BU GÜN ÇİFTE BAYRAM…
Evet sevgili dostlar,
Bir zaman önce sizlere ayak seslerini duyurduğum yürek dökümüm, elli yıllık çileli yolun sonundaki "LAYNA" nihayet KİMLİK yayınları farkıyla ve bu gün itibariyle ellerime/ ellerinize düştü işte… 1990 yılında yayınlanan ilk kitabım SIZI'nın yayınlandığındaki o tatlı heyecanın/mutluluğun belki de daha fazlasını şu an yaşıyorum buna inanın. Oysa o ilk kitaptan bu güne 24 kez (değişik türde eserle) yaşamıştım bu mutluluğu. Demek ki bu heyecanın varlığı yıllara meydan okutuyor. 1975 nere, 2025 neresi. Tam tamına 50 tane kocaman yıl, yani bir kocaman gümüş… Ve bu gümüş tepside 12 şiir, 10 deneme, 2 araştırma ve 1 adet anı olmak üzere 25 adet eser… Ve her zaman dedim ki; "Dili söze çevirdim sen şairsin dediniz/ Çıraklığım aşikâr önde ustam bulunur" "Oldum" kelimesinin bir anlamının da "öldüm" demek olduğunu hiç unutmadım, biline…
Bu LAYNA; iki bölümden oluştu dostlar. Birinci bölüm 2023yılında yayınlanan "Melâlin Sesi" isimli şiir kitabımdan sonra yazmış bulunduğum şiirlerimin otağı oldu. İkinci bölüm ise "PUSULASIZ SATIRLAR" ismi ile denemelerimin bir araya geldiği bölüm… Bu tanımlamamdan sonra gülümsediğinizin farkındayım evet. Gönül sofranıza iki lezzeti bir anda sunmuş bulundum. Yani ortaya karışık!..
LAYNA'mız görüleceği gibi (alınır da bakılırsa tabii ki) 120 sayfadan oluştu. Kullanılan kağıt Enzo kağıt türüdür. Belirli özellikleri ile diğer kağıt türlerinden ayrılır. Eşsiz bir dokuya sahip olduğu hemen fark edilir. Kapağımız tercihim olan turkuaz renge bürünmüş. Kapak arkasındaki karikatür ressam hasan Gürpınar çizimidir. kendisine teşekkür ediyorum buradan…
Amerikalı şair/yazar Charles Bukowski der ki sevgili dostlar; "İki seçenekten birini seçmek zorundaydım. Posta ofisinde kalıp delirmek ya da yazmaya oynayıp açlıktan ölmek… Ben aç kalmayı seçtim…" Sait Faik de der ki; "Yazmasam deli olacaktım!" Peki Cemil Meriç ne dedi: "İnsanlar kıyıcıydı, kitaplara sığındım!" Keşke insanımız, daha çokta idarecilerimiz bu sözlerin anlamını bir kavraya bilseler. Keşkeeee! Şu masum gönlümüzdeki şair muradı; salınan bir alevdir, ya da bir kordur. Son gece uykusu dolsa da şairin/yazarın ruhuna, doğrulur ve kalkar acıya inat! Bu biline. Denmemiş mi Hilmi Yavuz Hoca diliyle; "Hüzün ki; en çokta yakışandır bize/ Belki de en çok anladığımız.."
Sözü fazla uzatmayayım elbet! Ben kitap imza günlerini sevmiyorum. Sanatçı cami önü dilencisi gibi hissediyor kendisini inanın. (Geçmişte birkaç kez yapmıştık dostlarla, o yüzden biliyorum) "Her geçen burdan alıyor" diye çığırtkanlık yaparak kitap satanlara da sözüm yok elbet- )) Demek istediğim o ki; ben imza günü yapmayacağım. İki farklı edebi lezzet sunan LAYNA isimli kitabımı, bana yazarak, telefon ederek isteyen dostlara imzalı ulaştırabilirim. Bunun yanında; "DÜŞ ARDI GİDİŞLER (deneme)", "BET BENİZ ARASINDA", "DELİBAN", "ÖTELERDEN BİR TÜRKÜ", "MELÂLİN SESİ" isimli kitaplarımdan da isteyene sunulur dostlar…
Bayramımız kutlu, mutlu, umutlu olsun!.. Sevgiyle kalın...
İRTİBAT: Tel 0543 4410072