir iç çekişle yitirdik her şeyi biz... Bir yanık yanımız kaldı bu sevdâdan bize yâdigâr! Şimdi dökülen bir şarkıdır dudaklarımdan; “Böyle ayrılık olmaz/ Böyle sensiz yaşanmaz!”
Ve bir şiir daha düşüyor yüreğimden ak kâğıda Gülmira. Ya da “diz boyu” umutsuzluklarımın yosun tutmuş mor kayalarına. Pimi çekilmiş bomba/ Ve bir infilak! Ve o vahşi at…